Bu günleri Sun Tzu’nun “Savaş Sanatı”na göre okumak…  

Yakın çevremizde savaş tamtamlarının sesi yükselirken insanlar, tarafların olacaklara dair tutarsız gözüken açıklamaları karşısında şaşırıyor.

Haberin Devamı

Halbuki “Sun Zi”nin, Song Hanedanı(Çin) döneminde yazılmış olup da bütün askeri klasiklerin atası olarak bilinen ve Batı’da da en önemli strateji eserlerinden biri olarak üzerinde birçok çalışma yapılan “Savaş Sanatı”na göre;

“Savaş kandırmacalı bir iştir. Bu nedenle vurabilecekken vurmayacakmış gibi, saldıracakken saldırmayacakmış gibi, yaklaşırken uzaklaşıyormuş gibi, uzaklaşıyorken yaklaşıyormuş gibi göstermek gerekir.. Yemle ve kandır, kargaşa çıkart ve ele geçir, dirençliyse ona göre hazırlan, güçlüyse ondan sakın, sinirliyse onu kızdır, tevazu göster ki gerçek sanıp mağrurlaşsın, dinleniyorsa rahatsız et, aralarında birlik varsa ayır, ona hazırlanma fırsatı vermeden saldır, beklemediği anda ortaya çık. Bunlar savaş erbabının başarı sırlarıdır, önceden kestirilemez”…

 

Haberin Devamı

Dolayısıyla sıcak savaş bölgesine yakınlığımız sebebiyle yapılacak şey öncelikle agah olmak ve hesabını iyi yapmak olsa gerektir. Bu konular daha su kaldırıra benzer. Bize de gücümüz, kabiliyetimiz oranında olabileceklere hazırlıklı olmak düşer. Ki filler tepişirken arada ezilen çimler olmanın ötesinde bir mevcudiyet sergileyebilelim birlik bütünlük içerisinde. Barışı istemekle birlikte, “barış isteyen savaşı göze almalıdır” bilinciyle.. Belli mi olur türlü kılıktaki ganimetperestlerin bir sonraki adımlarının nereye atılacağı? Oyunun kurallarını iyi okumalı…

Bu vesileyle “Sun Zi(Tzu)’nin Savaş Sanatı”ndan bazı paylaşımlar yapmak istiyorum bu hafta. İlk bölüm “hesaplama”;

“Savaş bir ülkenin baş sorunu, ölüm kalım yeri, var olma ya da yok olma yoludur; muhasebesiz olmaz. Bu nedenle beş noktayı hesaba katıp ona göre durum değerlendirmesi yapmak gerekir:

1) ‘Yol’ denen şey, halkı yöneticisi ile aynı düşünceyi paylaştırır. Ancak bu takdirde birlikte ölebilirler, birlikte yaşayabilirler ve halk kendini feda etmekten korkmaz.

2) ‘Gök’ denen şey, karanlık/aydınlık, soğuk/sıcak, zaman-mevsimdir.

3) ‘Yer’ denen şey, uzaklık/yakınlık, tehlikelilik/güvenlilik, genişlik/darlık, kurtuluşsuzluk/kurtuluşluluktur.

Haberin Devamı

4) ‘Komutan’ denen şey, erdemlilik, güvenirlilik, insancıllık, cesaret, ciddiyettir.

5) ‘Kural’ denen şey, askeri birliklerin örgütlenme biçimi, subayların rütbelendirilmesi, ikmal yolları ve askeri harcamalardır.

Bunları bilen kazanır, bilmeyen kazanamaz”… (Dumanlar ufku karartsa da şimdilik bu hususlarda rakiplerimize oranla avantajımızın arttığı bir gidişat üzere olunduğu kanaatindeyim)

 

Böylesi kapsamlı bir konu için yerimiz dar ancak Sun Zi’nin savaş(iş idaresi ve kişisel gelişim alanlarında da faydalanılan) stratejilerine dair -kimi günümüze uyarlanması gereken- temel birkaç nasihatıyla devam edelim:

* Hükümdar ile komutan birbirine yakınsa o ülke güçlü olur, ilişkileri zayıfsa o ülke mutlaka zayıf düşer.

Haberin Devamı

* Askerlikten anlayan biri düşman askerine savaşmadan baş eğdirir, düşman kentini saldırmadan ele geçirir, düşman devletini oyalanmadan devirir. Mutlaka mükemmel bir zafer peşinde koşar.

* Savaş bir karışıklıktır, kavga dövüştür ve gelişigüzel olmaz. Bir kargaşadır, top olmuş ve hakkından gelinemeyen.. Kargaşa düzenden doğar, zayıflık güçten doğar. Düzen/düzensizlik örgütlenmededir(sayıdadır). Cesaret/korkaklık tavırdadır. Güçlülük/güçsüzlük görünümdedir.

* Hücum etmesini bilen karşısında düşman neresini savunacağını bilemez, savunmasını bilen karşısında düşman neresine saldıracağını bilemez.

* Baş edilemezlik kendimize, baş edilebilirlik düşmana bağlıdır.

Haberin Devamı

* Askerlikte kural; ‘on katıysan kuşat, beş katıysan saldır, bir katıysan dağıt, denksen hakkından gelebil, azsan çekilebil, zayıfsan kapışmaktan kaçın’dır.

* Hızın rüzgar gibi, yavaşlığın orman gibi olmalı. Ateş gibi saldırıp, dağ gibi kıpırdamaz olmalı. Karanlıklar gibi bilinmez, hareketin yıldırımlar gibi, şimşekler gibi olmalı.

* Dağınık arazide savaşa girme, sınır arazide asla duraklama, çekişmeli araziye (senden önce) ulaşan düşmana saldırma, açık arazide ordunun iletişiminin kesilmesine izin verme, merkezi arazide yerel unsurlarla güç birliği yap, önemli arazide (düşmanın) iaşesini yağmala, zor araziden hızla uzaklaşmaya çalış, kuşatılmış araziden çıkmak için strateji geliştir, çaresiz arazide bütün gücünle savaş.

Haberin Devamı

* Komutanı bekleyen beş tehlikeli hatası olabilir; Ölümüne savaşırsa düşman tarafından yok edilebilir, korkaklık tutsak olmak demektir, paniğe kapılıp kaçmak aşağılanmak demektir, çok mağrur olur kendine güvenirse sonunda utanç duyacak bir duruma düşebilir, adamlarına fazla düşkün olursa zor durumda kalabilir.

* Savaşta zaman kaybetmek bir ülkeye yararı olacak iş değildir.. Eğer askerler yorgun düşer, şevkleri kırılır, güçleri tükenir, ekonomi iflas ederse yerel beyler içine düşülen krizden yararlanıp ayaklanırlar, erdemli ve ileriyi gören adamlar bulunsa bile bir şey yapamazlar. Bu nedenle savaşın getireceği zararı bilmeyen kişiler, getireceği yararı da bilemezler…

 

Halkına zulüm etmede çoktan beri haddi aşmış bulunan Şam yönetimine karşı bölgede emperyal çıkarları peşinde giden ülkeler tarafından -görünen o ki bu sefer askeri hedeflerle kısıtlı kalan- bir hava saldırısı düzenlendi. Bölgemiz için kaygı verici sonuçlar doğurabilir. Biz de arada, kanımca tam anlamıyla haklının olmadığı bir ortamda, imkanlarımızı gözeterek kötünün iyisinin ne olduğu noktasında bekamız uğruna sağlam ve doğru bir duruş sergilemeye çabalıyoruz. Zor bir süreç. Sağa sola savrulmadan birlik-beraberlik içinde olmamız ve bizi pasifize etmeye yönelik türlü fitne ve dezenformasyon konusunda da uyanık olmamız gerek(zira savaşın bir cephesi de bilgi paylaşımı/iletişim alanında). Gönül isterdi ki bu birlik beraberlik İslam ümmeti, barışa inananlar ve insanlığın yücelmesine taraf olanlar bakımından da gerçekleşsin. Velhasıl Allah sonumuzu hayr’etsin. Mübarek “Mirac Kandili” gecesinde atılan bu tehlikeli adımlar dilerim ki nihayetinde Hakk’tan taraf olanları birleştirsin, kuvvetlendirsin. Lakin bu sene zarfınca da “barışa istekli fakat savaşa hazır” olunacak zamandayız anlaşılan. Necat senden “Ya Selam”… Hu

 

“Karşısındakini ve kendini bilen hiçbir savaşta tehlikeye düşmez; karşısındakini bilmeyen, sadece kendini bilen bir kazanır, bir kaybeder; karşısındakini de, kendini de bilmeyen her savaşta mutlaka tehlikeye düşer”

(faydalanılan eser; “Sun Zi / Savaş Sanatı - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları - Çince aslından çeviren Pulat Otkan, Giray Fidan”)

 

Musa Dede / GÖLGENİN HAKİKATİ

Yazarın Tüm Yazıları