8 soruda gebelikte tansiyon yüksekliği

Sevgili Hürriyet okurları... Gebelik, bir kadının hayatındaki en özel ve hassas dönemidir. Ancak bu dönemde “tansiyon yüksekliği” görülmesi, karşılaşılabilecek sağlık sorunlarından biridir. Gebelik döneminin en hassas konularının başına gelen “tansiyon yüksekliği” ile ilgili tüm merak edilenleri, meslektaşım da olan İstanbul-Bahçelievler Medicana Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. İsmail Alay’a sordum. Ve işte 8 soruda “gebelikte tansiyon yüksekliği...”

Haberin Devamı

8 soruda gebelikte tansiyon yüksekliği

1) Gebelikte tansiyon yüksekliği nedir?

Gebelikte hipertansiyon, kan basıncının 140/90 mm/Hg veya daha yüksek değerlere çıkması durumudur. Bu durum gebelik öncesi hipertansiyon hastalığı olan bir kadının gebe kalması sonucunda gebeliğin çok erken dönemlerinden itibaren olabilir. Ancak bu köşemizde, gebelik sürecinde ortaya çıkan, gebelikle ilişkili, gebeliğin neden olduğu tansiyon yüksekliğinden bahsedeceğiz. Gestasyonel hipertansiyon, preeklampsi ve eklampsi gibi türleri bulunan gebelikle ilişkili tansiyona genellikle halk arasında gebelik zehirlenmesi denilmektedir.

2) Preeklampsi nedir?

Preeklampsi, genellikle gebeliğin 20. haftasından sonra ortaya çıkan (çoğul gebeliklerde daha erken de ortaya çıkabilir) tansiyon yüksekliği ile birlikte böbreklerden protein kaçağı, karaciğer fonksiyon bozukluğu, kan parametrelerinde bozulmalar, anne karnındaki bebekte gelişme geriliği olması gibi durumlarla seyreden sistemik bir hastalıktır. Tansiyonun yükseklik derecesi, idrardan protein kaybı miktarı, kan tablolarındaki bozulmalara göre kendi içinde hafif ve şiddetli preeklampsi olarak sınıflandırma yapılır.

Haberin Devamı

8 soruda gebelikte tansiyon yüksekliği

3) Belirtileri Nelerdir?

Hafif preeklampside hastaların hiçbir semptomu olmayabilir. Semptomu olmayan hastalarda tanı, gebelikte takiplerinde tansiyonun yüksek çıkması sonrasında yapılan araştırma ve takiplerle konulabilmektedir. Bu nedenle her gebelik muayenesinde en az 10 dakika dinlenme sonrasında hastaların tansiyonlarının ölçülmesi çok önemlidir. İdrarda protein kaçağı oldukça vücutta ödem başlayacaktır. Ancak normal gebelik seyrinde de özellikle bacaklarda bir miktar ödem olabilmektedir. Yüz gibi vücudun üst kısımlarında başlayan ödem preeklampsi açısından daha çok şüphe uyandırmaktadır.
Preeklampsi şiddetli hale geldiğinde karaciğer, böbrek fonksiyonlarında bozulmalar, vücudun damar yapılarında değişiklikler ve hatta pıhtılaşma bozuklukları ortaya çıkabilir. Bu şiddetli preeklmapsi durumunda sıklıkla karşılaştığımız semptomlar ise şöyle:
* Baş ağrısı
* Görme bozuklukları
* Karın üst kısmında özellikle sağ tarafta ağrı olması
* Ani kilo artışı ve ödem
* Çarpıntı ve nefes darlığı
* Şuur bulanıklığı

Haberin Devamı

4) Preeklampsi risk faktörleri nelerdir?

Gebelikte preeklampsi gelişmesi açısından en önemli risk faktörlerinden biri, annenin önceki gebeliklerinde yüksek tansiyon problemi öyküsüdür. Önceki gebeliğinde preeklampsi geçiren hastalar geçirmeyenlere göre sonraki gebeliklerinde preeklampsi açısından yaklaşık 8 kat fazla riske sahiptir. Bunun dışında, gebelikte preeklampsi riskini arttıran diğer faktörler şöyle:
* İleri yaş
* İlk gebelik
* Gebelik öncesinde tansiyon hastası olmak
* Çoğul gebelik
* Diyabet
* Obezite
* Bazı romatizmal hastalıklar
* Tüp bebek tedavisi
* Ailede tansiyon hastalığı öyküsü olması

5) Preeklampsi öngörülebilir mi, önlenebilir mi?

Preeklampsiyi öngörebilmek için yapılması gereken en önemli şey ilk gebelik vizitinde yukarıda belirtiğimiz risk faktörlerinin sorgulanması, risklerin aileyle paylaşılmasıdır. Bu durumda anne-baba adayı, preeklampsi gelişimine karşı daha dikkatli ve bilinçli olacak ve olası belirtilerde daha erken hekime başvuracaktır. Bununla birlikte her gebelik kontrolünde tansiyon ölçümü yapılması, tansiyon yüksek ölçüldüğünde idrarda protein kaçağının değerlendirilmesi gibi tanıya giden testlerin yapılması preeklampsinin erken saptanması açısından önemlidir. Hamileliğin 12. ve 20. haftalarında yapılan ultrasonda, rahimi besleyen damarların kan akışının değerlendirilmesi (uterin arter dopler) önemlidir. Bu değerlendirmede damardaki kan akışında direnç saptanması sonraki gebelik haftalarında preeklampsi ve bebekte gelişme geriliği gelişimi açısından risk anlamına gelir. Preeklampsi açısından yüksek risk altında olan hastalara sistemik muayene sonrasında gerekli görülürse preeklampsiyi önlemek için düşük dozda aspirin tedavisi önerilebilir.

Haberin Devamı

6) Gebelikte tansiyon yüksekliği bebeği nasıl etkiler?

Preeklampsi durumunda plasentanın yetersiz kanlanmasına bağlı olarak bebeğin gelişiminde sorunlar ortaya çıkabilir. Bebekte gelişme geriliği ve amnion sıvısı dediğimiz anne karnında bebeğin içinde bulunduğu sıvı miktarında azalma meydana gelebilir. Preklampsi gelişen gebeliklerde anne ve bebek açısından riskleri değerlendirerek bebeğin miada kadar (37 haftalık gebelik) büyümesini hedefliyoruz. Ancak bazen anne veya bebek ile ilişkili durumlarda doğumun erken yaptırılması gerekebilir ve bebek erken doğumun riskleri ile karşı karşıya kalabilir. Preeklampsinin neden olduğu ciddi komplikasyonlardan biri de plasentanın tutunduğu yerden erken ayrılması (plasenta dekolmanı) durumudur. Bu durum acil müdahale edilmezse anne ve bebek hayatının kaybına kadar giden ciddi sağlık problemlerine yol açabilir.

Haberin Devamı

7) Gebelikte yüksek tansiyon anneyi nasıl etkiler?

Preeklampsi vücudun birçok kısmını etkileyen sistemik bir hastalıktır. Özellikle şiddetli preeklampsi durumunda karaciğer fonksiyon bozuklukları, böbrek fonksiyon bozuklukları, pıhtılaşma sistemi bozuklukları belirgin hale gelebilir. Beyin damarlarının küçük pıhtılarla tıkanması veya tansiyon yüksekliğine bağlı beyin kanaması geçirilmesi gibi ciddi merkezi sinir sistemi kusurları ortaya çıkabilir. Preeklampsi hastalarında ani gelişen sara nöbeti gibi tüm vücutta kasılma nöbetleri ortaya çıkabilir ve bu durum eklampsi olarak adlandırılır. Eklampsi hem anne hem de bebek hayatının ciddi tehlikeye atan ciddi bir komplikasyondur ve şiddetli preeklampsi hastalarında bu durumu önlemek için de bazı tedaviler gerektiğinde uygulanmaktadır.

Haberin Devamı

8) Son olarak, tüm bu sürecin tedavi yöntemleri nelerdir?

Tedavi açısından bilinmesi gereken en önemli şey, preeklampsinin tek tedavisinin doğum olduğunun bilinmesidir. Doğum sonrasında anne tansiyonu lohusalık döneminde geçecektir. Lohusalık sonrası devam eden tansiyon preeklampsi olarak değil kronik/kalıcı hipertansiyon olarak adlandırılmaktadır. Bunun dışında gebelik sürecinde verilen tedavi çabalarının hepsi bebeğin olabildiğince miada veya miada yakın haftalara kadar büyümesinin sağlanması amacını taşır. Düzenli ve yakın doktor kontrolleri, tansiyon kontrolü için gerekli ilaçların düzenli kullanılması, düzenli tansiyon takiplerinin yapılması, erken doğum planlanan hastalarda akciğer gelişimini hızlandırıcı iğnelerin yapılması başlıca tedavi yaklaşımları arasındadır. Özetle gebelikte yüksek tansiyon hem anne hem bebek açısından çok riskli, ciddi olumsuz sonuçları olabilen bir sağlık problemidir. Preeklampsi, erken teşhis ve doğru tedavi ile yönetilebilir. Gebelik sırasında düzenli sağlık kontrolleri ve belirtilere karşı uyanık olmak, bu ciddi durumu yönetmede hayati önem taşır.

8 soruda gebelikte tansiyon yüksekliği

Yazarın Tüm Yazıları