Bas ağrıtan sorular

Önce şu bilginin altını yeniden ve kalınca bir çizelim: Lütfen baş ağrısı deyip geçmeyelim! Baş ağrısının kimi önemsiz, kimi de hayatı tehdit edebilecek kadar mühim. Bu ağrının farklı ve şaşırtıcı nedenleri var. Sıradan bir ofis stresi de başınızı ağrıtabiliyor, beyninizin içinde neredeyse bir greyfurt iriliğine ulaşan iyi huylu bir tümör veya bir beyin kanseri de. Kısacası sorun baş ağrısı olduğu, sorular da baş ağrısından geldiğinde biz her zaman telaşlanırız. İşte o sorulardan bazıları...

Haberin Devamı

SORU 1: Ağrı kesiciler bağımlılık yapar mı? 
Morfin türevi olmayan ağrı kesiciler sürekli kullanıldıklarında bile bağımlılık yapmazlar. Ancak ilacın çok fazla kullanılması, daha doğrusu suiistimal edilmesi yüzünden var olan ağrılara yeni bir ağrı türü de eklenebilir. Bu durumda hastanın mutlaka bir hekime başvurması ve ağrı kesiciler dışında bir tedavi için yardım alması gerekir.

SORU 2: İleri yaşlardaki baş ağrılarının nedenleri nelerdir? 
İleri yaşlarda başlayan baş ağrılarında öncelikle altta yatan bir neden olup olmadığı araştırılmalıdır. Migren yaşla birlikte azalma gösteren bir hastalıktır. İleri yaşlarda başlama olasılığı yaklaşık yüzde 2 civarındadır, yani ihtimal son derece düşüktür. Özellikle ileri yaşta başlayan baş ağrılarının ardında genelde iki sağlık problemi yatar: Bu ağrılar ya damar iltihabına bağlı baş ağrılarıdır -ki buna temporal arterit- denir ya da hipnik, yani sadece gece uyurken ortaya çıkan baş ağrılarıdır. Özellikle ileri yaşlarda görülen ve REM uykusu sırasında ortaya çıkan hipnik ağrılara nadiren rastlansa da böyle bir olasılık mutlaka göz önüne alınmalıdır. Bu ağrılar öyle şiddetli olur ki, kişiyi uykusundan uyandırır. Kısacası 50 yaş üstündeki bir hastada yeni ortaya çıkmış baş ağrıları söz konusu ise mutlaka bir doktora danışmak gerekir.

Haberin Devamı

SORU 3: Botoks tedavisi migrende de yararlı mı? 
Son yıllarda baş ağrısı tedavisinde de kullanılmaya başlanan bu enjeksiyonlar, sık ve kronik ağrılarda bir tedavi alternatifidir. Ancak çok pahalı olması nedeniyle pratikte kullanılan ve öncelikli bir tedavi yöntemi değildir.

SORU 4: Hipoglisemi baş ağrısı yapar mı?  
Evet! Eğer baş ağrılarınız varsa ve bu soruna çözüm arıyorsanız, kan şekerinizi kontrol ettirmeyi sakın unutmayın. Çünkü hipoglisemi de baş ağrısına yol açabilir. Kandaki şeker değerinin yüksek olması gibi az olması da ciddi bir sağlık problemidir. Kan şekerinin en az 80 olması gerekir. Bu değerin 80’in altında olması hipoglisemi denen bir sağlık probleminiz olduğuna işaret eder. Baş ağrısının yanında tatlı düşkünlüğü, çabuk acıkma, birdenbire ortaya çıkan açlık atakları, yorgunluk, terleme, uyku bölünmeleri, öfke nöbetleri, unutkanlık ve kafa karışıklığı gibi semptomlardan da şikâyetçiyseniz aklınıza ilk gelmesi gereken sağlık sorunu hipoglisemi olmalıdır. Önemli bir not: Hipoglisemi ciddiye alınması gereken bir sağlık sorunudur. Kan şekerinin 80’in altına düşmesi, hücrelerinizi enerji kaynağı olan şekerden yoksun bırakır. Bu durumdan her organ etkilense de birincilik beyin ve sinir sisteminindir.

Haberin Devamı


AKLINIZDA OLSUN 

Başı ağrıyanlar neleri yapmalı veya yapmamalı?
Eğer sık tekrarlayan baş ağrılarından şikâyetçiyseniz, bu yapmanız ya da yapmamanız gereken bazı şeyler var demektir. İşte size kısa bir liste...
* Öğün atlamayın, aç kalmayın, kan şekerinin düşmesi yani “hipoglisemi” bilinen en etkili baş ağrısı tetikçilerinden biri.
* Alkolle ilişkinizi yeniden düzenleyin, mümkünse alkole tamamen veda edin.
* Hangi besinlerin başınızı ağrıttığını da öğrenmeye çalışın, örneğin baş ağrınızın nedeni çikolata tutkunuz olabilir.
* Stres meselesine bir ayar getirip daha az stresli kalabilmenin yollarını araştırın.
* Düzenli uyku çok mühim bir ayrıntı, uykunuzdan asla taviz vermeyin.
* Uykuda solunum durması ve horlama probleminiz var mı öğrenin, varsa tedavi ettirin.
* Egzersizden vazgeçmeyin, özellikle yoga ve meditasyon gibi ruhsal gevşeme egzersizlerini deneyin.
* Dinlenmeyi ve tatil yapmayı ihmal etmeyin.
* Aşırı ışık ve gürültü üreten, kirli havalı ortamlardan uzak durun.

Haberin Devamı

TERCİH SİZİN 

Boza mı, şalgam mı?
İkisi de probiyotik zengini içecekler. İkisi de sağlıklı ve doğru tercihler. Ama yine de aralarında bazı minik farklar var. Mesela bozayı sadece soğuk kış gecelerinde içerken, şalgamı yaz-kış hemen her gün her öğünde tüketebilirsiniz. Şalgamla bedeninize bozadan daha az kalori yüklersiniz. Şalgamın antioksidan gücü de bozadan daha fazladır. Kısacası benim oyum şalgamdan yanadır.


HANGİSİ?

Ay çekirdeği mi, kabak çekirdeği mi?
İkisinin de farklı sağlık marifetleri, faydaları var. Her şeyden önce ikisinin de azı karar, çoğu zarar. Zira ortak yanlışları yüksek kalorili olmaları ve omega-6 zenginlikleri (Ay çekirdeğinin omega-6 zenginliği -yanlış hatırlamıyorsam- kabak çekirdeğinden biraz daha fazla).
İyi taraflarına gelince... Ay çekirdeğinde daha çok E vitamini -yarım fincan ayıklanmış ay çekirdeği günlük E vitamini ihtiyacınızın en az yarısını karşılar- kabak çekirdeğinde ise daha fazla arginin -arginin güçlü bir nitrik oksit salgılatıcısıdır, damarlarınıza bayram yaptırır- var. Günlük miktarları -birini tercih ederek- 30 gramı aşmamalı.

Haberin Devamı


İYİ BİLGİ 

Salça mı, ketçap mı?
Ketçap salçanın endüstriyel hali, yani daha da lezzetlendirilerek yeniden üretilmiş farklı bir biçimi, kısacası içine şeker ve başka katkılar eklenmişi. Biraz şımartılmışı, biraz da yoldan çıkarılmışı. Bu nedenle salçayı ketçapla kıyaslamaya kalkmayın, salçadan asla şaşmayın. Kaliteli bir salçaysa hiç düşünmeden oyunuzu salçadan yana kullanın.

 

Yazarın Tüm Yazıları