Kenan Başaran

Beşiktaş'ta bir devir bitti

23 Aralık 2018
Takımından yönetim yapısına kadar yeni yılda büyük bir revizyon şart.

Kasımpaşa’da ilk devre sona erdiğinde Beşiktaş namına zihnimde dolanan tek kelime şuydu: Acıklı...

İki golü Lens yüzünden VAR’la iptal edilen ve üstüne üstlük dün bir de sakatlanıp oyundan çıkan Dorukhan’ın durumu acıklı, Necip Uysal’ın Diagne ile eşleşmesi acıklı, sadece Pektemek’in değil, tüm takımın tek pozisyona girmeden soyunma odasına gitmesi acıklı, oyuncuların birbirlerine el kol hareketi yapması acıklı, maç öncesi ve devre arasında statta çalan Müslüm Baba’nın şarkıları acıklı...

Sahada bir takım vardı ve o da Kasımpaşa’ydı. Uyumlu, tempolu ve becerikli. Diagne’nin, ilk golünde VAR’a takılsa da, geçerli sayılacak bir yenisini atacağı o kadar aşikârdı ki...

Bu arada Diagne’nin iptal edilen golünde statta geçen hafta Beşiktaş’ın iptal edilen Dorukhan golü sonrası yaşananların benzeri yaşandı. Gol, coşku ve iptalle gelen duygusal çöküntü..

Dorukhan sakatlandığında Güneş, Babel’i sahaya sürdü. Geçen hafta Trabzon maçı sonrasındaki basın toplantısında “Oyuna Caner ve Gönül ile başlamadığınız için bir pişmanlığınız var mı” diye sorduğumda “İkisi de sakatlıktan yeni çıktı, az idmanlıydılar” dedi, aynı durumdaki Lens ilk 11 başladığı halde. Dün sahaya sürülen Babel de uzun sakatlıktan daha bu hafta çıktı ve Güneş, Quaresma’yı değil Hollandalı’yı aldı oyuna. Bir Quaresma hayranı olan Mustafa Denizli iki kez sevinmiştir! Ha Babel aslında sakat değildi denirse, ben de “Bu da zaten bu sezonun fotoğrafı” derim..

BURAK'A HİÇ GEREK YOK

Beşiktaş yönetimi, şu saatten sonra “transferi bitti” denilen Burak Yılmaz’dan da derhal vazgeçmelidir. Zira lüzumu kalmadı. Zaten taraftar da istemiyor, para da yok. Takımından yönetim yapısına kadar, yeni yılın ilk yarısında siyah beyazlılarda büyük bir revizyon şart. Futbolda dönemler vardır. Herkes kabul etsin, Beşiktaş’ta bir dönem kapandı.

BU SEZON HİÇ BAŞLAMAMIŞTI

Yazının Devamını Oku

VAR yetmez! Futbolculara çip de takılsın

21 Aralık 2018
Beşiktaş-Trabzonspor maçında Dokukhan Toköz’ün attığı gol, VAR’ın tespit ettiği ofsayt nedeniyle iptal edildi.

İtiraz yok, doğru karar. Ancak, bu adalet sağlanırken başka bir adaletsizliğin de oluştuğuna dikkat çekmiştim maç yazımda. Sevgili Cem Dizdar da benzer bir yorum yaptı. Lakin özellikle Trabzonsporlular, “Ofsayt yok mu? Adaletin sağlanmasından neden rahatsız oldunuz” diyerek, tepki gösterdi.

SÜRE EKLENİR Mİ?

Hayır, adaletin sağlanmasına karşı değilim. Bir kez daha altını çizerek söylüyorum: Dorukhan’ın golünün iptali doğru. Mevcut VAR protokolüne göre hakemler doğru karar verdi. Diğer yandan bu pozisyon bize yeni bir düzenleme yapılmasının da şart olduğunu da gösterdi. Önce olan bitene bakalım: ìOfsayt anıyla gol anı arasında geçen süre 18 saniye. Teknik direktörlerin atak sonuçlandırmayı 5 saniyeye çekmek istediği bugünün futbolunda, bu çok uzun bir süre. Söz konusu zaman aralığında Beşiktaş, 12 pas yapıyor; hatta bu arada topu bir kez de Trabzonlu oyuncu uzaklaştırıyor.

Gol oluyor, tribünden futbolcusuna kadar, herkes büyük bir coşku yaşanıyor. Sonra VAR’ın kararı için uzun bir bekleyiş başlıyor. Ve gol haklı olarak, iptal ediliyor, ancak tüm bu süreç Beşiktaş’ı da iptal ediyor. Oyuncular 20 dakika ruh gibi gezdi sahada. O an için kazanmış görünen Trabzon da yaşanan duraklama nedeniyle maçın sonuna eklenen 7 dakikalık uzun sürede yediği golle bedel ödüyor. Maçta 2-0 geriye düştüğü halde büyük baskı kuran ve skoru 2-1’e getiren Beşiktaş’ın verdiği görüntü şu: Bu maçı çevirir, öne de geçer. Ama iptal edilen gol, hem takımın hem tribünün tüm enerjisini aldı. Geciken adalet, adalet değil yani. “Beşiktaşlılar keşke bu golü hiç atmasaydık” diyecekler dedim maç yazımda, nitekim Şenol Güneş de basın toplantısında aynı sözleri sarf etti. Bu örnek olayda takım ismine takılmayın. Olayın sonuçlarına odaklanın ve yarın her takımın başına gelebileceğini düşünün. Bir başka maçta benzer bir durumda 18 değil, 5 dakika sürse atağın golle sonuçlanması, o zaman ne olacak? 5 dakika öncesine gidip golü iptal ederseniz maça da 5 dakika eklenecek mi?

MİLİMLİK ADALET!

VAR teknolojisi sayesinde artık ‘milimlik ofsayt’lar da yakalanıyor. (Başakşehir’in Beşiktaş’a attığı bir gol de yine milimlik ofsaytla iptal edilmiş ve bunu da acımasız bulmuştum ama neylersiniz ki VAR bunu gerektiriyor) VAR’ın milimlik hesaplamaları, kaçınılmaz olarak daha fazla teknolojiyi mecbur kılacak. Her oyuncuya çip takılması sanırım düşündüğümden de erken gündeme gelecek. (Chris Anderson ve David Sally, Rakamlar Oyunu isimli kitaplarında bunun önümüzdeki 10 yıl içinde öngörüyor). Lens’te çip olsaydı, o zaman anında hakemlere ‘ofsayt mesajı’ gelecek ve oyun o anda duracaktı.

KONUŞAN ÇOK VAR KURALI BiLEN AZ VAR!

‘DORUKHAN golü’ benzeri olaylar VAR’ın uygulamada ortaya çıkan eksikliklerinin giderilmesine de vesile olacak. IFAB’ın bu vakaları göz önüne alacağını düşünüyorum. Bakın dün Uğur Meleke yazdı. Hepimiz ne dedik? “F.Bahçe-Kasımpaşa maçı tekrar edilmeli”. Oysa Meleke’nin hatırlattığı ortada iki kural var: FIFA’nın kuralına göre maç tekrarlanmalı ama VAR protokolüne göreyse Yaşar Kemal Uğurlu’nun kaçan penaltı sonrası dönen topta atılan golü oyuncular sahaya girdiği için iptal etmesi doğruydu. Çünkü VAR’a baktı. Protokole göre de sahaya kimin girdiğinden ziyade, girenlerden hangilerinin pozisyonu etkilediği önemli. Diagne penaltıyı kaçırdığında sahaya girenler içinde en etkin isim, dönen topu ağlara yollayan Kasımpaşalı Eduok... Bir yanda FIFA, diğer yanda VAR kuralı. Hakemin elinde uygulama hakkına sahip olduğu iki kural var. Ve iki kural çelişkili.

Yazının Devamını Oku

Trabzon değil VAR durdurdu

17 Aralık 2018
DÜN YAŞANANLAR FUTBOLUN RUHUNA AYKIRIYDI. ARTIK ‘MAKİNA ADALETİ’Nİ KABUL EDECEKSİNİZ.

Evet, oyuncuların durumunu en iyi teknik direktörler bilir. Biz yorumcular, büyük ölçüde bize sunulan maç listesi üzerinden ahkâm kesebiliyoruz.

Önüme gelen maç listesi de dün bana şunu dedirtti: Madem Caner ve Gönül kadroda niye en azından biri ilk 11 başlamadı?

Çünkü onlardan biriyle başlamak demek takımın stoper ve orta alan tercihlerini de doğrudan etkiliyor. En azından Necip veya Dorukhan’dan biri kenarda otururdu.

İlk 45 boyunca oyuna hükmeder gibi gözüken taraf Beşiktaş’tı. Özellikle 30’dan sonra. Ancak tüm devre boyunca pozisyon bulan Trabzon’da. Gol öncesi bile 3 net pozisyonu vardı bordo mavililerin. Buna mukabil Beşiktaş’ın gollük bir işi yok.

Beşiktaş’ın temel sorunu geriden top kullanmaktı. İlk 45’in büyük bölümünde savunmacılar, topu oyuna sokmak için değil, sadece uzaklaştırmak için kullandı.

Ljajic, yine çok geniş alanda oynamak zorunda kaldı. Böyle olunca da hücum organizasyonlarında beyin olamadı. Quaresma, denemeler yapıyor ama verimsizken, Lens bir şeyler denemedi bile...

Güneş, ikinci 45’e Gönül ve Caner ile başladı. Hani biz yorumcuların esame listesi üzerine yaptığı ahkâma uydu! İster istemez de yazının başındaki o klişe soruya da kendini muhatap kıldı.

Ama futbolun cilvesi vardır bir de! İki doğru değişiklik hemen sonuç verecekti, Güven golü atsa. Ne var ki pozisyonun dönüşünde fark 2’ye çıktı 47. dakikada.

Yazının Devamını Oku

Final maçına amatör kulübe

14 Aralık 2018
Birlik beraberliğini yitirmiş bir takımın dün final niteliğinde bir maçı oynaması mucizeydi.

Beşiktaş’ın dünkü yedek kulübesine bakın. 6 oyuncu var. Bir amatör küme takımının kulübesinden hallice. En şöhretlisi Gökhan Töre’ydi.

Türkiye’nin en büyük problemi planlamadır. Herkes plan program müptelası görünse de en uzun vadeli programımız 1 yılı geçmez. ‘Come to Besiktas’ sloganıyla dünyaya açıldığını ilan eden Beşiktaş’ın dün yedek kulübesindeki en şöhretli ismi, Gökhan Töre’ydi; o da hani Premier Lig görmüş olduğu için bu ifadeyi kullanıyorum. 6 kişilik yedek kulübesinde Güneş’in hamle oyuncusu olarak kullanacağı bir diğer isim de Larin’di...

Evet, dünya alemin sizi göreceği Avrupa’da ‘devam mı tamam mı’ maçında kulübeniz bir amatör takımın kulübesinden halliceyse konuşacak çok fazla şey yok aslında. Kadronuzun yaşlı olduğunu unutursanız, bu kadar sakatlığı da planlarınızda öngöremezsiniz!

Gönül’ün yokluğunda Güneş, sağ beki Adriano ile takviye ederdi. Caner de sakat olunca Güneş, dün sağa Dorukhan’ı koydu. Uzun vadeden Dorukhan’dan bir sağ bek de çıkabileceğine inanıyorum. Ama dün Beşiktaş’tayken bazen sağ bek oynayan İsmail Köybaşı gibiydi. Sadece al-ver yaptı. Malmö karşısında ona orta alanda daha çok ihtiyaç vardı çünkü Medel’deki düşüş sürüyor. Oğuzhan’ı da ne siz sorun ne de ben söyleyeyim. “Dokunmayın Şaban’ıma” kabilinden sahada dolaşıyor!

Beraberlik yetse de Beşiktaş, maça galibiyet arzusuyla başladı. Bir pozisyonda topu iki kez direkten döndü. Diğerinde Pektemek vurmak yerine Love’ı görse golü bulabilirdi Beşiktaş. Ancak ilk yarım saatten sonra Malmö, hücumu daha çok düşündü. Organize ataklarda atak yönünü ustalıkla değiştirip tedirgin ettiler. Bir iki karambol de yarattılar.

Devre biterken Beşiktaş’ın raporunda şu yazıyordu: Love’a sırtı dönükken top atmanın yararı yok. Savunma arkasına kaçıramıyorsanız da oyundan alın...

BEŞİKTAŞ DÜN GECE ELENMEDİ

Güneş’in 2. devreye Oğuzhan-Fatih değişikliğiyle başlamasını bekledim. Fatih stopere, Necip sağ beke ve Dorukhan da Medel’in yanına... Lakin Güneş aynı şablonla başladı ve yine sırtı dönük Love’dan medet umuldu.

Yazının Devamını Oku

3 golcü, sıfır pozisyon!

8 Aralık 2018
Beşiktaş, Alanya’da maça derbinin devamı gibi başladı.

Bu iyi bir şey değildi zira derbide iyi bir futbol sergilenmemişti. O 3 puan, mücadeleyle kazanılmıştı. Beşiktaş, maça 25. dakikadan sonra dahil oldu. Evvelinde topa daha çok hükmeden taraf ev sahibiydi. Durgun Beşiktaş için duran toplar bir çözüm olabilirdi ancak Quaresma’nın kullandığı kornerlerin hiçbirinde ortaya taktiksel zekâ konulamadı. Ezbere ortalarla harcandı, köşe atışları.
Ofsayt olsa da Güven’in ağlara giden gol vuruşu şahaneydi. Yaşını başını aşan büyük bir olgunluk göstergesiydi bu vuruş. Devre sona erdiğinde Necip’in kritik ‘son anda’ müdahaleleri, siyah beyazlıların forvet hattının yaptığı işlerden daha çok öne çıktı. Oyunu yönlendirmede Ljajic çok fazla devreye giremezken, derbide hücum presiyle öne çıkan Pektemek de çok görünmedi.

LARIN İLE ‘YA KISMET’!
47’deki Alanya karambolü siyah beyazlılar için uyarıcı bir etki yarattı. Ljajic’in de hareketlenip, merkezden kanatlara da sarkması, Güneş’in ekibini rakip sahaya daha rahat taşıdı. Lakin, tüm bu gürültüden net pozisyon çıkmadı. Çünkü forvetlerle bir türlü irtibat kurulamadı. Güneş’in etkisiz Pektemek’i kenara alıp Love’ı sahaya sürmesi doğru bir hamle olsa da değişen bir şey olmazdı.Karius, her geldiğinde tehlike yaratan Alanya ataklarında tek başına ayakta kaldı. Güneş’in kurtarıcı olarak gördüğü bir diğer koz Oğuzhan, kâğıt üzerinde şık dursa da sahada aynı tesiri yapmadı. Güneş’in Larin’i de oyuna almasıysa “Ya kısmet” deyip, evliyalara sığınmasından başka bir şey değildi!

26 YAŞINDAKİ VETERAN OĞUZHAN!
ALANYA, her atakta pozisyon üretirken Beşiktaş’ın 90 dakikada saç baş yolduran tek pozisyon üretemedi. Esasen bu uyarı G.Saray maçında açıkça verilmişti. Derbide pozisyonsuz 3 puan aldı, bu kez 1... O da Karius sayesinde. Güneş, sırasıyla Güven, Love ve Larin’i kullandığı halde gol bulamadı. Çünkü ‘Sosa-Oğuzhan Üretim Santralı’ artık yok. Telaş içinde her yere yetişmeye ve bir şeyler yapmaya çalışan Ljajic, tek başına kalınca görüntüsü saman alevinden öteye geçemiyor. 26 yaşındaki Oğuzhan ise veteranlar gibi oynamaya devam ediyor. Beşiktaş derbiyi aldıktan sonra “Kalan 3 maçı da kazanırsa, 2. devre ligi yeniden başlatır” dedim. Fakat dememe kalmadan 2 puan daha kaybedildi. Bu puan ortalamasıyla şampiyon olamazsınız. Gelecek haftaki rakip de Trabzonspor...

Yazının Devamını Oku

Adalet mi, 1 puan mı istiyoruz?

7 Aralık 2018
Fenerbahçe-Kasımpaşa maçında hakem kural hatası yaptı. İlk bakışta mağdur olan Kasımpaşa. Haliyle maçın tekrarın istemek öncelikle onların hakkı.

Ama kurallar gereği F.Bahçe de tekrarı isteyebilir. Ne var ki ikisi de “Neme lazım, bu 1 puan iyidir” dedi. İyi ama Kasımpaşa şampiyonluktan söz ediyor! Mustafa Denizli, açıkça dile getiriyor. Şampiyonluğa oynayan bir takım için 2 puan kayıptır. O gün oynanan futbola göre alınmış 1 puan kazanç gibi gözükse de uzun vadede büyük kayıp olabilir.

Kasımpaşa, sezon sonunda şampiyonluğu 2 puanla kaybederse ne olacak? Veya F.Bahçe, 2 puanla Avrupa biletini kaçırırsa? Tersine, bu 1 puan sezon sonunda işlerine de yarayabilir. Elbette.

Asıl mesele samimiyet. Biri kaybetseydi mutlaka başvuracaktı. Bizde adalet arayışı kaybedince akla geliyor. Esas olansa her şartta kuralların uygulanmasını talep etmektir. Ve şunu da biliyoruz ki bu maç 33. haftada olsaydı kulüplerin davranışı yine bambaşka olacaktı...

Alın size bir samimiyet testi daha... Galatasaray-Konyaspor maçındaki penaltı kararı büyük tartışma yarattı, hatta iki hakemin süresiz dinlendirilmesine ve bu yüzden de Kulüpler Birliği ile Galatasaray’ın arasının açılmasına neden oldu.

Rizespor-Ankaragücü maçında benzer pozisyon oldu. Orada da Fırat Aydınus, şüpheli penaltı pozisyonunda VAR’a başvurmadı. Bu pozisyonun Galatasaray maçındakinden daha vahim olduğunu iddia edenler bile var. Ancak maçın sonlarındaki bu penaltı kaçtığı için Ankaragücü, çok fazla dert etmedi. Gol olsaydı, eminim ki onlar da bugün Aydınus’un dinlendirilmesini isteyecekti. Hasılı, Türkiye futbolunda istenen adalet, puanın alınıp alınmamasına bağlı. O puan alınsın da, nasıl olursa olsun!

GÜNEŞ NASIL KARTAL POZU VERİR!

Güneş'e, Necip’e bir şeyler anlatırken deklanşöre basılmış ve ortaya ‘Kartal pozu’ çıkmış. Karadeniz Gazetesi Güneş’in adının stattan silinmesini istedi. Müzesindeki tüm kupaları kaldıran kaptanına böyle bir manşet... Sunay Akın’ın “Trabzon alzheimer olmuş” tespiti çok yerinde.

ALTINORDU ALTYAPISI NEREDE?

Yazının Devamını Oku

Derbi idmanda kazanılmaz

3 Aralık 2018
Siyah beyazlı taraftarlar, antrenmana giden 40 bin taraftarın motivasyonuyla gelen G.Saray karşısında kırılgan anlarda Kartal’a el verdi.

Günlerdir yönetici demeçlerinin meşgul ettiği futbol kamuoyunda derbiye ancak derbi günü odaklanabildik. Açıkçası ben, maçın ilk 45 dakikasında derbiye de konsantre olmakta zorlandım. Çünkü futbol namına ortada pek bir şey yoktu. İki takımın kadrolarını toplamda düşününce ‘düşük profilli’ oyuncu sayısı epey fazlaydı. Evet, mücadele vardı fakat kalite düşüktü. 5’li orta sahayla başlayan G.Saray’a karşı Beşiktaş’ın mukavemet edip etmeyeceği merak konusuydu.

Penaltıdan öne geçinceye kadar siyah beyazlılar maçı rahat bir şekilde götürdü. Hem topu çok iyi dolaştırarak rakibine göstermedi. Ancak sonrasında Beşiktaş, hep karşılayan pozisyonunda kaldı. Ozan Kabak’ın direkte patlayan şutu, ilk devrenin kırılma anıydı. Quaresma etkisiz kalırken genç Güven’in de çok fazla beslendiği söylenemez. Pektemek ise presiyle ve top dağıtıcılığıyla karnesine iyiler yazdırdı. Güneş, ikinci devreye Güven’i çıkarıp Atiba ile başladı. Pektemek kanatta ucak geçerken Ljajic’i sola çekti. Oyun kurucu bölgesiyse Dorukhan’a kaldı. Tüm bunlar orta alanı güçlendirmek içindi. Ancak bu hamleler bu kez ofansi bölgeyi zayıflattı. Hatta Quresma, top alamadığı için Güneş’e şikâyette bile bulundu. 60’tan sonra Pektemek yeniden sol kanada geçti ve bu da forvetsiz diziliş demekti. 70’te Lens girene kadar Beşiktaş bir diziliş kaosu yaşadı. Diğer yandan Sarpsborg maçının bakiyesi olsa gerek, Beşiktaş fiziksel olarak dün çok zorlandı. Diyeceksiniz ki Medel, Quaresma ve Atiba takviyesi yapıldı. Ne var ki Quaresma maçın 2. yarısında da toparlanamadı, sonradan giren Atiba’nın da o eski halinden eser yok şimdi! Gol için giren Love bile savunmadan 3 top çıkardı. Beşiktaş, Vodafone’daki en kötü derbisini oynadı ama kazandı.

İŞTE GİTTİK VAR'A

Fikret Orman “Bize VAR yok mu” diye sordu. Akabinde oynanan maçta hakem VAR’la penaltı verdi ama siyah beyazlılar kaçırdı. Konya maçında VAR’a gidilmediği için kıyameti kopartan G.Saray için dün hakem iki kez VAR’a gitti. Cüneyt Çakır birincisinde “Penaltı yok” dedi, ikincisinde verdiği penaltıyı iptal etti. Varın gerisini siz düşünün!

LİGİ YENİDEN BAŞLATIR

Sivas’a 2-1 kaybettikten sonra Şenol Güneş’e “Radikal bir değişim düşünüyor musunuz” diye sormuştum. Güneş, uzun uzun cevap verse de “Evet” demedi. Ancak Güneş benden esirgediği cevabı sahada uygulamalı olarak verdi. Kadroda yaptığı revizyon sonrası üç maçı da kazandı. Artık çeşitli bahanelerle oynamayan bazı aslar da şimdi oynamak için Güneş’ini gözünün içine bakacak. Bu da bir nevi ara transfer gibi olacak. Derbi Beşiktaş için final niteliğindeydi. İdmana giden 40 bin taraftarın motivasyonuyla gelen G.Saray’ı dün kötü oynasa da yendi çünkü tribünde onun 40 bin taraftarı vardı. Dün en kırılgan anlarında tribün takıma el verdi. Siyah beyazlılar devre arasına kayıpsız girerse, ligi ikinci devre yeniden başlatır.

Yazının Devamını Oku

Oğlum, 3-2 kazandık!

30 Kasım 2018
6. dakikada biten maçı Beşiktaş 4 dakikada geri çevirdi, 90’da 3 puanla bitirdi. Siyah beyazlılar o Valerenga maçında ağlayan babaya yıllar sonra bir hediye verdiler.

Başından beri Beşiktaş’ın Avrupa Ligi’ne konsantre olmadığını yazdım, çizdim. Başlangıçta bunu iki sezon üst üste oynanan Şampiyonlar Ligi’ne bağlamıştı. Öyle ya, sen iki sezon boyunca tüyleri diken diken eden Şampiyonlar Ligi müziğiyle her maça başla, sonra git Torshavn’da kuzuların otladığı stadımsı bir yerde maç oyna! Lakin sonrasında öğrendik ki para pul ve takım ruhundaki zedelenmeymiş asıl nedenleri..
Dün de suni zemine ve buz kesen havaya daha alışamadan 6 dakika içinde kalesinde 2 gol gördü. İlkinde Vida, ikincisinde Karius’un fahiş hataları vardı. 90 dakikayı yazmak için oturduğum maç hepimiz için 6. dakikada bitmiş gibiydi! Belki de bir çok kişi ekranların başından kalktı veya başka bir kanala geçti. Pepe, Babel, Quaresma ve Medel gibi aslar sakat oldukları için İstanbul’da kalınca Güneş, gençlere verdi. En tecrübelileri Vagner Love’dı. Haliyle, ne yapacaksa sahaya çıkan ilk 11 yapacaktı. Onlar da malum, daha 1 dakika dolmadan yedikleri golle, “Eyvah” dedirtti.

Artık hedef devreye en az 1 gol atarak girmekti. Ancak Adriano ve Pektemek’in şutlarında rakip kaleci Vasyutin, Karius kadar tedbirsiz değildi.

Larin’in vuruşunu Horn, son anda önledi. Tabii Beşiktaş namına bu pozisyonları söylerken, Sarpsborg’un pozisyonlarını saysam yerim yetmez. Beşiktaş, 6 dakikada 2 gol yemekle ne kadar talihsizdiyse, gol olmayan onca pozisyonda da çok şanslıydı. Sadece ilk devrede bile fark 4-5 olabilirdi.

Rakip, her aldığı topu iki pasta kaleye taşıdı çünkü Beşiktaş’ın direnç gösteren bir orta sahası yoktu. İl devredeki Oğuzhan, 26 yaşında bir veteran gibiydi!

Devre arası Şenol Güneş’in söyleyeceği tek şey şuydu: “Erken bir gol bulursak, çevirebiliriz.” Nitekim 2. yarı siyah beyazlılar bu maksatla daha derli topluydu.

‘NE GÜZEL KALECİMİZDİN SEN FABRI ABİ’

Beşiktaşlılar şu sıralar Drans ile verkaç girip, “Ne güzel kalecimizdin sen Fabri abi” diyordur. Kartal, son 35-40 yılda istisnalar hariç kaleciden yana hep ızdırap çekti. En az 3-4 şampiyonluğu kaleci yüzünden kaybetmiştir. Ben başkan olsam Fabri’yi ne pahasına olursa olsun, satmazdım. Dünya çapında değildi ama Beşiktaş’ta işe çok yaradı.

Yazının Devamını Oku