Yeni bir sanal çağa doğru

Korona salgını ve kriziyle giriş yaptığımız 2020 yılı hem dünya hem de kişisel tarihlerimizin unutulmazları arasına girecek. Yaşanan zorlukların, olumsuzlukların ve kayıpların yanı sıra birçok alan ve sektör için de milat olacak. Farklı alanlarda farklı şekillerde düşünmeyi öğrendik. Hepimiz farklı dersler çıkardık. Bazen planların programların ne denli anlamsız olduğunu, bazı durumlarda da ne denli önemli olduğunu kavradık. Kimin aklına gelirdi ki bir yemek sempozyumu, bir gastronomi festivali, yemek etkinliği sanal ortamda gerçekleşsin...

Haberin Devamı

Oxford Yemek Sempozyumu

Yaklaşık 40 yıldır alanının en önemli, en prestijli toplantısı olarak kabul edilen Oxford Yemek Sempozyumu, korona salgını nedeniyle bu yıl sanal gerçekleşiyor.
Her yıl temmuz ayının ikinci hafta sonunda yapılan, yemek tarihi üzerine çalışan yazarlar, gazeteciler, tarihçiler ve antropologların katıldığı sempozyumda seçilen konu derinliğine tartışılıyor. Bu yılın konusu “Bitki ve Baharatlar”.
Sempozyumun yılın temasına uygun olarak düzenlenen yemeklerin ve yemeklerle bağlantılı tüm etkinliklerin organizasyonundan sorumlu yönetim kurulu üyesi ise Türkiye’den bir isim; Gamze İneceli.
Gamze, 40 yıllık bir geleneğe salgın yüzünden ara vermek istemediklerini, dünyanın “tuhaf ve zor bir süreçten geçtiği bu dönemde, ‘sanal’ olsa bile paylaşmak, izlemek, keşfetmek, öğrenmek ve dünyadaki tüm katılımcılarla iletişimde olmanın herkese iyi geleceğini” düşündüklerini söylüyor.
Ona göre sanal olmanın da avantajları var. Sempozyuma her yıl yaklaşık 280 katılımcı kabul edebilirken şimdi iki katına ulaşmışlar.
Ayrıca maddi-manevi zorlanabilen katılımcılar için de fırsat oluyor. İngiltere’ye gidip gelmenin zorlukları ortadan kalkıyor, Oxford sizin evinize, ekranınıza geliyor. Ancak bunun düzenleyiciler için kolay olmadığı da gerçek. Onlar çok daha fazla çalışıyor.
Gamze’nin vurguladığı gibi çevrimiçi olmasının bir başka avantajı daha var. Bugüne dek tek bir hafta sonuna yayılan konuşmaların, özellikle de paralel oturumların hepsine katılmak imkansızdı.
Şimdi ise sempozyum 10-12 Temmuz arası canlı olacak. Ama 3 Ağustos’a dek tüm konuşmalar bildiriler, filmler, tarifler yemek videoları yani tüm programın kaydı katılımcılar tarafından iki hafta boyunca izlenebilecek.
Bu yıl konuşma yapacak olan şef Asma Khan/Darjeeling Express, Timothy Charles & Jonathan Gushue/Fogo Island Inn, Endonezya mutfağını batı dünyasına tanıtan kadın olarak bilinen Sri Owen, yemek yazarı şef David Tanis ve tüm diğer konuşmacılar alanlarının saygın isimlerinden.

TÜRKİYE’DEN KATILIM

Dünyanın her bir yanından yollanan yüzlerce bildiri arasından kabul edilen 41 bildiri içinde Türkiye’den de iki ismin çalışması var. Araştırmacı yazar Aylin Öney Tan ‘salep’, Tuğba Şatana da ‘isot biberi’ üzerine hazırladıkları bildiri ile katılıyor.
Gamze İneceli de sempozyum sırasında yayınlanmak üzere Mısır Çarşısı’nı tanıtan “İstanbul Spice Bazaar: Journey of the Senses” isimli mini bir belgesel projesini hayata geçirmiş. Filmin yönetmenliğini ve çekimlerini Tolga Yüceil yapmış, metinleri de Ümit Hamlacıbaşı yazmış.
Anason bitkisinin kültürümüzdeki yerini, değerini anlatan “Anise: The Spirit of Anatolia and Friendship” başlıklı belgeselin sunumunu da Gözdem Gürbüzatik üstlenmiş. Ben de heyecanla sanal sempozyumu bekliyorum, izlenimlerimi de daha sonra paylaşacağım...

Haberin Devamı

Restoranlar Evde

Haberin Devamı

Korona salgını nedeniyle zarar gören yeme-içme sektörüne destek vermek amacıyla yapılan çalışmalardan biri de “Restoranlar Evde” kitabı.
Projenin ardında yemek yazarı Cemre Torun var.
“Restoranlar Evde”nin içinde farklı tarzda 100’ün üzerinde restoranlardan yemek tarifi yer alsa da bu eser aslında bir yemek kitabı olmak üzere düşünülmemiş. Bu dönemde şefler de evde oldukları ve verdikleri tarifleriyle mutfaklarımıza konuk oldukları için seçilmiş.
Cemre, “Karantinaya gireli, hayat kapanalı 2-3 hafta olmuştu. Bir yemek yazarı olarak bu dönemde restoranlara nasıl destek olabileceğimi düşünürken aklıma restoran tariflerinden oluşan bir kitap hazırlama fikri geldi. İçinde tarifler dışında yeme içme sektörünün değerini anlatan yazılar da olsa, sadece bireyler değil markalar da destek verse, geliri de restoran çalışanlarına gitse ve ayrıca evde harıl harıl yemek yaparken özlediğimiz restoranların tariflerine ulaşabilsek” diyerek yola koyulmuş.
Tabii her şey dönemin koşullarına uygun olarak evden çıkmadan çevrimiçi yapılmış. Birçok kişi ve kurum destek vermiş.
Ortaya gerçek anlamda bir dayanışma projesi çıkmış. Markalar henüz kitabın kapağı bile ortada yokken, projeye güvenip yüzlerce baskısını satın almışlar.
Kitapta ayrıca Ahmet Örs, Anissa Helou, Anya von Bremzen, Deniz Alphan, Hülya Ekşigil, Joan Roca, Mehmet Yaşin, Rene Redzepi, Rudolf Van Nunen, Somer Sivrioğlu, Şemsa Denizsel, Vedat Başaran ve Vedat Milor’un yanı sıra benim de aralarında bulunduğum 40’ya yakın ismin İstanbul restoranlarına, sektöre ilişkin yazıları yer alıyor.
Cemre’nin altını çizdiği gibi, kitabın amacı restoranların hayata kattığı zenginliği, bu değerli sektöre sahip çıkmamızın gerekliliğini hatırlatmak ve satışından elde edilen gelirle restoran çalışanlarına destek olmak.

Haberin Devamı

İlk online yemek festivali

Birbirinden yaratıcı etkinliklere imza atan Hybrid Community de Türkiye’de bir ilk olarak online yemek festivali düzenliyor. “Hayat Tek, Evde Keşfet” mottosuyla yola çıkan, yarın gerçekleşecek Wild BBQ Festivali’ne katılmak isteyenlerin evlerine Biletix üzerinden biletlerini aldıktan sonra mangal, et ve soslardan oluşan bir kit yollanıyor.
Katılımcılar dijital platformlardan katılım sağlayacakları et pişirme teknikleri atölyesi ve sürpriz isimlerin performans sergileyeceği online bir konserle lezzet ve eğlenceyi birlikte deneyimleyebilecekmiş.
Merakla bekliyorum...

Evlere servis İtalyan mutfağı

3 yıl kadar önce İzmir’de Ege Perla’nın içinde açılan İtalyan restoranı Murano’s da korona salgını sırasında kapalı oldukları dönemde yeni kararlar alarak bir dizi değişikliğe gitmiş. 3 yıl kadar önce İzmir’de Ege Perla’nın içinde açılan İtalyan restoranı Murano’s da korona salgını sırasında kapalı oldukları dönemde yeni kararlar alarak bir dizi değişikliğe gitmiş. Pizza, taze makarna ve taze peynir gibi en sevilen çeşitlerini soğuk zincirle evlere servise başlamışlar. İzmir ve çevresi için çok güzel bir fırsat. Ev yapımı taze tortellininin pişirme süresi sadece 4 dakika. Üzerine domates sos çok yakışıyor. Yanında organik yerli tohum domates ve burrata ile bir de salata yaparsanız yemeğiniz şölene dönüşüyor.

Yazarın Tüm Yazıları