Şehirde sanat ve Erdil Yaşaroğlu’nun oyunculuk sürprizi

Tersane İstanbul’la ilk kez geçen yılın eylül ayında, Contemporary İstanbul (CI) fuarı sayesinde tanışmıştık.

Haberin Devamı

Kara tarafından gitmesi dönmesi zordu ama Tersane İstanbul projesinin mimarı Murat Tabanlıoğlu ve ekibinin özenle ortaya çıkardığı tarihi binalar içine konuşlanmış sanat galerilerini gezmek, oradan çıkıp Fener Rum Lisesi’nin kırmızı tarihi binasının da olduğu nefis Balat manzarasına bakmak herkes için nefis bir deneyim olmuştu.

Hem alanın etkileyici atmosferi hem de pandemi sırasındaki ilk fiziksel fuar etkinliği olması CI’ın ziyaretçi sayısını katlamıştı.

İşte bu hafta yine yeniden o taraftayız.

Yeni bir CI fuarı nedeniyle: CI Bloom.

Bu bir ara fuar.

Sadece yerli galerilerin katıldığı, daha orta ölçekli.

Fuarın ilk gününden izlenimlerimi aktarayım hemen...

YENİ İŞLER VAR

Gelmeden önce, “Acaba galerilerde daha önce gördüğümüz işleri mi göreceğiz” diye düşünüyordum.

Haberin Devamı

Pek öyle olmadı. Çoğu sanatçı yeni işler üretmiş.

Mesela işlerini çok beğendiğim Emin Mete Erdoğan, hem yeni bir tablosu hem de çarpıcı bir NFT işiyle karşıma çıktı Anna Laudel Galeri’de. Ayrıca Şakir Gökçebağ’ın iki yeni yerleştirmesine rastladım Ferda Art Platform’da.

ERDİL’İN HOLLYWOOD SÜRPRİZİ

Fuarda Erdil Yaşaroğlu ve Begüm Kütük çiftiyle karşılaştım.

Erdil’in Büro Sarıgedik alanında üç yeni heykeli vardı.

Ayrıca bir heykelinin de NFT versiyonu.

Erdil’in “Goddess” isimli heykeline bakarken pek çarpıcı bir bilgi öğrendim.

Meğer Erdil, Mad Max serisinin yaratıcısı olarak tanıdığımız yönetmen George Miller’ın yeni filmi “Three Thousand Years of Longing”de oynamış.

10 dakikalık bir rolü varmış.

Haftaya filmin ilk gösteriminin yapılacağı Cannes Film Festivali’ne gidiyormuş.

Tilda Swinton ve Idris Elba’nın başrolde olduğu filmde Erdil’in Tilda Swinton’la karşılıklı sahneleri de varmış. Yapım ekibi “Tam aradığımız yüz” diyerek hiç oyunculuk tecrübesi olmayan Erdil’e teklif götürmüş.

“Bundan sonrası gelir artık” diyerek Erdil’in yeni kariyerini tebrik ettim, ama kendisi mütevazı bir şekilde sadece, “Güzel bir deneyimdi” dedi.

FESTİVAL GİBİ

CI Bloom’da galerileri gezdikten sonra sosyalleşmek için çok fazla seçenek var.

House of Brothers, yine geçen yılki alanında. Onun dışında Sail Loft, nefis bir bar kurmuş. Hemen yanına Wu konuşlanmış. Anadolu Yakası’nın yıldız barlarından Townhouse ise onun yanına... Markus, Nappo ve Petra da alanın içindeler.

Haberin Devamı

Kısacası CI Bloom, sanatın yanı sıra yeme-içme alanlarıyla da bir festival havasında.

İHMAL ETMEYİN

CI Bloom kalabalığında şu sanatçıların işlerini görmeyi ihmal etmeyin derim:

Erol Eskici, Ekin Su Koç, Vahap Avşar, Nazım Ünal Yılmaz, Oğuz Kaleli, Leyla Emadi, Theo Pinto.

David Hockney’le baharı kutlayın

Bu hafta şehirde baharın gelişi sanatla kutlanıyor gibi bir durum var.

Sakıp Sabancı Müzesi’nde dün açılışı gerçekleşen David Hockney sergisi de bu kutlamaya eşlik eden önemli etkinliklerden biri oldu.

20. yüzyılın en etkili sanatçılarından David Hockney’nin “Baharın Gelişi, Normandiya, 2020” başlıklı sergisi Akbank’ın desteğiyle açıldı.

Sergi, Hockney’nin 2020 yılında Normandiya’daki evine kapanıp pandemi boyunca yaptığı 116 eserinden oluşuyor.

Haberin Devamı

85 yaşındaki sanatçı sergiyle ilgili şöyle diyor: “Bu yaşımda gerçekten değerli bir şey yapmam için kendimi izole etmem gerektiğini biliyordum.

Sonra mart ayındaki kapanma geldi ve hiç umursamadım. Çünkü bu, eve hiç ziyaretçi gelmeyeceği anlamına geliyordu. Uzun süre çalışabilirdim ve bunu da yaptım.”

Hockney, tam bir yıl boyunca mevsimlerin doğada yarattığı değişiklikleri resmetmiş.

Doğanın ve bahar coşkusunun öne çıktığı eserlerin yer aldığı serginin 29 Temmuz’a kadar süreceğini hatırlatayım.

 

Yazarın Tüm Yazıları