Benim de kilo sorunum vardı

90’lı yılların ortalarına kadar benim de kilo sorunum vardı. Aslında “vardı” demem de pek doğru olmasa gerek, zira hâlâ bugün de en ufak bir dikkatsizlikle hızla bir “iç yağlanma” sürecine ben de girebiliyorum.

Haberin Devamı

Neyseki 25-30 yıldır inatla sürdürdüğüm “yürüme alışkanlığım” ve bir ölçüde insülin direnci problemini yönetmeyi öğrenmem sayesinde kilomu dengelemem pek zor olmuyor. Benim fazla kilolu olma eğilimimin nedeni insülin direnci problemi. Babadan yadigâr bir insülin direnci problemim var. Bu nedenle ben de çok kolay kilo alıyor, çok zor kilo veriyorum. Lise sonuna kadar hep “tombul” bir çocuktum. Öğrencilik yıllarımda da hiçbir zaman ince biri olmadım, olamadım. O yıllarda kilo verme çabalarım hep başarısızlıkla sonuçlandı çünkü insülin direnci meselesini ve o meselenin nasıl çözüleceğini/yönetileceğini ben dahil kimse bilmiyordu. Peki, ya sonrası?

Benim de kilo sorunum vardı

Haberin Devamı

BENİM HİKÂYEM

METABOLİZMAMLA NASIL ANLAŞTIM

UZMANLIK eğitimimi takiben bir iç hastalıkları uzmanı olarak çalışmalarımı metabolizma üzerine yoğunlaştırdım. Mesleki çalışmalarımın neredeyse yarısını kilo sorununun kökenleri ve çözümüne ayırdım. Bir taraftan kendi sorunumu çözmeye çalışırken diğer taraftan da kilo problemi olan binlerce insanın tedavisiyle ilgilendim. Onların neler hissettiklerini, heyecanlarını, hayal kırıklarını, sürece bakış biçimlerini, kaçamak yapma yollarını, isteklerini, arzularını ve bahanelerini dikkatle izledim. Daha önce ben de onlarla benzer sorunlar yaşadığım için onları anlamakta fazla bir zorluk da çekmedim. Daha sonra da “insülin direnci” meselesi gündeme geldi ve anlaşıldı ki kilo meselesinin arka planında insülin direnci problemi bir numaralı meseledir. Ve gelinen nokta özetle şudur: Kilo meselesi, zannedildiği gibi sadece estetik bir problem değildir. Eğer bu problemi sadece estetik bir problem olarak görüyorsanız, siz süreci/çözümü baştan kaybetmişsiniz demektir. Kilo meselesi bir parça genetik, bir parça metabolik, bir parça da psikolojik bir problemdir. Ayrıca kilo meselesi, fazla kiloları vermekten ziyade kilo dengesini yönetmekle ilgili bir süreçtir. İşte bu nedenle eğer kilo sorununuz varsa lütfen öncelikle “Neden kilo alıyorum ve niçin kilomu kontrol edemiyorum?” sorusuna yanıt arayarak işe başlayın. Metabolizmanızın nasıl çalıştığını öğrenmeden asla bir diyetisyen masasına oturmaya kalkmayın.

Haberin Devamı

Benim de kilo sorunum vardı

BİR UYARI

‘GİZLİ ŞİŞMANLAR’ ÇOĞALIYOR

GÖRÜNÜRDE kilo sorununuz olmayabilir ama kilolu biri olup olmadığınızı belirleyen sadece kıyafetinizin üzerinizde nasıl durduğu ya da tartıda gördüğünüz kilo rakamları değildir. Bunlardan çok daha önemlisi vücudunuzdaki yağ miktarı özellikle de göbek/karın bölgesinde biriktirdiğiniz iç yağların beden kas kitlenize oranıdır. Dışarıdan bakıldığında normal kilolu biri gibi görünebilirsiniz. Ama bedeninizdeki yağ miktarı, özellikle karnınızdaki iç yağlarınız çok fazla ve kas kitleniz de çok az ise durum sağlığınız açısından yine tehlikelidir. Bu durumda siz ince olduğunuzu düşünseniz de maalesef tıbben gizli bir şişmansınız! Eğer gizli bir şişmansanız bacaklarınız incecik, kalça bölgeniz normal genişlikte hatta daracık bile olabilir. Ama giderek büyüyen bir göbeğiniz ciddi bir iç yağı birikiminiz vardır. Tartıya çıktığınızda fazla kilonuz yok gibi görünür ama siz biz doktorlar için gizli bir şişmansınız demektir. Gizli şişmanlıktan kaçınmak için prensibiniz öncelikle “YAĞ KAS ORANINIZI” öğrenmek olsun. Şu bilgiyi bir kenara dikkatle not edin: Basitçe “erkekler için yüzde 25’in, kadınlar için de yüzde 35’in üzerinde bir yağ oranı” kesinlikle gizli bir şişmanlığın işaretidir.

Haberin Devamı

Benim de kilo sorunum vardı

AKLINIZDA OLSUN

3 BÜYÜK DİYET HATASI

1- OTLA-ÇÖPLE KİLO VERMEYE ÇALIŞMAK: Açai özü, lahana kapsülü, biber hapı, Afrika mangosu, yosun tozu gibi kilo verdirdiği söylenen ‘bitkisel’ ürünlerin çoğu palavradır. Bu bitkilerin hiçbirinin etkinliği kanıtlanmamıştır. Dahası bu karışımların içine karıştırılan zararlı kimyasallar karaciğer ve böbreklerinizin en büyük düşmanlarıdır.

2- LAKSATİFLE ZAYIFLAMAK: Bağırsakları hızla boşaltan, su kaybına neden olarak sizi kilo verdiğiniz düşüncesiyle aldatan bağırsak yumuşatıcılardan, yani laksatiflerden uzak durun. Form ve sinameki çaylarını ya da aynı etkiyi yapan hapları kilo vermek amacıyla kullanmayın. Bunlar su ve elektrolit kaybına neden olarak sağlığınızı bozabilir.

Haberin Devamı

3- İDRAR SÖKTÜRÜCÜ HAPLAR KULLANMAK: İdrar söktürücüler yağ eritmez, kaybettiğiniz ağırlık sadece su kaybıdır. Aşırı ve gereksiz su kaybı beraberinde faydalı mineral ve vitaminleri de götüreceğinden önce böbrekleriniz, sonra sağlığınız için tehdit oluşturur.

Benim de kilo sorunum vardı

Yazarın Tüm Yazıları