Moda Haftası’ndan ilk izlenim

 Mercedes-Benz İstanbul Moda Haftası’nın gerçekleşeceği Grand Pera’ya gitmek için başladım İstiklal Caddesi’nden aşağıya doğru yürümeye...

Haberin Devamı

Moda Haftası’ndan ilk izlenim

Caddenin giriş ve orta kısmında tramvay kısmı kapalı, inşaat varmış.
Şöyle bir baktım, şimdilik beton dökmüşler.
İnşaatın etrafında caddenin gelecekteki “yeni” halini gösteren bilgisayar çizimleri var. Pek havalı görünüyor.
Ama bu İstiklal’in kaçıncı yap-boz hali saymadım, sayamadım sensiz geçen yılları (böyle de şarkıya bağlarım).

SANIRSIN E-5

Üzerinden yürüyüp gittiğim granitler de o kadar eski değil.
Gerçi granitlerden eser kalmamış, her yer asfalt yama.
Sanırsın E-5’te yürüyorum, öyle bir hâl...
Ve Grand Pera’nın önüne geliyorum.
Binanın önünde şık otomobiller dizili, galeri gibi.
İçeri giriyorum, Moda Haftası’nın sıkı takipçileri kuyrukta, yukarı alınmayı bekliyorlar.
Çünkü defileler yukardaki katlardan birinde gerçekleşiyormuş.
Oraya çıkıyorum.

TAMAM, AMA...

Valla eski tip asansör, ahşap uzun kapılar, merdivenler filan gayet güzel yapılmış.
Defilelerin gerçekleştiği, yan yana odaların birleşmesinden oluşan uzun podyum alanı da iyi görünüyor. Ama yine de burası Moda Haftası yapılacak yer değil.
Bir tane defile izlersin, tamam. Arka arkaya defile izlemek yorar.
Çünkü podyumun tamamını göremiyorsun. Hakim değilsin.
Ancak manken senin odana gelince görüyorsun kıyafeti...
İşin profesyonelleri için bıktırıcı bir durum.
Lakin zorda kaldı Moda Haftası biliyorum. Zorlu PSM olmayınca buraya aldılar...

Haberin Devamı

Moda Haftası’ndan ilk izlenim


AVM’DEN KAÇTIM

Tekrar aşağı iniyorum.
Grand Pera’nın avlusunda birkaç tane şık kahveci ve Soho House stiline bürünmüş bir adet The House Cafe var.
AVM kısmına ise girmemle çıkmam bir oldu, o plastik kocaman ağaçları görünce.
Moda Haftası’nın davetlileri AVM’nin içinden bir yerden çıkıp geliyorlar ama, bak o tarafı çözemedim. Kimse İstiklal’den girmiyor yani.
O taraftan giren Seçkin Piriler’i durdurmaya halim olsa soracaktım, “Nereden girdiniz?” diye...

EMEK’TEKİNİ MERAK ETTİM

Bir doz Moda Haftası bana yeter deyip tekrar İstiklal Caddesi’nden yürümek suretiyle olay yerini terk ettim.
Bu kez arka, paralel sokaklardan yürüdüm. Oranın yolları/taşları inanın daha düzgün.
Yarın Tuvana Büyükçınar’ın yeni Emek Sineması’nda yapılacak defilesine gideceğim. 30 kişilik senfoni orkestrası ve DJ canlı performans yapacakmış defile sırasında.
Hem yeni Emek’i hem de bu defileyi merak ettiğim için tekrar İstiklal’i arşınlayacağım.
Hadi hayırlısı...

Haberin Devamı

Popüler kültür deryasından son damlalar

◊ ONA ŞAŞIRMADIK DA...
Gzone’da okudum.
Niran Ünsal, Ankara’daki gay bar Sixtiees’de sahne almış.
Buraya kadar iyi hoş, bize ne.
Ama Ünsal’ın sahne almasına sonradan büyük tepki oluşmuş.
Ünsal’ın zamanında Lady Gaga konserine gidenler hakkında yaptığı homofobik açıklamalardan dolayı...
Ünsal söylediği lafları çoktan unutmuş/yutmuş anlaşılan.
Ona artık şaşırmıyoruz da, barda onu izleyenleri anlayamadım doğrusu...

◊ GEBERİYORUM’U NÜKHET’TEN DİNLEYİN
Athena bu cuma yayınlanacak “Geberiyorum” single’ı ile sürpriz yapmaya hazırlanıyor ama bu şarkının evveliyatı var.
Nazım Hikmet’in şiirinden Ali Kocatepe’nin bestelediği bu şarkıyı yıllar önce Nükhet Duru seslendirmişti.
Duru’nun 1994’te yayınladığı albümünde yer alan bu şarkının korosunda kimler yoktu ki? Sezen Aksu, Sertab Erener, Levent Yüksel; say say bitmez...
Geberiyorum’u Athena öncesi bir de Nükhet’ten dinleyin derim, geberirsiniz (zevkten tabii). YouTube kuyusunda mevcut.

Yazarın Tüm Yazıları