Lucca’da bir kadın-erkek kavgası

Perşembe gecesi saat 01.30 civarı. Lucca’ya doğru yürürken bir baktım mekanın önünde bir sürü polis.

Haberin Devamı

Merak ettik, içeriye girdik.
Ama içeride hiçbir şey yok. Herkes eğleniyor, dans ediyor.
DJ müziğini yapıyor.
“Peki o kadar polis neden dışarıda bekliyor?” sorusuna yanıt ararken bir adamı apar topar dışarı çıkardılar ve polise teslim ettiler.
Meğer o kişi ünlü oyuncu Can Yaman’mış.
Sonra da parmakları kanamış bir kadını gördüm kapının önünde.
Kadının yanına gidip “Ne oldu?” diye sordum.
Öfkeliydi, biraz yarım cümlelerle anlatabildi, ama anladığım o ki olay tipik bir kadın-erkek yanlış anlaşılmalar ve heyheylenmeler zinciri...
Kadın, Can’ın tavrından çok rahatsız olur.
Can da kadının tavrı karşısında heyheylenir ve olay kavgaya dönüşür.
Bu olaydan bağımsız olarak şunu söylemek istiyorum:
Bizde ne zaman gece hayatındaki kadın-erkek ilişkileri sakin, medeni bir seviyede ilerleyecek?
Kadınların da hatası var. Erkeklerin de...
Her iki taraf da tanıştıkları andan itibaren sanki kırk yıllık evliymiş gibi davranıyorlar birbirlerine, çok acayip.

Haberin Devamı

Şehirdeki üç Fransız’a dair rapor

Fransız restoran tipi ‘brasserie’ye özenen/öykünen üç farklı mekandan taze taze havadisler...
NENI BRASSERIE
“Keşke Avrupa Yakası’nda da olsaydı” dediğim mekan.
Çünkü Caddebostan’a konuşlanmış Neni’nin dekorasyonu da aydınlatması da tipik Fransız olmuş, çok kıvamında çok şık.
Hatta New York’taki Fransız brasserie’lerini daha çok andırıyor.
Yemekleri de iddialı. Özellikle güveçte sunulanlar.
Beni asıl şaşırtan fiyatları oldu. Ana yemeklerde en pahalı tabak 49 liraydı.
Galiba bu da Anadolu Yakası farkı. Mekan Avrupa Yakası’nda olsaydı bu kadar makul fiyatlı bir menü olmazdı.
Bu arada Neni’ye gittiğim gece masalarda kadın gruplarının yine başrolde olduğunu belirtmem lazım.
NOIR BRASSERIE
Anadolu Yakası’nın bir diğer iddialı mekanı. Daha önce de gitmiş, etin başrolde olduğu menüsünü sevmiştim.
Bu kez sadece şöminesi başında bir şeyler içmeye uğradım.
Mekan adına da uygun olarak siyah tonlarda ama bu kez o siyahlık fazla geldi, itiraf etmem gerek. Arkadaki gizli odası ise halen duruyor.
MICHELLE
Vadi İstanbul’da açılan Michelle, şehrin en yeni ‘brasserie’si. Daha bir haftalık, çok bebek. Menüsündeki favorim an itibariyle köz pancar. Son dönemde tüm restoran menülerine giren pancarı farklı bir şekilde yorumlamışlar, giderseniz deneyin derim. Özellikle havalar ısındığında Michelle daha da hareketlenecektir.
Çünkü tam karşısında derya deniz orman var, şaşırıyorsun.
Şu sebepten: İstanbul ve yeşil alan artık birbirinden iki uzak kavram olduğu için. Unutmadan: Michelle’in tuvaletlerini de şehrin en şık tuvaleti seçtim. Çünkü dekorasyondaki yükselen trend palmiyeli duvar kağıdını kullanmışlar.

Haberin Devamı

Diğer şehir notları

◊ Perşembe gecesi şehrin yeni popüler mekanı Bebek’teki Angie’ye de uğradım.
Canlı müzik bekliyordum, Klein müziğiyle karşılaştım. Kalabalığı da vasattı.
◊ Ortaköy ve Nişantaşı’ndaki The House Otelleri çok yakında dönüşüyor ve The Stay olmaya hazırlanıyor. Alaçatı’dan tanıdığımız The Stay.
◊ Raffles İstanbul içinde önümüzdeki ay yeni bir Asya mutfağı restoranı açılıyor: Isokyo.
◊ Şehrin yeni mekanlarından Levent’teki L’assiette de canlı müzik dalgasına kapılmış durumda. “Dinner party” konseptiyle dün Ümit Besen’in sahne aldığı mekanda diğer geceler İskender Paydaş, Mirkelam ve Bengü Beker sahne alıyor.

Yazarın Tüm Yazıları