Sezen Aksu’nun gözyaşları

Bazı insanlar var ki içinizde yer ediyor; bir röportajlarını bile okuduğunuzda yaşlı insanların televizyonla konuşması gibi lafa girmeye, fikirlerinizi söylemeye başlıyorsunuz. Son söyleşisini izlediniz mi?

Haberin Devamı

4 yıl önce kaybettiğimiz Attila Özdemiroğlu için bir saygı albümü hazırlandı. Albümde yer alan sanatçılardan biri de Sezen Aksu. “Bir Vurgun Bu Sevda” şarkısını seslendirdi.
Minik Serçe bu albüm için seneler sonra ilk kez kamera karşına geçerek Özdemiroğlu’nun kızı Lidya Özdemiroğlu’yla bir söyleşi yaptı.
İnsanı duygudan duyguya savuran bir röportaj olmuş. Bir kere söze şöyle giriyor Aksu: “Kimseyi kendi hislerimle, yaşadıklarımla yormak istemediğim için bunları genelde paylaşmıyorum. Ama canım yandı mı yandı, şimdi ne yalan söyleyeyim, zor.”
Bir kere orada duracaksınız Sezen Hanım. Hayatımız sizin hissettiklerinizi, yaşadıklarınızı dinleyip, ezberleyip, söylemekle geçti.
Beğendiklerinizi... (Misal: Yavrum baban nereli?)
Sevdiklerinizi... (Hatırlayın: Bu gece gel, yarın istersen yine git)
Özlediklerinizi... (Mırıldanın: Ne olur geri dön)
Kıskandıklarınızı... (Gülümseyin: Gözleri şaşı gelini)
Kol kanat gerdiklerinizi... (Ayağa kalkınız: Ünzile, Kardelen...)
Hatta yeri geldi, biz size kendi kendimize kızdık, sonra yine kendi kendimize affedip bağışladık... Biz size küstük aslında, haberiniz yok.
Yok şimdi öyle yağma.
Gülmek, ağlamak, esnemek için “bulaşıcı kardeşler” denir. Sezen Aksu yüzünden hiç esnedim mi hatırlamıyorum ama gözlerimin dolduğu da gülümsediğim de çok oldu.
“Kimseyi kendi hislerimle, yaşadıklarımla yormak istemem” diyorsunuz ya...
Senelerce sizin yüzünüzden seve seve, beğene beğene, özleye özleye, ağlaya ağlaya bir hâl olduk. Hakikaten, yok şimdi öyle yağma.

Haberin Devamı

Devrilmediysem de çok sallandım

Söyleşinin en çarpıcı kısımlarından biri, Aksu’nun sesi titreyerek, “Ben en çok kayıplardan sınandım. Devrilmediysem de çok sallandım. Attila’yı kaybettik. Yerini dolduramıyoruz. Onno Tunç keza. Soracağım şeyler var, konuşmak istiyorum ama yoklar...” deyişi.
İmamın sesi titreyince, cemaat hüngür tabii.
Bir yolu olsa da bugün konuşabilseler...
Onno Tunç’a, Attila Özdemiroğlu’na ilk neyi haber verir, ne sorardı acaba?
Peki siz? Boşluğunu dolduramadığınız birisi apansız karşınıza çıksa nereden başlar, nerede bitirirdiniz?
“Dilimin ucunda kelimeler, bir türlü söyleyemiyorum...”
En sevdiğim şarkısının sözü.
“Nedenini o an sakın sakın sorma.”

Haberin Devamı

Belki de Türkiye’nin en çok komşusu, en çok arkadaşı olan insan

Yahut Sezen Aksu gelse, karşınıza otursa.
Diyelim ki apartmana taşındı, sabahın köründe çat kapı geldi, “Bana bir kahve yapsana” diye oturdu salondaki koltuğa.
Röportajda, ekranda falan değil de koltukta başlasa ağlamaya?
“Ay Sezen Hanıııım, ailecek çok seviyoruz, bir sefie çekinelim mi?” demezdiniz herhalde.
Sanki en son dün akşam konuşmuşsunuz gibi başlamaz mıydınız anlatmaya?
Ya da kızar kızar, sever sever, öpe koklar...
Dilinizin ucuna gelir gelir de kelimeler...
Bir türlü söyleyemez miydiniz: “Sen ağlama.”
Çat kapı evlerine girebileceğin çok komşun, arkadaşın var bu ülkede.
Sakın unutma.

Yazarın Tüm Yazıları