Her şey yerinde güzel

Parthenon’dan kaçırılan kabartma ve heykeller, British Museum’un en ilginç bölümünü oluşturuyor. Atina’da Parthenon Müzesi’ni ziyaret ettiğimde “Böyle bir müze varken, British Museum’un eserleri tutması yanlış ve usulsüz” dedim. Haklıydım, her şey yerinde güzeldir; Pergamon Altarı Bergama’nın üstünde, Mısır piramitlerinden çalınanlar Mısır’ın ortasında, Elgin Mermeri denen Parthenon kalıntıları da Yunanistan’daki asıl yerinde güzeldir.

Haberin Devamı

Topkapı Sarayı Müzesi müdürlüğüm zamanında Atina’da Parthenon Müzesi’nin yeni bölümünün ziyaretine gitmiştim. Bir modern mimari harikasıdır. Bence Louvre Müzesi’ndeki piramitli galeriden daha ilginç bir konstrüksiyon. Hava kirliliğinden dolayı dökülmeye başlayan Parthenon mabedi ile üzerindeki eserler ve bir köşeye sıkışan oradaki küçük müzeyi buraya naklettiler. Plan müthiş fakat bir şey göze çarpıyordu: Parthenon’un soyulmuşluğu.

YANLIŞ VE USULSÜZ BİR HAREKET

Kim ne derse desin uzun Türk idaresi boyunca Parthenon’dan bu gibi eserler çalınmadı. Yunan Ayaklanması denen 1821 olayları durumu değiştirdi. Arada Yunanistan’ın Karlofça Antlaşması öncesi ve sonrası Venedik’e teslimi ve bu sıradaki savaşta bir depo olarak kullanılan mabedin denizden atılan mermilerle cephene kısmının infilakı bir tahribe sebep oldu. Ama asıl tahribat, 1801-1812 arasında Osmanlı İmparatorluğu nezdinde büyükelçi olan Lord Elgin’in (Thomas Bruce) bunlara el atıp boşalan şehirden parçaları, liman da çok yakın olduğu için kolaylıkla Londra’ya yollamasıyladır. Bu hırsızlık eserleri, 1816’da müzenin ilgili pavyonunun kurulmasından bu yana British Museum’un en ilginç bölümünü oluşturuyor.

Her şey yerinde güzel
Mimar Bernard Tschumi tarafından tasarlanan yeni Akropolis Müzesi’nin pencerelerinden gözüken Parthenon.

Haberin Devamı

Müzeyi ziyaret ettiğimde Müdür Prof. Dimitrios Pandermalis’ti. Yakında vefat eden bu dostumuz çağdaş Yunanistan’ın en seçkin arkeologlarındandı. Onunla müzeyi gezdik. Çıkışta Yunan TV’si kanaatimi sorduğunda, “Böyle bir müze varken, British Museum’un eserleri tutması yanlış ve usulsüz” dedim. Haklıydım, her şey yerinde güzeldir; Pergamon Altarı Bergama’nın üstünde, Mısır piramitlerinden çalınanlar Mısır’ın ortasında, Elgin Mermeri denen Parthenon kalıntıları da Yunanistan’daki asıl yerinde güzeldir. Böylece, etrafla bağını ve tarihteki yerini de daha iyi anlatmış olur. Yeni nesillerin dünyayı böyle sevmeleri mümkündür.

Haberin Devamı

İSTİLA SIRASINDA TAHRİP EDİLDİ

Elgin Mermerleri’nin dönüşü bugün yeniden tartışılıyor. Galiba uzun vadeli bir ödünç vermeyle geri verilecekmiş. Uzun vadeli ödüncün ebediye dönüşmesi temenni edilir ve götürülen eserlerin tümünün iadesi gerekir. İnşallah aynı şey Bergama Altarı (sunak) için de söz konusu olacaktır. Berlin müzelerinde hiç de o kadar göz almıyor. En iyi göz alacağı yeri, velev cam muhafaza altında da olsa, Bergama Metropolü’nün üzerindeki orijinal ocağıdır.

Parthenon milattan önce 5. asırda İran Ahamaniş İmparatorluğu’nun kuvvetleri tarafından istila edildi. Muhteşem İran medeniyeti ve idaresi bugünkü vatanımızın eskiden İyonya ve Karya (bugün İzmir, Aydın, Muğla) denilen Kuzey ve Güney Ege bölümündeydi. Yunanistan’da İran istilası da söz konusu oldu (M.Ö. 400’ler). Tahrip edilen Parthenon’un yeniden yapılması söz konusu oldu. Kalıntılar ve bilgilerden edindiğimize göre eskisiyle mukayese edilmeyecek bir şaheser ortaya çıktı. Hatta mabedin alınlıklarını taşıyan sütunlar Karyalı Kızlar (Karyatid) diye anılıyor. Çünkü bugünkü Muğla bölgesinde kalan Karya Perslerle birlikteydi.

Her şey yerinde güzel
British Museum’daki Elgin Mermerleri.

Parthenon’un her köşesindeki kabartma ve heykeller Eski Yunan heykelciliğinden kalan muhteşem mirastır. Bunların yeni açılan Parthenon Müzesi’nde teşhiri de bu bakımdan anlamlıdır. Bu eserler İngiltere’den geldiği zaman, Yunanistan’ın Parthenon’un dibindeki kötü yapılaşmayı kaldırması da tavsiye edilir. Madem klasik dönem yeniden ihdas ediliyor, 20. yüzyılın çirkin binalarının da o müzenin yanı başında yer almaması gerekiyor.

Haberin Devamı

İRAN SEYAHATNAMESİ

Kaç
zaman geçti. Şiraz’a tekrar özlemle döndüm. Şiraz’ın civarında Kaşkay Türkleri yaşıyor. Kışları Basra Körfezi’ne yakın bir bölgedeler. Hâlâ göçer oldukları için nisan ayından itibaren yavaş yavaş Şiraz’a ama daha çok etrafındaki çevre dağlara (Zagros) geliyorlar çünkü hava yüksekte yaşama ve hayvanlar için daha müsait. Kaşkayların dili Türkçe, lehçeleri ve kültürü bizim memlekete çok benzer. Dolayısıyla insan kendine adeta Güney Anadolu’da Akdeniz bölgesinde zanneder.

Her şey yerinde güzel

EDEBİYATA DÜŞKÜNLER

Şiraz hiç şüphe yok ki İran’ın asıl kültür merkezi Fars bölgesi ve İsfahan gibi değil, İsfahan daha kozmopolit ve tarih olarak Selçuklu ve Safevi mirasına yakın. Şiraz’da eski Zend devri kalesini görüyorsunuz. Zendi hanedanının hükmettiği 18. asırda burayı başkent yaptığı ve buradan Tahran’a geçilen yer. Zendilerin bıraktığı sayısız eser var. Kaçar devrinde de öyle. Şiraz her zaman için bugün de modern İran kültürün en önemli adamlarının yetiştiği şehir. Tabii Hafız’ın ve Sadi’nin şiir memleketi. Onun için Şirazlılar şiir ve edebiyata çok düşkünler. Bugün bile şiir kahveleri var. Oralarda toplanıp yazdıkları şiirleri güzel bir adla ilan ediyorlar; levhalar üzerinde duvarlara asıyorlar. Okullarda şiir ve edebiyata çok önem veriliyor ve şiir öğreniyorlar.

Haberin Devamı

Şiraz’ı ilk gezdiğinizde eski ve yeni bölümleri fark ediyorsunuz. Eski bölümü oldukça iyi korunmuş. En önemli husus da çevrede Pers İmparatorluğu’nun bu merkezinde Persepolis’in yer alması. Persepolis, İran Ahamaniş hanedanının şahlarının harici ilişkiler için kurduğu bir yerdir. Taht-ı Çemşid diyorlar, orada sefirleri kabul ederlerdi. Yabancılar gelirdi; imparatorluk ve eyaletlerinin temsilcileri... Civarında da Nakş-ı Rüstem dediğimiz meşhur kabartmalar var. Bir tanesi Şâpûr’un İmparator Valerius’u esir alışı ve bu kayalara nakşedilmiş. Şüphe yok ki İran kültürü her dönemde Greko-Romen kültüre çok yakın, heykel ve resim konusunda çok önde gittiler ve İranlılar bu vasıflarını hep muhafaza etti. Avrupa resmine de yakındılar. 20. yüzyılda da modern sanatlarda öncü bir ülke.


Her şey yerinde güzel

Haberin Devamı

Türk Hava Yolları epey bir zamandır Şiraz’la tıpkı İsfahan’la, Tebriz’le de olduğu gibi Tahran’dan sonra ilişkiye geçti. Haftada iki sefer mutlaka uçuş var. Turistik zamanlarda bunların sayıları arttırılıyor. Türk Hava Yolları ile dilerseniz buradan Isfahan’a geçer, öyle dönebilirsiniz. İran’ın ilginç ve muhteşem çöl şehri Yezd buraya karayolundan yakın, İsfahan’a da uçup Yezd’e gelebilirsiniz. Bunun için çok uygun bir hat olduğunu ve tercih edildiğini belirtmek gerekiyor. Bu davetleri ve misafirperverlikleri için başta THY Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat olmak üzere İsfahan bürosu müdürü Selim Aluç, Şiraz Müdürü Özgür Suucak ve tüm çalışanlara çok teşekkür ediyoruz.

Yazarın Tüm Yazıları