Sıla’dan ilk ayrılık yorumu

Sıla’nın Ahmet Kural’la ayrılığı sonrası ortaya bin tane iddia atıldı. Şu yüzden olmuş, bu yüzden bitmiş diye...

Haberin Devamı

En son iddia ise dikkat çekiciydi:

İkili bir konu hakkında tartışmış ve tartışmanın sonunda Ahmet Kural, Sıla’ya tokat atmış.

Sıla da bu tokadı affetmemiş ve ilişkiyi kesin olarak bitirmiş.

Ahmet Kural iddiayı sosyal medya hesabından hemen yalanladı.

Bir de Sıla’ya WhatsApp üzerinden sordum, “Doğru mu?” diye.

Sıla’dan ilk ayrılık yorumu

“Düzenli olarak yalan yanlış haberler çıkıyor, n’apalım gülüyorum artık” yanıtını verdi Sıla.

Bu arada yazıştığımız dakikalarda Finlandiya Lapland tarafındaydı Sıla.

Yani derecelerin eksi 20’leri gösterdiği, bol karlı buzlu o nefis coğrafyada.

“Peki” dedim Sıla’ya, “Bu ilişkinin neden bittiğini tek bir kelimeye sığdırsan, ne derdin?”

Biraz düşündü ve şöyle yazdı:

“Olmadı.”

Haberin Devamı

Avukatlar da ünlü artık

 Demet Şener’in avukatı Aslı Hatemi’yle Gülben Ergen’in avukatı Altın Mimir zaten belli bir çevrede ünlüydüler, tanınıyorlardı.

Ama iki ünlünün son davalarıyla daha popüler oldular.

Şu sıra ünlü olan bir başka avukat da Seren Serengil’le “yollarını ayıran” Ayşegül Mermer.

Avukatın ünlüsü olur mu?

Bu çağda olur.

Çünkü spot ışığının altındakileri değil, perde arkasındakilerin daha çok merak edildiği, takibe değer bulunduğu bir dönem bu.

Sıla’dan ilk ayrılık yorumu

 Yine ‘cool’ olunur merak etmeyin

Geçtiğimiz gün popüler bir kafede, kalabalık bir grup muhabbetteyiz.

Pek az tanıdığım biri peş peşe izlediği son yabancı dizileri sayıyordu.

Tam o sırada Seren Serengil’in hapse girdiği anlar haberlere düştü, haliyle muhabbetin konusu bu güncel mevzuya rota kırdı.

Yabancı dizileri sıralayan kişi, “Neden hapse giriyormuş? Ben hiç bilmiyorum, takip etmedim” dedi şaşırarak.

Oysa adım gibi eminim, tüm detaylara hakimdi.

Cool görünmek adına böyle davranıyordu.

Oysa popüler kültürü, magazini takip ediyor olmak “cool” olmamak anlamına gelmez ki.

Haberin Devamı

Rahat olalım bayanlar baylar...

Ne ‘kanlı ay’dı ama...

Gerçekten ne süper kanlı Ay’dı o! Ne manzaraydı!

Çarşamba ve perşembe akşamı İstanbul’da hava nefisti ve bu yüzden Ay’lı fotoğraflar havada uçuştu.

Boğaz hattındaki balıkçılar bir yana, daha tepe noktalardan en iyi Ay manzaralı iki şık mekanı söyleyeyim ki, bir dahaki dolunaylara aklınızda olsun: Vogue ve Rana.

Sıla’dan ilk ayrılık yorumu

Şimdinin  magazini en çok...

  Kadınların kanlı bıçaklı savaşından...

“Instagram’da birbirlerini takip etmeyi bıraktılar, çünkü ayrıldılar” haberlerinden...

Çılgın genç hayranların sevdiği oyuncuları/dizileri en ince ayrıntısına kadar takip etmesinden...

Ünlülerin farklı değil, aynı görünelim de başımıza bela almayalım çabasından...

İBARET.

Haberin Devamı

“Hiç benlik değil” dedim ama...

Gökhan Dağıstanlı’nın Kafa Dergisi’ndeki yazılarını hiç okumamıştım.

Dolayısıyla “Kimsesiz Mektuplar” adlı kitabı elime geçtiğinde sıfır beklentisiz öylesine bir göz atayım dedim.

İtiraf edeyim, kitabın kapağında yazan “Sahi biz ne ara üzerine çay içilmemiş bir yemek gibi yarım kaldık sevgilim” cümlesini okuyunca önce “Hiç benlik değil” oldum. Sonra önyargıyla kitabı bir karıştırdım.

Ve o upuzun, tasvirlere doyamayan cümlelerden bazıları dilime dolanıp kaldı iyi mi!

Buyurun Dağıstanlı’nın kitabından seçtiğim favori cümlelerimden bazıları:

“Seninle külüstür bir sahilde, onca yaşanmışlığın üstüne basa basa umarsızca yürüsek de ellerini tutmam. Aşksızlıktan ölsem de tutmam.”

Haberin Devamı

◊ “Her akşam siyah bir örtü çekiyorum yatağın ortasındaki büstüne.”

“Sensiz ordularım zayıf benim. Mühimmatım havadan sudan ibaret.”

◊ “Bugün de geriye kalan sevginin kaldırma kuvvetinde batan aşklara içtim.”

“Anlıyorsun değil mi sevgilim, bütün benliğime sinmiş ılıman iklimin.”

◊ “Gelsen, gün batımından firari bakışlarımızı takas ederiz.”

Sıla’dan ilk ayrılık yorumu

Heyecan verici havalı şeyler

 SEYAHAT...

İnternet üzerinden topladığı parayla bu Antarktika’ya ayak basan Instagram fenomeni ve gezgin Barkın Özdemir!

Kasım ayında “Instagram’ın değiştirdiği hayatlar” başlıklı yazıda Barkın’dan ve Antarktika hayalinden bahsetmiştim. Şimdi o hayalini gerçekleştirdi.

Doğrusu onun maceralarını takip etmek her şeyden daha heyecan verici...

Haberin Devamı

OTEL...

Soho House’un Londra’daki ilk yeri bundan 22 yıl önce Greek Street’te açılmış.

İşte o kulüp geçen haftalarda yenilenerek tekrar kapılarını açtı.

Ocak başı Londra’dayken tam da inşaat halinde olan kulübü gezme imkanı bulmuştum.

Yan tarafına bir de otel (Kettner’s Townhouse) kondurmuş Soho House’cular. Kulübün bazı bölümleri ise üye olmayanlara da açık. Londra’ya yolu düşenlerin aklında olsun derim.

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları