Bireysel emeklilikte kesinti oranları düşüyor

Başbakan Ahmet Davutoğlu, geçen hafta açıkladığı Dönüşüm Programı’nda, bireysel emeklilik sistemine de değinerek, “Kesinti oranlarını uluslararası düzeylere yaklaştıracağız” dedi.

Haberin Devamı

Başbakan, bu açıklaması ile önümüzdeki dönemde, bireysel emeklilikte kesinti oranlarının biraz daha aşağı çekileceğinin sinyalini vermiş oldu. ‘Biraz daha’ diyorum, çünkü 2013 yılında kesinti oranları düşürülmüştü. Bu vesile ile bireysel emeklilikte yıllardır tartışılan, halen yüksek bulunan ve çoğunluğun da net bir bilgi sahibi olmadığı kesintiler konusuna açıklık getireyim.
Bireysel emekliliğe girenlerden; giriş aidatı, yönetim gideri kesintisi ve fon işletim gideri kesintisi adı altında üç farklı kesinti yapılıyor. Şimdi bu kesintileri biraz açayım.

YÖNETİM GİDERİ KESİNTİSİ

Sisteme ilk kez girecek olanlardan giriş aidatı alınıyor. Bu aidat, girişte peşin ödenebileceği gibi istenirse gelecek yıllarda ödenmek üzere ertelenebiliyor da. Peşin ödenecekse, aylık brüt asgari ücretin yüzde 10’unu geçemiyor ki, bu rakam da bugün için, 113 lira. Yok, ‘girişte ödemek istemiyorum’ diyorsanız; sistemden çıkış yılınıza göre kademeli olarak tahsil ediliyor. Rakamlarla kafanızı karıştırmayayım ama şu kadarını söyleyeyim: Üç yıl içinde çıkarsanız, giriş aidatının yüzde 75’ini sizden kesiyorlar. Ama 10 yılı doldurup, 56 yaşında emekli olduğunuzda giriş aidatı almıyorlar.
Emeklilik şirketlerinin yönetim gideri adı altında, sisteme ödediğiniz katkı payları üzerinden yaptıkları kesintinin oranı ise yüzde 2’yi geçemiyor. Örnekle anlatayım. Sisteme her ay 100 lira ödüyorsanız, bunun 2 lirasını emeklilik şirketi yönetim gideri diye kesiyor. Yılda bin 200 lira ödediğinizde sizden yapılan yıllık kesinti miktarı 24 lira oluyor. Her ne kadar yönetim kesintisi yüzde 2 ise de bugün için şirketler, ortalama yüzde 1.5 civarında kesinti yapıyor.

Haberin Devamı

BAŞBAKAN NE DEMEK İSTEDİ?

Gelelim, fon işletim giderine ki, en büyük tartışma da burada yaşanıyor. Sisteme girenlerden, fon tercihlerine göre yıllık, yüzde 1.09 ile yüzde 2.28 arasında kesinti yapılıyor. Katılımcıların en çok tercih ettiği fon grubunu baz alacak olursak –ki, bu da kamu borçlanma araçları fonu- yıllık yüzde 1.91 oranında kesinti uygulanıyor. Diyelim ki, emeklilik fonunuzda 2 bin lira birikiminiz var, portföy yönetim şirketi buradan yıllık 38 lira fon yönetim gideri kesiyor.
Kaba bir hesapla, sisteme ayda 100 lira yatıran bir kişinin, sene sonunda bin 200 lirasından giriş aidatı hariç toplam 68 lira kesinti yapılmış oluyor.
Şimdi gelelim Başbakanın, ‘kesinti oranlarını uluslararası düzeylere yaklaştıracağız’ söylemine. Bir süredir fon işletim gideri kesintisinin yüzde 15 azaltılması, yıllık 1.60’lara düşürülmesi konuşulup, tartışılıyor. Azaltılabilir, hatta fon performansına göre daha da düşürülebilir. Benim asıl takıldığım, Başbakanın da söylemindeki ‘uluslararası düzey’ lafı.
Uluslararası dediniz mi, bugün birçok ülkede bireysel emeklilik ya zorunlu ya da yarı zorunlu. Yani, sisteme giren milyonlarca kişiden bahsediyoruz. Bizde ise daha 5 milyon kişiye bile ulaşılamadı ki, devlet katkısı olmasa bunu bile göremezdik. Daha açık şöyle anlatayım: Gelişmiş ülkelerde bireysel emeklilik, otomatik katılımın olduğu bir sistem. İşe giren bireysel emekliliğe de otomatik giriyor.
Bizde ise emeklilik şirketleri tek tek bireyleri sisteme sokmaya çalışıyor. Hal böyle olunca da maliyet yüksek oluyor. Bir ikincisi ve bana göre daha da önemlisi gelişmiş ülkelerde sisteme girenler emekli oluyor. Bizde ise girdikten üç yıl sonra sistemden çıkılıyor.
Diyeceğim o ki, siz istediğiniz kadar kesintileri aşağı çekin, kişiler bunu emeklilik olarak görmeyip, iki-üç yıl içinde ayrıldıkları müddetçe ve sistemdeki katılımcı sayısı çift haneli rakamları bulmadıkça; ne katılımcılar bu sistemden memnun olur, ne de emeklilik şirketleri bu işten para kazanır.

Yazarın Tüm Yazıları