Takıntı

Bu dört isimin başı son günlerde ‘takıntılı hayranlarla’ dertte. Bu sadece ünlülerin problem değil tabii.
Herkesin hayatına zaman zaman böyle takıntılı tipler giriyor.
Onlardan kurtulmanın yolu yordamı da yok üstelik.
Adı üstünde takıntılı...
Ne yapsanız vazgeçmiyor...
◊ Tutkusundan...
◊ Takip isteğinden...
◊ Hayatınızı didik didik etmekten...
Mesela Ayça Ayşin Turan’ın takıntılı ismi Cezayirli bir şarkıcı.
Ünlü yani.
Parası pulu var.
Ayça için İstanbul’a gelmiş, ‘seni kaçırırım’ diye mesajlar falan atmış oyuncuya.
Aleyna Tilki’yse evine kadar gelen sözde hayranı yüzünden evini taşıyor.
Dün ‘nah bulursunuz yeni evimi pislikler’ diye bir mesaj paylaştı Aleyna.
Bir de bu tipler...
◊ Kendilerine cevap verilmeyince deliye dönerler.
◊ Cevap verilse ‘o da bana aşık’ derler.
◊ Noktayla virgülün yerini karıştırsanız ‘tamam ya kesin naz yapıyor’ diye düşünürler.
Günümüzün hastalıklı ruh halidir bu.
Uğraşması zordur.

Türk mutfağının milli takımı olsun”

Ben demiyorum.
‘Sahan’ restoranlarının sahibi ünlü şef ve gastronomi eğitmeni Tahir Tekin Öztan diyor bu sözleri.
Hafta içinde röportajını okudum.
◊ “Risotto, carpaccio bir tarafa kebap bir tarafa” diyor.
◊ “İlk sosyalleşme kebap ile gerçekleşti” diyor.
◊ “Türk mutfağı dünyanın en iyilerinden biri değil en iyisi” diyor.
◊ “Bırakın artık dünya mutfaklarını yüceltmeyi, kebap konuşalım, kebap tartışalım” diyor.
O bunları uzun zamandır söylüyor aslında.
Türk mutfağının kıymetlilerinden biridir Tahir Şef...
O bunu söyledikçe ben de derin düşüncelere dalıyorum.
‘Kebap’ deyince sınır koyulduğunu düşünüyorum. İlerlenecek yerin limitli olduğu fikrini kafamdan atamıyorum.
Kebap sevmeyen, kuyruk yağı ile arası iyi olmayan, hatta et yemeyen o kadar çok kişi var ki...
Buna da satır aralarında cevap veriyor aslında Tahir Tekin Öztan.
“Kebap zaman içinde çok yol kat etti. Bugün sadece ateş üzerinde pişen et anlamında değil kebap” diyor.
Konu karışık.
Tartışmaya da çok açık.
Benim asıl dikkatimi çeken ‘Türk mutfağının milli takımı kurulmalı’ sözleri oldu.
Aslında ‘Türk aşçı milli takımı’ var ama bahsi geçen daha büyük bir oluşum.
Sadece popüler diye, ‘şef’ olmayan isimlerin yer aldığı bir takımdan bahsetmiyor Öztan.
“Herkes tarafından kabul gören, bu mesleğe yıllarını vermiş isimler bir araya gelsin ve hangi yemeklerin ön plana çıkarılacağına, hangi şeflerin uluslararası arenada boy göstereceğine onlar karar versin” diyor.
Evet olsun.
Olsun ki şu yabancı mutfak merakımız, kendi mutfağımızı elimizin tersiyle itmemiz, daha doğrusu özentilik durumumuz biraz olsun azalsın.

Orası hiç yeri değildi

◊ Sen de o dört yapraklı yoncadan birisin.
◊ Beraber yıllarınız geçmiş.
◊ Acı tatlı sayısız anınız var.
◊ Aşk acılarınızı, ilk mutluluklarınızı muhtemelen zamanında ilk birbirinize anlattınız.
Ve sen yonca yapraklarından birinin düştüğü gün olmadık sözler söylüyorsun...
Hülya Koçyiğit, Fatma Girik için düzenlenen cenaze töreninde “Biz farklı siyasi kulvarlarda görünüyor olsak da...” sözleriyle başlayan bir cümle kurdu.
Yeri değildi...
Kimsenin aklına o gün sizin kulvarınız gelmiyordu.
Aranızda bir yarış varsa o gün zaten yarışmacılardan biri aranızdan ayrılmıştı.
Yani zamanı da hiç değildi.

Toplaşıp özür dileyelim

Fırat Tanış kendisinden özür dilenmesine alıştı.
Şimdi yine birilerinden özür bekliyor, sağa sola sataşıyor, suyu bulandırmak için uğraşıyor.
İşin kötüsü ‘bazı’ kesimler sorgusuz sualsiz alkışlıyor Tanış’ı...
Mantıkları şu...
◊ Bu adam yanlış laf etmez!
◊ Her hareketine imzamı atarım!
◊ Fırat Tanış’sa söz konusu olan, vardır bir bildiği!
En son Ekrem İmamoğlu’da Fırat Tanış’tan özür dileyince işler iyice karıştı.
Alıştı Fırat...
Alıştı Fırat’lar...
Biz en iyisi toplaşalım ve hepimiz Fırat Tanış’tan özür dileyim ki bu mevzu kapansın.

Onlar hiç utanmazlar

Çocuğunu kaybetti Ebru Şallı.
Ama sırf kadın diye, göz önünde diye vicdansız eleştirilere maruz kaldı.
Eşini kaybetti Ece Erken.
Üstelik çok talihsizlik bir şekilde.
Ama o da sırf göz önünde bir kadın diye, evlenmeden önce bazı olaylar yaşandı diye vicdansızlığın da ötesinde sözlere maruz kalıyor halen.
Kocası öldü miras Ece’ye kaldı diyenler falan var, düşünün...
Sizler var ya...
◊ İçiniz de dışınız da pis...
◊ Diliniz kirli..
◊ İnsanlıktan zerre nasiplenmemişsiniz...
◊ Kıskançlığı hastalık edinmişsiniz...
Yazıklar olsun!