Kahve ve Sağlık

Bugün kahve ile ilgili sorularınıza cevap vermeye gayret edeceğim. Cevapları aslında ben değil, Prof. Dr. Hamdi Akan verecek. Nedeni şu...

Haberin Devamı

Çay ve ayran milli içeceklerimiz ama kahve sempatizanı bir toplum olduğumuz da unutulmamalı. Bu “Türk kahvesi” gibi muhteşem bir lezzeti dünyaya kazandırmamız ve kahveyi “bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır” deyimiyle onurlandırmamızla da tescillidir.
Diğer taraftan son yıllarda özellikle gençler arasında kahve tüketiminin arttığı da inkâr edilemez. Zaman zaman ailelerden –yani evin büyüklerinden- “kahvenin sağlıklı olup olmadığı, ne kadarına izin verildiği?” yönünde sorular gelmesi biraz da bu artış ile ilişkili olmalıdır.
Bugün kahve ile ilgili sorularınıza cevap vermeye gayret edeceğim. Cevapları aslında ben değil, Prof. Dr. Hamdi Akan verecek. Nedeni şu...
Ankara Tıp Fakültesi’nde iç hastalıkları ihtisası yaparken birlikte çalıştığım araştırmacı arkadaşım Dr. Hamdi Akan’ın “Kahve ve Sağlık” isimli bir kitabı var. Kitap belki de bu alanda dünyadaki en güvenilebilecek kaynaklardan biri. Titiz bir çalışmanın ürünü.
Hamdi Hoca dikkatli bir literatür çalışması yapmış ve kahvenin sağlıkla ilişkisi konusunda aklımıza gelen hemen her soruya cevap aramış. İşte o “sorular” ve Hamdi Hoca’nın kitabından özetlemeye çalıştığım “yanıtlar”...

KAHVE UYKU İLİŞKİSİ
“Kahvenin en bilinen ve en çok dile getirilen etkilerinin başında uykuyu kaçırdığı varsayılsa da bu konuda çok fazla kanıt olmadığını belirtmek gerekiyor. Genelde kabul edilen, kafein alımının uykuya geçme süresini geciktirdiği ve uyku süresini kısalttığıdır. Ancak bu etki kişiden kişiye farklılıklar gösterir ve uzun süredir yüksek miktarda kahve içenlerde gözlemlenir. Kahve içmeye yeni başlayanlarda da belirgindir.”
Hamdi Hocanın önerisi ise uyku sorunu olan ve bunun kahveyle ilişkisi olduğunu düşünenlerin kahve tüketimini azaltmaları ya da kesmeleri.

DİKKAT VE KAFEİN

Hamdi Hoca’ya göre “günlük kullanım dozunda kafein” bireyin dikkat gerektiren işlemleri yapmasını kolaylaştırır. Kafein “uyarıları algılamada, hedef belirlemede, işlenen bilgi miktarını arttırmada olumlu etkilere sahiptir.”
Kafeinin dikkat üzerindeki etkisi gerçekten ilgi çekicidir ve etki yalnızca dikkati dağılmış kişilerde değil, dikkati yoğun kişilerde de olumlu yöndedir.

ZAYIFLATIR MI, ŞİŞMANLATIR MI?

Eğer içine ilave süt, şeker gibi şeyler eklememişseniz kahve kilo aldıran bir içecek değildir. Prensip olarak kahvenin kalori içermediğini bile söyleyebiliriz. Hamdi hocanın kitapta verdiği rakamsal değerler dikkate alındığında “225 gramlık bir fincan kahve yalnızca 2 kalori” var!
Kahvenin içine bir şeyler eklemeye kalktığınızda ise rakamlar hemen değişiveriyor. Mesela “orta boy karamel macchiato 310 kalori gelirken, normal yağlı sütle yapılan orta boy cappuccino 110 kalori gelmektedir.”
Orta boy bir sıcak çikolata bardağında 350, orta boy bir filtre kahve bardağında 10, orta boy caffe latte 260 kalori olduğunu da bir kenara not ediniz. Eğer en yüksek kalorili kahve içeceğini merak ediyorsanız Hamdi Hoca’nın kitabında o da var: İki kat çikolata taneli frappuccino 580 kalori içeriyor. Hamdi Hoca’nın “kahve-kalori” ilişkisi konusundaki tavsiyeleri şunlar: Eğer kalori hesabı yapıyorsanız kahvenize şurup eklemeyin. Kremadan uzak durun. Tam yağlı sütten yağsız süte geçmeye çalışın. Kahvenize eklediğiniz şeker miktarını azaltın.

BUNLARI DA NOT ALIN...

Kahve ve sağlık kitabından aldığım diğer notlar da şunlar:
Günde 150-250 ml kahve içenlerde bağırsaklardan demir emilimi yüzde 24-73 azaltır. Yani gıda ile alınan demirin dörtte biri ile dörtte üçü arasında bir miktar emilemeyip atılır. Kahvenin kesilmesi ise demir eksikliği tedavisinin başarısını olumlu yönde etkiler.
Laboratuvar çalışmaları kahvenin çinko emilimini de yüzde 21-32 arası azaltabileceğini gösteriyor.
Eğer reflünüz varsa ve kahve içerken reflü ile ilgili yakınmalarınız artıyorsa kahveyi azaltın ya da bir süre içmeye ara verin ama şunu da unutmayın: Sadece kahveyi kesmeniz reflünüzü tedavi etmez.
Farklı çalışmalarda kahve içmenin şeker hastalığı ile ilişkisi de incelenmiş, kahvenin içindeki kafeinin klorojenik asit ve magnezyumun etkileri araştırılmış ve sonuçta kahve içenlerde erişkinlik çağı şeker hastalığının yani Tip2 diyabetin görülme sıklığının azaldığı saptanmış. Kaynatarak kahve yapma ile filtre ederek kahve yapma arasında fark olup olmadığına bakılmış ve filtre kahve bazı çalışmalarda daha yararlı bulunmuş.
Hamdi Hoca’ya göre gut hastası olanlar da kahve içebilir. Kahve ürik asit düzeylerini artırmıyor. Tiroid hastası olanlarda kahve içebilirler tiroid haplarını kahve eşliğinde yutmamak gerekiyor.
Kahvenin osteoporozu yani kemik erimesini hızlandırıp hızlandırmadığına ilişkin araştırmalar da gözden geçirilmiş ve özellikle günlük kafein alımı 300 mg üzerinde olan ve yetersiz kalsiyum alan kadınlarda kemik mineral yoğunluğunun azalabileceği notu düşülmüş.
Kahvenin böbrek fonksiyonları üzerindeki etkisine gelince... Böbreğinde oksalat taşı olanlara kahve içmek pek önerilmiyor, çünkü besinle kazanılabilecek oksalat için en önemli kaynaklardan biri kahve. Böbrek yetmezliği olanların da kahve içerken biraz tedbirli olmaları tavsiye ediliyor.
Peki, hamileler kahve içebilirler mi? Hamdi Hoca bu konuda da şu bilgilere ulaşmış: Kahve ya da kafein gebe kalma olasılığını azaltmıyor, ancak geciktiriyor gibi görünüyor. Çocuk sahibi olmak isteyenlere ise günde 300 mg.dan fazla kahve almamaları tavsiye ediliyor.
Hamile kadınların kahve tüketirken biraz daha dikkatli olmalarında fayda var, günlük kafein tüketimlerini 200 mg.ın altında tutmaları gerekiyor. Kahvenin erken doğum yaptırdığına dair net ve açık bir kanıt ise mevcut değil. Annenin içtiği kahvenin içindeki kafein emzirdiği sütle bebeğe de geçiyor. O nedenle prensip olarak süt verme döneminde kahveyi sınırlamakta fayda var. Ayrıca süt veren annelerde kahveye bağlı uyku azalmaları ve huzursuzluk gibi işaretlere daha sık rastlanıyor.

NETİCE

Hamdi Hoca’nın kitabı daha pek çok ilgi çekici bilgi ile dolu. Okudukça çok şey öğreniyorum. Anladığım ve sizin de bilmenizi istediğim nokta şu: Kahve eğer kafein yüklenmesine yol açacak miktarlarda tüketilmezse sağlıkla ilişkilendirilmesinde ciddi biçimde yeniden gözden geçirmeler gerektiren bir içecek.
Sağlıklı bir yetişkinin günde kilosu başına maksimum 5 mg civarında kafeini tolere edebileceği hesaplanıyor ki bu “günde ortalama 300 mg” kadar kafeine denk geliyor. Kahve tiryakilerine ve kahve-sağlık ilişkisini merak edenlere Prof. Dr. Hamdi Akan’ın kitabını şiddetle tavsiye ederim.
(*) Kahve ve Sağlık/ Prof. Dr. Hamdi Akan/ Mikado Sağlık/2011/ İstanbul

Yazarın Tüm Yazıları