Türkiye’nin mimikleri ABD’den daha zengin

Hep “yurtdışına açılmak” denir ya... O, kariyerine ABD’de başladı, sonra Türkiye’ye açıldı. İkilemli soruların bu haftaki konuğu Canan Ergüder’le oyunculuk, aşk, hayat, sağlık ve parayla ilişkisini konuştuk: “Yeterli para saadet getirir. Fazlası gereksiz sorun, fazla sorumluluk getirir. ‘Kime göre, neye göre?’ diyeceksin, herkesin yeterlisi kendine...”

Haberin Devamı

Canan Ergüder’e sıfırdan başlayacak biri, oyunculuğunuzu ilk... Sahnede mi görmeli, ekranda mı izlemeli?

- İlk olarak sahnede görülmeyi tercih ederim. Gerçek zamanda başkalarının önünde yalan söylemeden, gaza basmadan bir karaktere derinlik katmak daha etkileyici.

Peki hangi rolünüz kariyerinizde daha büyük dönem noktası: “Bıçak Sırtı”ndaki piyano öğretmeni Serra mı, “Behzat Ç.”deki Savcı Esra mı?

- İkisi de eşit miktarda önemli benim için. Serra sektöre girişimi sağladı. Esra sektördeki varlığımı baki kıldı. Yani Serra olmadan Esra olmazdı.

Türkiye’nin mimikleri ABD’den daha zengin

Kazandığınız “en iyi yardımcı kadın oyuncu” ödülleri arasında sizin için... Afife mi daha anlamlı, Uluslararası Hoboken Film Festivali mi?

Haberin Devamı

- Türkiye’de yaptığım ilk profesyonel tiyatronun böyle bir karşılık görmesi açısından kesinlikle Afife.

Üsküdar Amerikan’ın ardından ABD’de Franklin and Marshall College’da sosyoloji ve tiyatro eğitimi aldınız. Kafanız mı biraz karışıktı, akademisyen babanız Üstün Ergüder’in müdahalesi mi oldu?

- Aslında bağlantılı dallar olduğu için bana çok kafam karışıkmış gibi gelmedi. Ama tiyatronun yanında başka bir dal seçmemin en büyük sebebi, sadece tiyatro seçeneği karşısında annem ve babamın hissedebileceği huzursuzluğu biraz olsun rahatlatmak vardı.

Her ikisinde de oyunculuk yapan biri olarak hangi toplumun mimik sepeti daha zengin: Türkiye mi, ABD mi?

- Kesinlikle Türkiye’nin mimik sepeti. Kendimizi daha büyük duygularla ifade eden bir toplumuz. Bu da haliyle yüzümüze yansıyor.

Bale ne oldu bu arada: Arada kaynadı mı, hâlâ gizli sevgili mi?

- Balenin hayatıma katkısı sonsuz, her zaman seveceğim eski bir sevgili gibi.

Hayatınız bir film olsa macera mı olurdu, romantik-komedi mi?

- Macera olurdu sanırım. Ben çok maceraperest biri değilim aslında ama hayatıma aldığım rengârenk insanlar sayesinde şu ana kadar müthiş deneyimler yaşadım.

Bir buçuk yıl önce meme kanseri atlattınız. Hastalığı neden dışarıya duyurmayıp işinize devam ettiniz: Moral için mi, insanlara anlatmaya mı hazır değildiniz?

Haberin Devamı

- Hastalığı öğrendiğimde önce durumu kendim sindirmek istedim ve etrafımdaki herkes buna saygı gösterdi. Ben kimseye “Bu bir sır lütfen kimseye söylemeyin” demedim. Hatta sette, 80 kişinin önünde öğrendim. Beklentimin çok ötesinde bir süre basına yansımadı. 6 hafta kadar. Ve buna müteşekkirim. Bu süre, durumu sindirmemi ve haberin duyulduğu vakitte de sağlıklı kalabilmemi sağladı.

Şifacı bir yönünüz olduğunu ve geliştirmek istediğinizi açıklamışsınız. O açıklamadan beri hiç yol kat ettiniz mi, öylece geliştirilmeyi mi bekliyor?

- Başkalarından önce kendim için şifaya yöneldim diyebilirim. Özellikle geçirdiğim hastalıktan sonra.

HATIR İÇİN HASTALANMAYA DEĞMEZ

Haberin Devamı

Pozitif ama sıkıcı insanlar mı, negatif ama ilginç insanlar mı?

- Hepsi ve aynı zamanda hiçbiri. Çünkü pozitif ama sıkıcının da negatif ama ilgincin de fazlası zarar bence...

Hatır için çiğ tavuk... Yenir mi, yenmez mi?

- Aslaaaa. Hatır için hastalanmaya değmez.

Hangisinin aklını okuyabilmek isterdiniz: Sevgilinizin mi, en büyük düşmanınızın mı?

- Düşmanımın aklını okumak daha yararlı. Sevgilim, güvendiğim kişi. Aramızda gizem olmasını isterim. Ama düşmanda böyle bir şeye gerek yok. Direkt nereden saldıracağını, neler düşündüğünü bilip mesafemi korumak isterim.

Zaman makinesi icat ettiniz, nereye giderdiniz: Geçmişe mi, geleceğe mi?

- Geleceğe. Merak ediyorum hayatın ne kadar değişeceğini.

Haberin Devamı

Bir şeyi gece planlamak mı, sabah planlamak mı?

- Gece plan yaptığımda kendimi daha sağlama almış gibi hissediyorum. Ayaklarımı yere basmayı seven biri olduğum için oyum geceden yana.

Mantık mı, içgüdü mü?

- Çoğu zaman mantığıyla hareket eden bir insan olsam da önemli kararlarımı içgüdülerimi dinleyerek almanın faydasını hep gördüm bu hayatta.

Sizce hangisi daha avantajlı: Zengin ama çirkin doğmak mı, fakir ama güzel doğmak mı?

- Zengin ama çirkin doğmak sanırım. Ama kime göre, neye göre giriyor burada benim aklıma. Paranın getirdiği avantajlar dış görüntünün efektine yardımcı olabileceği için ve “para=imkan” olduğu için bu çirkin cevabı veriyorum. (Gülüyor)

Haberin Devamı

Yani para saadet getirir mi, getirmez mi?

- Yeterli para saadet getirir. Fazlası gereksiz sorun, fazla sorumluluk getirir. “Kime göre, neye göre?” diyeceksin, herkesin yeterlisi kendine. Burada önemli olan para değil özbilinç bence.

““Hastalığı öğrendiğimde önce durumu kendim sindirmek istedim ve etrafımdaki herkes buna saygı gösterdi. Ben kimseye ‘Bu bir sır, lütfen kimseye söylemeyin’ demedim. Beklentimin çok ötesinde bir süre basına yansımadı. Bu süre, durumu sindirmemi ve haberin duyulduğu vakitte de sağlıklı kalabilmemi sağladı.””

ÖZEL MESELELER

Hep çantada keklik oldum

Yılın hangi dönemi daha romantik: İlkbahar-yaz mı, sonbahar-kış mı?

- İkisi için de ayrı romantik senaryolar hayal edebiliyorum. Ama sanırım ilkbahar-yaz ikilisini tercih ederim. Üşümemeyi seçerim.

Aşkta alıcı kuş musunuz, çantada keklik mi?

- Çantada keklik oldum sanırım hep bugüne kadar. (Gülüyor) İnsanın kendini şart koşmadan aşka kaptırmasını hep güzel buldum.

Gece hayatında hangisi çok iç gıcıklar: Gülümsemek mi, göz kaçırmak mı?

- Gülümseme de olsa, göz kaçırma da olsa önce karşılıklı göz kontağı gerek. Asıl iç gıcıklayan bu sanki.

En çok hangi dekoltenize güvenirsiniz: Sırt mı, bacak mı?

- Sırt.

Bir renk olsanız: Ateş kırmızısı mı, deniz mavisi mi?

- Ateş kırmızısı ilk tercihim ama çok yorucu bir renk. Standardı hep çok yüksek. Genellikle deniz mavisi olmayı seçerim.

Hangisi daha kötü senaryo: Kimselere âşık olamamak mı, her aşkınızın kötü bitmesi mi?

- Kimselere âşık olamamak daha kötü. Bu yüksek duyguyu en azından bir kere deneyimlemiş olmak önemli. Varsın hepsi kötü bitsin. En azından yaşamış oluruz.

Eski bir hatıranın yadına hangisi daha güzel eşlik eder: Sezen mi, Ajda mı?

- İkisinin de yeri ayrı olmakla beraber kendisiyle geliştirdiğim ilişkiden dolayı Sezen Hanım diyorum. Yakından tanıma fırsatı elde ettiğim için. Ha bir de Yengeç kardeşliğimizden dolayı!

Hangisini tercih edersiniz: Tek başınıza ağlamak mı, birinin omuzunda ağlamak mı?

- Tek başıma ağlamak. İstediğim kadar, istediğim şiddette, kimsenin etkisi olmadan, kendimle.

Aşkın karşıtı: Nefret mi, kayıtsızlık mı?

- Kayıtsızlık bence. Çünkü nefret aşkın öbür yüzü. Biri olmadan diğeri de olamaz. Her zıt kavram gibi birbirlerini destekliyorlar. Kayıtsızlık araya sızmışsa aşk bitmiştir.

Affetmek mi, unutmak mı?

- Ne kadar zor olsa da affetmek. Ben kolay unutabilen biri değilim. Affedebilmek önemli bir erdem.

GÜNDELİK HALLER

Ben bir ev kuşuyum

Ev halinizi hangi üçlü daha iyi tanımlar: Telefon-YouTube-sosyal medya mı, pijama-terlik-televizyon mu?

- Pijama-terlik-televizyon. Ben bir ev kuşuyum ve dizi izlemeyi çok severim. Ev üniformam da genellikle pijamaya yorabileceğimiz kıyafetler...

Ayaklarınıza kara sular inmiş: İyi bir roman mı, iyi bir film mi?

- İyi bir film. Görsel olarak bambaşka diyarlara gitmek beni çok etkiliyor.

Sofrada hangisine tahammül daha zordur: Obura mı, gevezeye mi?

- Geveze insanlar beni zorlar. İlgili görünmeye çalışmak zor. Karşımdakini dinlemiyorken yakalanma ihtimalim artar.

Evinize yatılı misafir geldi, horlamasından uyunmuyor. Uyandırır mısınız, uykusuz mu kalırsınız?

- Uykusuz kalırım. Ancak çok uzun kalıyorsa durum hakkında konuşmak isteyebilirim tabii...

Asla hatırlamadığınız biri size çok samimi davranıyor... Yekten hatırlamadığınızı mı söylersiniz, dolambaçlı sorularla kim olduğunu mu anlamaya çalışırsınız?

- Dolambaçlı sorularla kim olduğunu anlamaya çalışırım. Eğer kim olduğunu çözememişsem, durumu idare edip bozmamaya çalışırım ve bir an evvel kaçmanın yolunu bulurum.

POPÜLER ŞEYLER

Nasıl bir gırtlak var bu insanda!

Nâzım Hikmet mi, Orhan Veli mi?

- Aa ben kimim ki bu konuda seçim yapayım. İkisi de kalbin tam ortasına nokta atışı yapan ozanlar.

Türkiye’nin mimikleri ABD’den daha zengin

Yeşilçam’dan: Türkan Şoray mı, Filiz Akın mı?

- Filiz Akın ama tamamen içgüdüsel olarak cevap veriyorum.

Tarık Akan mı, Ediz Hun mu?

- Yine aynı şekilde...  Tarık Akan.

Türkiye’nin mimikleri ABD’den daha zengin

Hangisine daha çok gülersiniz: Cem Yılmaz mı, Ata Demirer mi?

- Cem Yılmaz. Beni çok güldürüyor. (Gülüyor)

Hangisiyle komşu olmak isterdiniz: Marilyn Monroe mu, Brigitte Bardot mu?

- Marilyn Monroe. Kötü insanlar girmiş sanki hep hayatına.

Hangisi daha çok çekti: Külkedisi mi, Pamuk Prenses mi?

- Külkedisi. İki kız kardeş ve bir üvey anne... Baş etmesi gereken insan sayısının fazlalığı sebebiyle. Pamuk Prenses’e yardım eden çok.

... Müslüm Baba mı, İbrahim Tatlıses mi?

- İbrahim Tatlıses’in yeteneğine, ses yönetimine söyleyecek söz bulamıyorum. Her dinlediğimde, “Nasıl bir gırtlak var bu insanda!” dedirtiyor.

KÜÇÜK KEYİFLER

Taze mantının üzerine yemek tanımam

Öğrenciliğinizde harçlık için restoranlarda çalıştığınızdan, gastronomiye de düşkünsünüz. Tarafınızı seçin: İtalyan mı, Fransız mutfağı mı?

- Fransız biraz ağır basabilir. Çocukluğumda ailem beni Tunus’ta bir akrabamızın evine götürmüştü. O evde Fransız bir şef kalıyordu. Yaptığı yemeklerden etkilendiğimi hatırlıyorum. Bu anıdan dolayı bu tercih. Yaş aldıkça yemeklerde hafiflik istediğimden, İtalyan’ı tercih edebilirim.

Mantı mı, iskender mi?

- Ben büyük bir mantı âşığıyım. Hele tazeyse üstüne yemek tanımam.

HİÇ DÜŞÜNMEDEN HIZLI HIZLI...

Kedi mi, köpek mi?

- Kedi.

Bir yemek olsanız: Tatlı mı, tuzlu mu?

- Tuzlu.

Gurmelerden... Vedat Milor mu, Mehmet Yaşin mi?

- Milor.

Tren yolculuğu mu, gemi yolculuğu mu?

- Tren.

İmkân olsa hangisini seçerdiniz: Tüm müzik aletlerini çalabilmek mi, bütün sporları yapabilmek mi?

- Spor.

 

Yazarın Tüm Yazıları