Senaryo yazan izleyici dönemi

Son zamanlarda özellikle gelişmiş oyunlarda kullanıcıların hikayeyi kendi belirleyip final sahnesini kendi tercihlerine göre oynadığını biliyoruz. Örneğin Detroit: Become Human'ı ele alalım. Bu oyunu diğerlerinden ayıran en önemli özellik, yüzlerce farklı senaryoya sahip olması ve böylece kullanıcı, yaptığı tercihlerle oyunun sonunun her seferinde farklı bir son sahneyle noktalayabilmesini sağlıyor.

Haberin Devamı

Peki bu gerçekten kullanıcıyı ekrana nasıl bağlıyor? Oyuna olan bağımlılığı, inandırıcılığı artırıyor mu yoksa bizim için o kadar da önemli bir 'olay' değil mi?

Kesinlikle önemli. Öncelikle bize dayatılan bir hikayeyi oynamakla kalmıyor, bir karakterin nasıl davranması gerektiğini belirli seçenekler dahilinde biz belirliyoruz. Ki bu hiç göz ardı edilecek bir durum değil; çünkü farklı senaryoları görebilmek adına aynı oyunu 4 kez bitirdiğimi söyleyebilirim.

Ve oyunu her bitirdiğimde farklı bir sonla karşılaştım. Açıkçası 4 farklı oyun oynamış gibi hissettim. Gerçekten müthiş! QuanticDream'in ilk işi bu oyun değildi elbette; daha önce de Heavy Rain, Beyond Two Souls ve hatta Fahrenheit oyunlarının da altında bu şirketin imzası var ve yıllardır bu temada ilerliyorlar.

Haberin Devamı

Peki ben aylar önce satışa çıkan bir oyundan örnek vererek yazıma neden başladım? Açıkçası Netflix'te son günlerde dikkat çeken bir yapım var: Black Mirror - Bandersnatch. Filmin bu kadar büyük bir ilgi uyandırmasında en büyük rolü oynayan etmen ise lügatımıza "Kendi Maceranı Kendin Seç" olarak geçen ve sonunun izleyicinin tercihleriyle belirlendiği bir anlatıya sahip olması.

BBC'de yer alan haberde Black Mirror: Bandersnatch'ın televizyonun tüketilmesi açısından büyük yenilikler getiren bir yapım mı yoksa büyük bir reklam stratejisi mi olduğu tartışılıyor.

Senaryo yazan izleyici dönemi

Bandersnatch, "Kendi Maceranı Kendin Seç" anlatımına sahip, birden fazla tercih ortaya sunarak birden fazla sonla bitebilen bir kitap.

Filmde Bandersnatch'ın yazarı olan Jerome F. Davies, bu kitabı yazarken başka güçler tarafından kontrol edildiğini öne sürerek halisünasyonlar görmeye başlıyor ve yaşadığı heyezanların sonucunda karısını öldürüyor.

Stefan'ın da oyunu yazarken en çok zorlandığı şey, 1980'ler teknolojisinin imkanları dahilinde farklı senaryolarla biten bir oyunu hayata geçirebilmek.

Bu süreç içinde Bandersnatch kitabının ve yazarı Davies'in etkisi altında kalan Stefan da sanrılar görmeye başlıyor.

Haberin Devamı

Heyecan mı boş bir bekleyiş mi?
Biz de Stefan ile beraber film içinde tercihler yaparak ilerliyoruz. Yoksa ilerliyor muyuz?

Bizim yaptığımız tercihler ya da bizim yönlendirmemiz sayesinde Stefan'ın yaptığı tercihler ne kadar Stefan'ın hayatını değiştiriyor?

Filmin sonuna ne kadar etkide bulunabiliyoruz? Stefan'ın hayatı başkaları tarafından mı kontrol ediliyor yoksa Stefan kendi özgür iradesiyle karar verebiliyor mu?

Senaryo yazan izleyici dönemi

Black Mirror: Bandersnatch'ın interaktif bir şekilde ilerlemesi, direkt izleyiciyi sorguladığı bu meselelerin içine çekiyor.

İzleyici, filmi izlerken bir yandan kendi yaptığı tercihlerin ne kadar filmin akışını etkilediğini sorguluyor; böylece Black Mirror'ın dert edindiği konuların üzerinde daha aktif bir şekilde düşünmeye başlıyor.

Haberin Devamı

Bu da kimileri için eğlenceli bir film izleme tecrübesine dönüşürken kimileri için yaptığı tercihlerin sonuçlarını beyhude beklemenin getirdiği bir hayalkırıklığı yaratıyor.

Netflix'in daha önce çocuklar için interaktif yapımlar hayata geçirmişken yetişkinler için ilk interaktif yapım olarak Black Mirror'ı tercih etmesinin nedeni de bu olabilir, kim bilir?

Yazarın Tüm Yazıları