Çocuk şarkısından seksi şarkı olur mu?

“Kırmızı Balık” şarkısını hatırlarsınız:

Kırmızı balık gölde / Kıvrıla kıvrıla yüzüyor / Balıkçı Hasan geliyor / Oltasını atıyor / Kırmızı balık dinle / Sakın yemi yeme / Balıkçı seni tutacak / Sepetine atacak...

Rock’çı Gökcan Sanlıman müzikal bir değişim içindeymiş ve bu şarkıyı Teoman prodüktörlüğünde son single’ı için yeniden yorumlamış:

“Son zamanlarda seksi ve eğlenceli parçalar daha çok ilgi alanımda. Romantik tarafımı bir süre geride bırakıp kendimi yenilemek istedim. ‘Kırmızı Balık’ da bu senaryo için çok uygun.”

Bir müzisyenin zaman zaman tarz değiştirmesi iyi bir şey elbette.

Ama çocuk şarkısı?

Duyunca tüylerim diken diken oldu, açtım klibi izledim.

Berlin’de çekilen klipte Sanlıman bazen giyinik, bazen üstsüz. En yatak odası sesiyle şarkıyı söylüyor:

“Kıvrıla kıvrıla yüzüyor...”

Klipte kendisine model Lotus Sutra eşlik ediyor.

Lotus Sutra kızıl saçlı olduğu için “kırmızı balığı” da o temsil ediyor diye anlıyorum:

“Kırmızı balık kaç kaç kaç / Bu aşk seni soyacak...”

Ama klibi izleyince “çocuk şarkısından seksi şarkı” tedirginliğim biraz geçti gibi.

Çünkü özünde bir yetişkin şarkısı olmuş.

Böyle başka örnek var mı diye düşündüm.

Aklıma dünyanın en çocukça şarkısı “Happy Birthday To You”yu (Mutlu Yıllar Sana) Başkan Kennedy için dünyanın en seksi şarkısı şeklinde söyleyen Marilyn Monroe geldi.

İçim bir nebze daha rahatladı. Ama tam değil...

Peki siz ne düşünüyorsunuz? Çocuk şarkıları seksi olarak yorumlanabilir mi?

Huzursuz yürek sendromu

Merve Boluğur, DJ sevgilisi Mert Aydın’la evleniyor.

Sosyal medyadan yaptığı “Erkek gibi erkek kocam” paylaşımları eşliğinde.

Ne lüzum var? Sanki Murat Dalkılıç vs...

Öncekiler erkek değilmiş gibi.

Mutluluk yoluna baş koymuş, böyle önemli ve zor bir kararı almış insanlar için güzel şeyler temenni etmek, iyi şeyler söylemek gerekir ki iyi şeyler olsun.

Fakat söz konusu Merve Boluğur olunca insan bir “Acaba mı?” demeden de edemiyor.

Çünkü daha önce de “Gerçek aşk” diye paylaştığı kişiyle 1 ay sonra ayrılmışlardı.

Çünkü daha önce de sabah akşam paylaştığı işletmeci sevgilisiyle ayrılmış, Merve “Artık arkadaşız” demiş, işletmeci sevgili “Ne arkadaşı?” diye cevap vermişti.

Çünkü daha önce de Merve Boluğur ilişkiyi kendisi için değil, başkasına mesaj vermek için yaşadığı izlemini vermişti, yine öyle yapıyor.

Tamam, buldun gönlüne göre birini, sindire sindire, güzel güzel yaşasana.

Ama yok, yangından mal kaçırır gibi 2 ayda evlilik...

Yine bir acele, yine bir desinler, yine bir “bakın gördünüz mü” halleri...

Umarım bu kez bir yastıkta kocarlar da biz de kurtuluruz artık bu mesaj kaygılı ilişkilerden.

Dağlarında çiçekler açsın

Tarkan’ın İzmir’in kurtuluşu için 9 Eylül’de Gündoğan Meydanı’nda vereceği konser öncesi resmen karaborsa oluşmuş durumda.

Konser ücretsiz elbette ama meydanı gören binaların balkonları 500 dolar, sıra sıra mekânların fiks menüleri kişi başı 1000 lira, balıkçı teknelerinin gecelik kiraları 8 bin liraya dayanmış durumda.

Ha deseniz Tarkan konseri yüzünden emlak fiyatları yükselecek...

Türkiye’de böyle bir hareketliliği sağlayabilecek tek şarkıcının Tarkan olduğuna inanıyorum ve o akşam aralarında olamayacağım için İzmirlileri çok kıskanıyorum.

Yine de yaklaşık 3.5 sene süren işgalden kurtuluşun 100’üncü yılı kutlu olsun, dağlarında hep çiçekler açsın güzel İzmir.

Mangonun da hasadı mı olur?

Başta Antalya, Alanya olmak üzere Akdeniz sahillerinde mango, kivi, avokado gibi egzotik meyveler yetiştirildiğini biliyorduk. Ama geçen hafta Antalya’dan “mango hasadı”na davet gelince şaşırmadım değil.

Bu tropik meyveler ne zaman bu kadar yerli oldu ki artık hasadı, festivali yapılıyor?

Gerçi benim yaptığım tutuculuk. Çünkü ona bakılırsa domates, patates gibi ezelden beridir bizimle sandığımız birçok bitki de Amerika’nın keşfinden sonra Türkiye’ye geldi. İlginç değil mi? Mesela koskoca Kanuni ağız tadıyla bir patates yemeği, bir çoban salata yiyemedi.