Porno izleyen erkek ağır kusurlu

Yalan söyleyecek değilim; erkeklerin ‘erkek’ muhabbetine, birbirlerine gönderdikleri cinsel içerikli mesajlara, bu mesajlar, video ve fotoğraflarla dolu WhatsApp gruplarına fena halde gıcığım.

Haberin Devamı

Erkekler hiç kusura bakmasınlar, yakaladığımı, gördüğümü ifşa ediyorum. Eşlerini, arkadaşlarını arayıp direkt ispiyonluyorum. 
İyi de yapıyormuşum.
Avukat Yıltay Günay’ın Instagram story’sinde Yargıtay kaynaklı şu habere denk geldim: “Porno sitesine giren erkek, boşanma davasında ağır kusurlu sayılır.”
Buyurun bakalım.
Eşiniz, sevgiliniz yanınızda değilken, bilgisayarda ya da elinizdeki o telefonda istediğiniz hayatı yaşayamazsınız.
Oralarda öyle serbestçe dolaşıp eşinizi ihmal edemezsiniz. Bu haklı bir boşanma sebebidir ve boşanmada suçlu sayılırsınız. Bayıldım ben bu karara. 
Ama tabii yargıda boşanma davalarındaki bu hassasiyetin kadın cinayetlerinde, tecavüz olaylarında ve hayvana şiddette de olmasını istiyoruz. Hatta bunu daha fazla istiyoruz.

Haberin Devamı

Semptom olmasa da bulaştırıyor

Ben bu yazıyı yazarken, İngiltere’de koronavirüsten günlük ölüm sayısı 1000’e yaklaşmıştı.

Her 50 kişiden biri koronaydı.

Biz ise geçtiğimiz mart-nisan aylarında ölümler çiftli rakamlara çıktığında panikten mahvolmuş haldeydik.

Şimdi günlük ölümler üçlü rakamlarda ve karşımızda çok daha hızlı bulaşan bir varyant virüs de mevcut.

Yayılımın sinsiliğini anlatabilmek için daha kötüsünü söylüyorum.

Korona olan her üç kişiden ikisi henüz bir belirti göstermediği halde virüsü yayıyor.

En tehlikelileri de bunlar zaten.

Sağlıklı olduklarını düşünüp maske ve mesafeye dikkat etmiyorlar.

Belki siz de aynı nedenle “nasılsa sağlıklı” diye düşünüp rahat davranıyorsunuz.

Ve işte korona sinsice, kimse farkına varmadan aramıza sızıyor.

Belki sıkıldınız ama bazı durumlarda bazı şeyleri tekrar tekrar hatırlatmak önemli.

Lütfen ama lütfen her daim maske, hijyen ve sosyal mesafeye dikkat edelim.

Kâbuslarla uyanıyoruz

Pandeminin başında tatlı rüyalar görüyordum. Şimdi kâbuslarla uyanıyorum. Aynı durumu çokça da duyuyorum çevremdekilerden. “Uyuyabilsem kâbus bile görmeye razıyım” diyenler de var. Zaten bence kâbuslarımızın ana kaynağı uyku bozukluklarımız.
Depresyonlarımız, kaygılarımız, gelecekle ilgili güzel hayaller kuramıyor olmamız.
Uyanır uyanmaz gördüğünüz rüyayı yazdığınızda daha fazla rüya görmek ve bu rüyaları hatırlamak mümkün oluyor.
Bu benim de sıkça başvurduğum bir yöntem. Şu aralar yapmıyorum ama. Kâbus görmek istemiyorum çünkü.

Haberin Devamı

Stüdyo programlarına korona darbesi

63’üncü Grammy Ödülleri, 31 Ocak’ta seyircisiz gerçekleştirilecekti. Artan korona vakaları ona bile izin vermedi. Son dakika haberiyle tören mart ayına ertelendi. Los Angeles’ta durumlar pek parlak değil. Korona vakalarındaki artışlar nedeniyle hastaneler dolmuş, ambulanslara “Yaşama şansı olmayan hastaları kabul etmeyin” emri bile verilmiş durumda. “The Late Late Show” ve “Jimmy Kimmel Live” stüdyo ortamında çekiliyordu. Bu programlarda yine uzaktan çekime geçildi.
Bu ay gerçekleşmesi gereken Altın Küre Ödül Töreni de şimdilik şubat sonunda görünüyor.
Oscar’ların nisan ayına ertelendiğini zaten yazmıştım. Bu yeni tarihlerin kalıcı olup olmayacağını ise koronanın gidişatı gösterecek. Eğlence sektöründe 2020’yi kaybetmiştik, 2021’i de yitirmek üzereyiz.

 

Yazarın Tüm Yazıları