Restoranlar iftar sofralarının hakkını veriyor mu?

Çocukluğumda sıklıkla kış aylarına denk geldiğinden midir bilmem, ramazan sofraları benim için hep kış aylarıyla özdeşleşmiştir. Sıcak çorbalar, dumanı tüten dolmalar, neşeli sohbetler,  “top patladı mı” muhabbetleri, TRT’den yükselen Nur Subaşı duaları…

Haberin Devamı

İftar sofraları, yaşımız büyüdükçe evlerden restoranlara, lokantalara kaymaya başladı. “Dışarıda” iftar yapmak, özellikle oruç tutan için pek çok açıdan zahmetsiz ve rahat olsa da, özen, kalite ve lezzet hususunda evlerdeki sofraların yerini tutabiliyor mu?

Pek çok restoranın masalarında, kalabalıklara hızlı servis verebilmek adına önceden kesilmiş ve kurumakta olan pidelere, bekleyen söğüş tabaklarına rastlıyorum. Fabrikadan çıkar gibi arka arkaya gelen ve çok hızla servis edilen çorbalar, soğumuş etler gözümün önüne geliyor. Bu gözlemler tabii ki her mekanı kapsamıyor, ancak artan mekan sayısının buna uyum sağladığı konusunda da sıklıkla mesajlar alıyorum.

Kendi adıma, iftarın ve lezzetlerinin hakkını veren mekanlarını bir kenara ayırarak, işi fabrika mantığına ve normalde kendi standardının altına taşıyan firmaların hem Ramazan ruhuna hem de kendi markalarına zarar verdiğini düşünüyorum. Geri kalan on bir ayda 10 üzerinden 8 puanlık bir standart yakalıyorsa, ramazanda bu standart 5 puana düşebiliyor.

Haberin Devamı

Sizlerin kendi standardını ramazanda da sürdüren, hatta üzerine çıkan restoran önerileri nelerdir? Bu standardı tutturamayan mekanlara şahit oldunuz mu? Önerilerini ve bilgilerinizi e posta adresime ve sosyal medya yoluyla bekliyorum.

ARA SICAK MESELELER:

1- Daha önce ara sıcak meselelerde yazdığım kuyu kokoreçle ilgili pek çok mesaj aldım çok teşekkürler. Genel eğilim, Aydın çevresinde görülen bu lezzetin tadının yerinde ama klasik İzmir kokoreçinden daha kuru olduğu yönünde… Çok teşekkürler.

2- Çorba yelpazesinde inanılmaz bir genişleme var. Klasik malzemelerin dışına çıkan tarifler son zamanlarda çok ilgi çekiyor. Kapya biberinden tutun ananasa kadar pek çok malzeme çorbalarda yerini aldı. Bir çorbada karşınıza çıkan en ilginç malzeme nedir, yorumlarınızı bekliyorum.

3- Tatlı, ekşi ve acıya ek olarak tanımlanan bir başka tat olan, ülkemizde daha yeni yeni varlığı bilinen umami gündemde etkisini hafif hafif arttırıyor. Herhangi birinden bir yemeğin arkasından “umami” yorumunu almış olmasam da, genelde sevdiğim mantar, domates, ahtapot, deniz börülcesi gibi tatların bu başlık altında bulunması ilgimi iyiden iyiye arttırıyor. Tadı tanımlamaktan çok, neyin umami olduğunu saymak sanırım daha kolay.

 

Yazarın Tüm Yazıları