Teoman ve Jim Morrison

Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı mezuniyet tezimi Amerikalı The Doors grubunun solisti Jim Morrison üzerine yazmak istediğimde bölüm başkanımız Prof. Dr. Cevza Sevgen hayli kızmış ve tek kelime ile “Olmaz” demişti. 

Haberin Devamı

O zamanlar, gece gündüz The Doors dinliyor ve Jim Morrison’a hem bir rock solisti hem de bir ozan olarak adeta tapıyordum. 
Tezi yazabilmek için bir ara formül yaratmalıydım. 
Cevza Hanım’a tekrar gittim ve “Hocam izin verin tezim Jim Morrison ve William Blake karşılaştırması olsun, bakın şahane bir tez yazacağım, severek, isteyerek ve çok çalışarak” dedim. 
Cevza Hanım’ı tanıyanlar bilir, sert görüntüsünün ardında pamuk gibi kalbi vardır. 
Tezin içine bir İngiliz şair sokmamın da etkisiyle Jim Morrison’ı kabul ederek bana hayatımın hediyesini verdi. 
Ve ben şiirlerle şarkıları buluşturan Jim Morrison’la uzun bir yolculuğa çıktım.  
Bunu neden anlatıyorum... 
Teoman’ın son albümü “Ben, Zargana, Deus Ex Machina”yı dinlerken Jim Morrison’a tekrar uzandım. 
Melodiler üzerine okunan şiirlere, derinliklere, hayatı sorgulamaya, anlamaya çalışmaya, anlamlandırmaya daldım gittim.
İki şair, şarkı yazarı, iki rock yıldızı, ikisi de çok derin, tarihe kazınan büyük isimler. 
Biriyle aynı dönemde yaşıyor olmak bir kez daha iyi geldi. 
“İyi ki Teoman” diyerek, defalarca son albüme kendimi bırakmaya devam ediyorum.

Haberin Devamı

Portman’dan cinsiyet eşitliği

Oscar’lı oyuncu Natalie Portman, kadına şiddeti önlemek için çalışan Spotlight Initiative’in düzenlediği törende cinsiyet eşitliği üzerine şahane bir konuşma yaptı. 
Daha önce de Hollywood’da kadın ve erkek oyuncuların ücret eşitsizliğinden ve ayrımcılıklardan sık sık yakınan Portman bu kez kız ve erkek çocuklarını yetiştirirken yapılan yanlışlara dokundu. 
Bayıldım konuşmasına.
“Erkekler duygusal, duygulu, empati dolu olup yine de erkeksi olabilirler, olmalılar. Kadınlar güçlü olup, istediklerini dile getirebilmeliler” cümlelerinin altına eminim benim gibi pek çok kişi, özellikle de kadınlar imza atacaktır. 
Portman’ın özellikle erkek çocuklarına yaptığı empati ve duygu yüklü olma vurgusunu çok önemsiyorum. 
Ve burada erkek çocuk annelerine çok iş düştüğünü düşünüyorum. 
Cinsiyet eşitsizliğinden en çok yakınanlar kadınlar. 
Bu durumu ortadan kaldırabilecek olanlar da yine kadınlar, özellikle de erkek çocuk anneleri. 
Duygu yüklü, duygusal ve empati sahibi çocuklar yetiştirmeleri dünyada çok şeyi değiştirecek.

Haberin Devamı

Unutulmayan bir film repliği

“Kendime yalan söylemeye başladığımdan beri kimseye inanmıyorum.” (Çingeneler Zamanı)

Yazarın Tüm Yazıları