Bir yıl önce bu sabah

Tam bir yıl önce bugün sabaha karşıydı.

Haberin Devamı

Saat 06.00 civarında sokağımdaki merdivenlerden Kabataş’a doğru koşanların “İstanbul uyuma!” sloganlarına uyanmıştım.
Kötü haber tez yayıldı.
Korkulan olmuş, polis Gezi’ye baskın yapmıştı.
Sonrası tam bir kaostu.
Gün boyu biber gazı solumaya devam ettik.
Herkesin gözü telefonlardaydı.
Çünkü haberler en hızlı sosyal medyadan ediniliyordu.
Nereden bilebilirdik ki, bu henüz başlangıçtı.
Sadece bitmeyen gaz bulutu için değil, hepimizin ilk kez şahit olacağı şeyler için aynı zamanda.
1 Haziran öğleden sonra polis Taksim’den çekilince Gezi Parkı ilerleyen günlerde kütüphanesi, reviri, gün boyu süren festival ortamı, aşıkları, çöp toplayanı, etrafındaki barikatlarıyla şehrin içinde bağımsız bir adaya dönüşecekti.
Parktakiler kadar civarda oturanlar için de ilginç bir deneyimdi bu.
Mesela 10 gün boyunca sokağımın köşesindeki şu yazının önünden yürüyerek güne başladım:
“Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak sil gözyaşlarını.”
Bu ve benzeri birçok zeki sloganı duvarlarda okumadan geçmek mümkün değildi zaten.
Barikatlar da unutulmazdı.
Ulaşım araçlarını kullanmak için sahil yoluna iniyordum.
Parka uğradığım her gün ise başka türlüydü.
Değişmeyen tek şey, tutkuydu.
Kimsenin orayı terk etmeye niyeti yoktu ama bir yandan endişe vardı, “Ya polis baskını olursa” endişesi.
Sonrasını biliyorsunuz...
10 günlük ütopya/direniş yerini yeniden yoğun gaz bulutuna bıraktı.
Üstelik bu kez daha da şiddetli bir şekilde...
Ve şimdi bugün Gezi’nin birinci yıldönümü.
Taksim Dayanışması “Meydanlardayız” çağrısını yaptı.
Hatta bir video hazırlamışlar ünlü oyuncuların da yer aldığı.
Aslında ne çağrı yapmalarına ne de böyle bir video hazırlamalarına gerek vardı.
Çünkü Gezi’nin kendiliğinden halini sevdi herkes.
Hiçbir yere ait olmayan. Özgür ve özgün.
Bu yüzden Gezi’yi unutmak, hafızalardan silmek mümkün olmayacak ya...

***********************

Haberin Devamı

Serdar Ortaç nesli

Bugün yıldönümlerinden gidiyoruz. Bir başka (alakaya çay demle) yıldönümü de Serdar Ortaç’la ilgili.
1994’te hayatımıza giren Ortaç meğer sektördeki 20. yılını doldurmuş.
Yeni albümünün üzerinde bu hadiseyi müjdeliyor.
Doğruya doğru: Karabiberim hadi içelim her gece diye diye hayatımıza sızan Ortaç, “hepsi birbirinin aynısı” eleştirisine sık sık maruz kalsa da arka arkaya üzerimize savurduğu hitleriyle bildiğinden şaşmadı ve sembol bir isim olup çıktı.
Dahası gece kulüplerinin bir dönem en çok coşturan ismiydi. Misal: Buralara yaz günü kar yağıyor canım diye başlayan şarkısı çalmaya başladığı vakit herkesin hop hop zıpladığı geceler hala gözümün önünde.
Bir nesil Serdar Ortaç’la eğlenip durdu desem abartmış olmam herhalde...

***************************

Haberin Devamı

İSTANBUL mekan Top 10
(24-31 mayıs tarihleri arası)

1. Fenix / Etiler (1)
2. Cantinery / Zorlu (2)
3. La Petite Maison / Nişantaşı (3)
4. Pizza Emirgan-La Boom Teras (7)
5. Nopa / Nişantaşı (4)
6. Colonie / Karaköy (6)
7. Yeni Lokanta / Beyoğlu (5)
8. The Bar / Kuruçeşme Les Ottomans (-)
9. Maya / Karaköy (9)
10. Lucca / Bebek (8)

***************************

İSTANBUL DIŞI mekan Top 10

1. Gaga Manjero / Ankara (1)
2. 222 Park / Eskişehir (2)
3. Black / Antalya (3)
4. Eat’n Joy / Denizli (4)
5. Nicci / Antalya (5)
6. Cosecha / Adana (6)
7. Ooze Venue / İzmir (7)
8. 1888 / İzmir (10)
9. Kat 3 / Bursa (8)
10. Italic / Ankara (9)

Yazarın Tüm Yazıları