Mutlu nefesler

Sümer, Asur, Helen, Hindu, Kıptî, 12 hayvanlı, Jülyen, miladi, hicrî, Celali, Malî, Gregoryen, rumî... Her medeniyetin, her milletin farklı takvimleri varmış gibi görünse de aslında hepsi aynı amaca hizmet eder: Zamanda belirli bir akış, ortak bir döngü yakalamak. Bu döngü bazen suların, mevsimlerin hareketleri ama çoğunlukla ay ve güneştir.

Haberin Devamı

BİYOLOJİK TAKVİM

Oysa ortak takvimlerimiz hangi yılı gösterirse göstersin aslında her birimizin kişisel bir takvimi var: Doğduğumuz gün başlar, öldüğümüz gün sona erer. Bu takviminin özü ne aydır, ne güneş... Merkezinde insan yer alır; ölçü birimi, nefestir. Boşuna dememiş atalarımız, “Ömür dediğin bir nefesliktir: alırsın veremezsin, verirsin alamazsın” diye. Bu takvimde önemli olan kaç güneş veya ay yılı yaşadığımız değil, alıp verdiğimiz nefeslerin anlamıdır, kalitesidir. Hatta kimileri amaçsızca yaşanan hayatların “oksijen israfı” olduğunu iddia eder. Neyse ki bazılarımız diğer insanların nefes alabilmesi için çırpınır durur. Mesela ambulanslarda, hastanelerde, yoğun bakım ünitelerinde...

Mutlu nefesler

Haberin Devamı

KUTLAMA ZAMANI

Geçtiğimiz takvim yılında, sağlıkla ve özgürce alınan her nefesin ne kadar değerli olduğunu gördük. Yaşadıklarımız bize içten içe bilip, ısrarla unuttuğumuz o gerçeği hatırlatıyor: Her bir nefes, yeni bir başlangıçtır. Bu başlangıçları ortak takvimlerden bağımsız olarak, bekletmeden kutlamalıyız. Çünkü zaman bizi beklemiyor, akıp gidiyor. Malum... Hayat takvimindeki asıl dönüm noktaları sayısal değişimler değil “nefesimizi kesen” o kıymetli anlardır.

EŞSİZ BİRER HEDİYE

Atlatılan badirelerden sonra “şöyle rahat bir nefes alabilmek”, “Oh be, dünya varmış” diyebilmek, hediyelerin en büyüğüdür bazen. Gelin nefeslerimizi pişmanlıklarla, günlük çekişmelerle tüketmeyelim. “Boşa nefes harcayıp” ömür sermayesini heba etmeyelim. Nefsimizle nefesimiz arasında kalıcı bir barış sağlamaya çalışalım... Her bir yeni nefesimiz bir öncekinden güzel olsun. Sevdiklerimizle barış dolu nice sağlıklı, mutlu, kutlu nefeslere...

EN GÜZEL TAKVİM

Hz. Ömer’in halifeliğinde, valilerinden biri tarihsiz mektuplardan yakınıyordu. Maaş ödemelerinin hangi yıldan başlatılacağı net değildi. Bu mesele ileri gelenler arasında değerlendirildi. Roma veya Pers takvimlerinin esas alınması konuşuldu. Ne var ki bu tercihler “yıl” konusunu tam olarak çözmüyordu. Örneğin Pers takvimleri kralın tahta geçtiği yılları esas alırken miladi takvim yılı henüz yaygın değildi. (Miladi “1” yılı ancak 800’lü yıllarda yaygınlaşmıştır). Başlangıç noktası için üstünden 17 yıl geçmiş olmasına rağmen herkesin hafızasında tazeliğini koruyan bir olay seçildi: Hz.Peygamber’in Mekke’den Medine’ye vardığı gün. Hz. Ömer, takvim yıllarının o tarihten itibaren başlatılmasına karar verdi (Miladi takvime göre 622 yılı). Yani hicri yıl, ilahi bir emre göre değil, pratik ihtiyaçlar doğrultusunda belirlendi. Başlangıcıysa Müslüman toplumunun “medeni” yolculuğu idi.

Haberin Devamı

Mutlu nefesler

Kuran’da ayların 12 adet olduğu ve ibadetlerle ilgisi bildirilse de takvim yılının belirlenme yöntemi geçmez. Ama takvim kelimesi Kuran’da daha derin bir anlamıyla yer alır: “Ahsen-i takvim”, yani “en güzel takvim”. Takvim, “doğrultmak, düzeltmek; değerini belirlemek” gibi anlamlara gelir. “Ahsen-i takvim” ise insana Allah tarafından verilen en güzel ve en mükemmel biçimdir: “Biz insanı en güzel şekilde yarattık”. Öyleyse asıl marifet, her takvim gününü insan onuruna en yaraşır, en güzel şekilde yaşamak ve yaşatmak için çabalamak değil mi?

GEÇEN YIL EN ÇOK O DİNLENDİ

SPOTIFY verilerine göre the Weeknd’in “Blinding Lights” isimli şarkısı, 2020 yılında 1,6 milyar kez dinlenmiş. Buna YouTube, Apple Music gibi platformlar eklendiğinde bu sayı 2 milyarı aşıyor. Ama gelin görün ki, geçtiğimiz yıl dünya genelinde “en çok dinlenme rekoru” Blinding Lights’a veya bir başka şarkıya ait değil. Listenin en tepesinde yaklaşık 262.8 milyar kez dinlenen ezan yer alıyor!

Haberin Devamı

Mutlu nefesler

Yapılan tahminlere göre dünya genelinde 3.6 milyon cami var. Her camide 365 gün boyunca günde 5 vakit ezan okunuyor. Her bir ezanın, ortalama 40 kişi tarafından dinlendiğini varsayarsak, bir yılda 262.8 milyar kez dinlendiğini düşünebiliriz. Elbette ezan sesi günümüz teknolojisiyle hayli uzaktan bile duyuluyor. Dolayısıyla, bu sayıyı yukarı çekmek pekâlâ mümkün. Tabii bir de ezanın tüm zamanlardaki “toplam dinlenme sayısı” var ki, onu hesaplamak başlı başına bir iş. Ama kısa yoldan şunu söylemek mümkün: Ezan, İslam coğrafyasında hem en çok seslendirilen, hem de en çok dinlenen listesinde 1442 yıldır hep bir numara.

 

Yazarın Tüm Yazıları