Biz de bu belgeseli bekliyorduk!

Arda Turan’ın belgeseli çekilecekmiş.

Haberin Devamı

Bayrampaşa’dan Barcelona’ya uzanan hikayesi...

Amaaan be!

Bu işin suyu çıktı artık.

Onun belgeseli, bunun filmi falan...

Biraz seçici mi olsak artık?

Filmi yapılacak, belgeseli çekilecek isimlerde biraz ‘özen’ mi arasak?

Neyse ya da çekilsin...

Çekilsin de izlenmesin.

Böyle böyle vazgeçerler belki gereksiz prodüksiyonlardan.

Baba baskısı katil yapar mı?

Baba baskısı bir çocuğu psikopat yapar mi?

Etrafına zulmeden biri haline getirir mi?

Katil yapabilir mi?

Bu konuya “Taş Kağıt Makas” dizinde dikkat çekiliyor.

Dizideki Fecir karakteri böyle biri.

Babası tarafından şiddete uğramış.

O sosyopat halinin altında yatan koca bir dram var yani.

Aslında durum basit... Öfkeyle beslenen bir çocuğun şiddete yönelmesi olası. Uzmanlar da bunu söylüyor.

Çok baskı hiçbir zaman iyi değil yani.

Haberin Devamı

“Taş Kağıt Makas” dizisinde beni en çok etkileyen rollerden biri Fecir’e ait.

Bakalım daha ne dramlar çıkacak altından... Bakalım Fecir daha ne kadar psikopatlaşacak...

Neler çektirecek etrafına...  Ama tabii ki en büyük zararı kendine verecek.

1 saatlik park 600 TL olamaz ama!

Her geçen ay zam gelen bir hizmet oldu vale hizmeti.

Nişantaşı’nda ara sokağa arabanı park ediyorsun, vale 300 lira alıyor.

Etiler’de bir restorana bırakıyorsun, vale 400 lira alıyor.

Lüks otellere gidiyorsun, fiyat olmuş 600 lira!

Soruyorsun “Ne bu fiyatlar” diye...

“Abi buraya öyle bir kira ödüyoruz ki sorma” diyor.

Senin çalışanlarına ödediğin sigorta beni ne ilgilendirir? Sana gelen zammı saniyesinde bize yansıtacaksan biz biteriz.

Hiç akıl kârı rakamlar değil bunlar.

1 saatlik otopark bedeli 300 lira, 400 lira olamaz.

Hele 600 lira hiç olamaz, şaka gibi!

Yapılması gereken şey çok basit aslında. Acilen bir ‘standart’ getirilmeli vale ücretlerine.

Çok zor olmasa gerek...

Sokak hayvanlarına dört dörtlük yer yapıyorlar

Seçim yaklaştıkça projeler, vaatler, belediye başkan adaylarının çalışmalarını görüyoruz sık sık.

Ben sıkı takip ediyorum bazı ilçeleri. Onlardan biri İstanbul Arnavutköy.

Diğer belediyelerin aksine 450 kilometrekarelik bir alanı var belediyenin. Yani baştan sona hiçbir şey kolay değil aslında orada. Ve Arnavutköy Belediyesi’nin bu sene AK Parti adayı genç biri. 39 yaşındaki Mustafa Candaroğlu.

Haberin Devamı

Keşke Arnavutköy gibi bir yeri daha aktif kullanabilse İstanbullular. Amaç da oymuş zaten. Karadeniz kıyısında olduğu için bir deniz müzesi ve sporcular için kano merkezi açılacak ilçede.

İstanbul’un en önemli problemlerinden biri olan sokak hayvanları ve sokağa bırakılan minik dostlarımız da unutulmamış.

Belediye başkan adayı, Arnavutköy sınırları içerisinde sahipsiz hayvanları tam teşekküllü barınaklarda misafir edeceklerini ve detaylı bir kısırlaştırma hareketine başlayacaklarını söyledi.

Muhtemelen yeni dönemde en iyi barınaklardan birini göreceğiz Arnavutköy’de.

Hafta içi açılan metro ile ilçe artık Beşiktaş ve Şişli’ye de bağlandı.

E hayırlı olsun o halde...

Haberin Devamı

“Ben artık 51 yaşındayım”

Cem Yılmaz geçen hafta gösterisini kısa kesti diye eleştirilmişti.

Onu seyretmeye giden bir YouTuber, “Sahnede olmak istemiyor gibiydi, sanırım bir sağlık problemi var” diye yüklenmişti Yılmaz’a.

Olan biten, anlatılan her şey doğruymuş.

Cem Yılmaz son gösterisinde o akşamı anlattı.

“Bir nefes problemim var. Zor nefes alıyorum. Ee yaşlandık, ben artık 51 yaşındayım” dedi.

“Sık sık durdu, söyleyeceklerini unutmuş gibi bir hâli vardı” iddiaları için de “Unutmak falan yok. İnsanlık hali bu. Kendime ne kadar iyi baksam da olmuyor işte” dedi.

Tabii ki çok geçmiş olsun.

Hem Cem Yılmaz’a hem de o akşam gösteriyi izlemeye giden ama normalden daha kısa bir gösteri izleyen seyircilere...

 

Yazarın Tüm Yazıları