Son yazı

YILIN “son yazısı”nı yazmak hep ayrı bir özen ister.

Haberin Devamı

Bu, öncekilere yeterince itina göstermediğiniz anlamına gelmese de, “bazı şeylere nokta konuluyor hissi”nin tuhaf sorumluluğunu hissedersiniz.

Bir daha dönemeyeceğiniz bir adresten ayrılırken “yanınıza almanız gereken her şeyi alıp almadığınızı son bir kez yoklamak” gibi bir duygudur bu...
Ya da kapıyı çekip kapatmadan evvel, “Ağırlık yapacak bir şey aldım mı fazladan? Şunları da boşu boşuna hiç taşımasam mı acaba?” dediğiniz, kuşkulu yüklere ait soruların sorulmasıdır gizliden gizliye...
Sorular bununla da bitmez.
Çünkü çok değil, sadece birkaç gün sonra yılın “ilk yazısı”nı yazarken paralel duygularla savrulacağınızı bilirsiniz.
“İlk defa kapılanacağınız bir adrese eli boş gelmemiş olmayı” dilersiniz.
Ya da kapıdan içeri girerken “taze yağmış kara basıyor olmanın seçeneksiz mahcubiyeti”ni yaşarsınız.
İşte tam da bu ruh halinin “gel-git”leri ile uğraşırken, ilham perisi, “Neden geçen yılın bütün yazılarından bir kolaj yapmıyorsun?” diye üçüncü sınıf bir kolaycılık fısıldayıverir kulağınıza...
Bu bayat tavsiyenin etkisinden kurtulur kurtulmaz, “Yine de” der iç sesiniz, “Bütün yılı betimleyen tek bir cümle bulabilirsin” belki.
Ondan sonrası çok daha zordur.
Arşivinize döner ve başlarsınız yazdıklarınızı didiklemeye.
104 yazının içinden, “biten yılı özetleyecek ve hattâ, belki gelecek seneyi de ışıklandıracak tek bir cümle cımbızlamak” gibi ömür törpüsü bir işe soyunursunuz.
Her bulduğunuz, bir sonra bulduğunuzun gölgesinde kalır, beğenip vazgeçtiklerinizle helâlleşmekten yorulursunuz.
Maksat tarihe not düşmek filân değildir aslında.
“Primus inter pares” niyetine, “eşitler içinde birinci sayılan”ı bulup, anafikrin bir matruşka misali kucaklayıcı olmasına çalışırsınız.
2015’i uğurlarken aradığım cümleyi geçen ocak ayında yazdığım bir yazının içinde buldum.
Bütün yılımızı berbat eden “nefret dili” ve kreşendolarına yüzyıllar öncesinden ayna tutan bir öğüt bu aslında.
Biz söyleyince kimse itibar etmiyor ama, belki Kaşgarlı Mahmut’a kulak verenler çıkar umuduyla tekrarlıyorum:
“Dil ile düğümlenen, diş ile çözülemiyor...
“Mutlu yıllar” dileklerimle...

Yazarın Tüm Yazıları