Korona sonrası bir de sağlık vizesi gelir mi?

Her şey normale döndüğünde seyahatler nasıl olacak? Ülkeler birbirlerine sınırlarını açtığında iş insanları, gezginler, turistler eskisi gibi dünyanın her yerine rahatça girip çıkabilecek mi?

Haberin Devamı

 Yoksa ülkelere girişte aldığımız vizenin üstüne bir de ekstra sağlık vizesi filan mı almamız gerekecek?
“Sağlıklı” olduğunu ispat edemeyen turist bundan böyle dünya üzerinde rahatça dolaşamayacak mı? Belki şu anki durumda bu sorular çok mühim ya da gerekli değil.
Ama evde uzun kalınca insan düşünmeden edemiyor.
Mesela, “Cehenneme Övgü” ve “Cennetin Dibi” kitaplarına bayıldığım Gündüz Vassaf, Kürşat Oğuz’a verdiği röportajda bu meseleye değinmiş.
Özetle şunu söylüyor Vassaf:
“11 Eylül hayatlarımızı nasıl değiştirdiyse bu da benzer bir dönemin başlangıcı. Havalimanlarındaki güvenlik kontrolleri 11 Eylül’den sonra çok sıkı hale gelmiş, bu rutin hayatımızın bir parçası olmuştu. Hepimiz terörist, canlı bomba olabiliriz diye bunu yapmış, alışmıştık.
Bu da başka bir 11 Eylül.
Hepimiz salgın hastalık yayan terörist olabiliriz dönemi... Bu yüzden korona salgını sonrası yeni teknolojilerle vücudumuzun denetlenmesi, gündelik hayatımızın bir parçası olacak artık.”

Haberin Devamı

Mahremiyet ve sağlık arasındaki büyük savaş

Tıpkı Gündüz Vassaf gibi, “Sapiens” ve “Homo Deus” kitaplarının yazarı Yuval Noah Harari de katıldığı tüm programlarda aynı şeyi söyleyip duruyor.
Misal, Christiane Amanpour’un programında özetle şunları söylemişti Harari:
“Aşırı gözetim önlemleri bu salgınla başa çıkmanın bir yolu olarak gösterilecek. Mesela biyometrik gözetim gibi.
Tüm nüfusu durmadan izleyen bir sistemden bahsediyoruz. Çağımızda zaten büyük bir gözetim ve gizlilik sorunu var.
Sanırım bundan sonrasında mahremiyet ve sağlık büyük bir savaş göreceğiz.
Ve sağlık büyük ihtimalle kazanacak.”

Tehlikeli oyunlar

Havalı tüm müzeler dijital dünyada kendini açtı, peki galeriler ne yapıyor?
İşte bizden bir örnek: Pg Art Galeri sanatçıları Ayla Turan ve Ömer Faruk Yaman’ın sergilerine online bir açılış yaptı.
Aslında galerinin sahibi Pırıl Arıkonmaz bu iki sergiyi 21 Mart’ta açmış olacaktı. Ama zorunlu karantinaya girilince kurulumları tamamlanan sergileri online açmaya karar verdi. “Dünyanın birçok metropolünde sanat kurumlarının düzenlediği ‘online sergi’lerden farklı olarak Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdik. Mekana bağlı kalmadan online açılış yaptık. 1993’ten beri gerçekleştirdiğim yüzlerce açılış içinde bu online açılış belki de en özverili hazırlık sürecine sahip olanıydı” diyor Pırıl Arıkonmaz.
Unutmadan, sergi halen galerinin hesaplarında görülebilir, gezilebilir. Özellikle Ayla Turan’ın “Tehlikeli Oyunlar” sergisindeki bu heykele dikkat!
Şu anki bizlerin dijitale bağımlı halini çok güzel anlatmıyor mu?

Haberin Devamı

Korona sonrası bir de sağlık vizesi gelir mi

Hangi zaman diliminde neleri dinledim?

◊ Gaye Su Akyol’un 6 şarkısına yapılan remikslerden ibaret “Remiks İmparatorluğu” albümünü her sabah uyanır uyanmaz... Favorim “Kendimin Efendisiyim” şarkısına yapılan remiks...
◊ Kalben’in “Kalp Hanım” adlı albümünü akşamüstleri... Favorim “Son Bir Gece” şarkısı.
◊ Dua Lipa’nın “Future Nostalgia” adlı son albümünü egzersiz müziği niyetine, günde birkaç doz...
◊ Lapsley’nin son albümündeki “My Love Was Like The Rain”i pencerenin önünde defalarca... Yani günün her anı olabilir.
◊ İnan Kırdemir’in “karanlık romantik” kategorisine uygun gördüğüm ilk teklisi “Leyla Yakar Bizi” şarkısını ise gece yatmadan evvel...

Yazarın Tüm Yazıları