Bir seçilmiş, bir atanmış, “40 dakika” eder mi ?

İzmir’in “en seçkin” otellerinden birindeyiz…

Haberin Devamı

İyi hazırlanılmış bir basın toplantısı.

Destedeki hemen bütün

“aslar, papazlar, dam ve valeler” davetli.

İşin hoş tarafı, “farklı güdülerle” önemli bir bölümü de

davete icabet etmiş…

Organizasyon iz bırakmış olmalı ki, sonrasında,

yerel ve ulusal medyanın da,

“İzmir için çok önemli” diye yazıp alkışladığı,

“umut veren, desteklenesi” bir proje…

 

Gel gelelim, toplantı, açıklanan saatte bir türlü başlayamıyor.

İzmir usûlü, davetliler de âheste ve “zeybek” gibi tek tek

geliyor zaten ama, yine de epeyce sarkıyor program.

“Diplomatik gecikme” süresinin tam 2 katı kadar…

 

“Ev sahibi”nin, beklemekten başka seçeneği olmadığını hissediyoruz.

Yaklaşık 40 dakika sonra, önce İzmir Valisi,

Haberin Devamı

hemen ardından da Büyükşehir Belediye Başkanı giriyor salona…

“Neden ve kimleri beklediğimizi”, şıp diye anlıyoruz.

Zaten, onlar sandalyelerine temas eder etmez de başlıyor toplantı.

 

Birbirinden birikimli konuşmacılar,

dünyadaki “yükselen değerler ve yeni nesil ticaret modelleri” hakkında,

oldukça doyurucu, çarpıcı ve kıymetli bilgiler veriyor.

“Proje”nin, “isabetli bir parlak fikir ve çoklu katma değer yaratıcı”,

İnnovativ bir girişim olduğu zaten tartışmasız.

 

Ama, zamanın, hızın, verimliliğin erdemi ve kazandırıcılığı köpürtülerek,

hem de “üstenci bir retorik” ile dünyadaki trendlere,

“yeni normal”e böylesine methiyeler düzülen bir salonda;

(gözlemleyebildiğimiz kadarıyla hiçbir masada),

“dünyanın hiçbir yerinde, bu kalitedeki bir toplantının

‘40 dakika gecikme’ ile başlamasının mümkün olmadığı”nı konuşan

ve bundan yakınan, surat asan, tavır koymayı düşünen kimse yok.

Herkes, “çok normal bir şeymiş” gibi, mutlu ve uslu uslu oturuyor yerinde.

Hattâ, alkışların dozundan, memnuniyetin, hayli üst seviyede olduğunu

anlamak mümkün…

 

Vatandaşı, böyle terbiye etmek iyidir !

Hele buna, “eğitim, gelir düzeyi ve sosyal statü” bakımından

Haberin Devamı

üst sosyolojik katmanlara mensup kişilerden başlarsanız,

“kalabalığın”, “Padişahım çok yaşa” moduna geçmesi daha kolay olur.

 

Meselâ, o zaman kimse çıkıp,

“…Bornova’daki kavşak düzenlemesi neden aylardır bitmiyor ?

Baraj inşaatı mı yapıyorsunuz, olimpiyat köyü mü ?” sorusunu sormaz.

 

Başlıktaki sorunun yanıtına gelince; “Ediyor zâhir…”

Yazarın Tüm Yazıları