Sessiz istila mı

Sadece Türkiye’ye yönelik bir istila olmadığı kesin. Dünya ekonomisindeki gelişmeler, küresel ısınma ve çatışma bölgelerindeki risk nedeniyle önümüzdeki yıllarda Türkiye başta olmak üzere Batı’ya tam anlamıyla bir istila ihtimali herkes için bir risk. Peki resmi rakamlara göre tam 3 milyon 754 bin 591 Suriyelinin gelişi sessiz bir istila mıydı? Aşağıdaki fotoğrafa dikkatle bakın...

Haberin Devamı

Suriye’de geçtiğimiz yıllarda yaşanan on binlerce görüntüden sadece biri... Önce protestolar, sonra rejimin insan çukurları, terör örgütlerinin akını, hava saldırıları, küresel ve bölgesel güçlerin savaş oyunu haline getirdiği bir Suriye... Ve sadece yaşamak için kaçmak zorunda kalan Suriyeliler... Ölümden kaçarak, yaşam çığlığı ile en çok Türkiye, Lübnan ve Ürdün’e sığındılar. Şimdi o 3 milyon 754 bin 591 sığınmacı hiç olmadıkları kadar görünür oldular, siyasette tartışmanın tam ortasına oturdular. Peki neden ve ne yapmak gerekiyor?

En başından itibaren küresel güçlerin ve Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölgesel güçlerin bazı politikaları eleştirilebilir.

Türk hükümetine ‘Niye bu kadar Suriyeliyi aldınız?’ diye sorulabilir. Ancak almasaydı insan çukurları artabilir, sınırımızın dibinde katliam hâlâ sürüyor olabilirdi.

Haberin Devamı

Hükümet sığınmacıların gelmeye başladığı günlerde de “İleride bir Suriyeliler sorunu olabilir mi, bunun için ne gibi önlemler alınmalı?” sorularının yanıtları üzerinde çalışıyordu.

Süreçte Suriyelilere kaçaklar eklendi... Afganistan’dan, Pakistan’dan, Somali’den çalışmak için gelenler...

Büyük kısmı zor sektörlerin ucuz işçileri oldular.

Ancak ekonomi kötüleşti. Kötüleştikçe sığınmacılarla kaçakların durumu daha çok tartışılır oldu.

Son olarak ise tüm bu koşulların ortaya çıkardığı “aşırı sağ”, Avrupa gibi Türkiye’de de söylemini bu konuya bağladı.

Konunun Türkiye’nin sinir uçlarıyla oynayacak bir soruna evrilmemesi gerektiği, bu konuda tüm siyasilerin soğukkanlı ama çözüm odaklı konuşması gerektiğini düşünüyorum.

Sessiz istila mı

NE YAPILACAK?

Türkiye’nin terörden temizlediği güvenli bölgelere dönmek isteyenler iş, ev başta olmak üzere her açıdan desteklenecek.

Daha önce nüfusu
1.3 milyon olan bölgede güvenliğin sağlanmasıyla geri dönen Suriyelilerle birlikte nüfus 2 milyonu geçti.

Hükümet yeni planını medyaya açıkladı ama bu bölge daha ne kadar Suriyeliyi kaldırır, bu bir soru işareti...

Haberin Devamı

Aslında Türkiye, Suriye sınırı boyunca güvenli bölge hattını tam da bu yüzden istemişti, olmadı.

Şimdi Ankara açısından temel mesele Suriye’de istikrarın sağlanması.

DÜĞÜM TAM DA BURADA

Aslında Türkiye, Şam rejimi ile arka kapı diplomasisini başlattı. Masada öncelikli konu istikrar.

Çünkü dönüşler istikrar ve yaşam hakkı güvencesi ile olacaktır.

Ancak Suriye artık sadece Şam rejiminden oluşmuyor. Şam’ın kendini adeta adadığı Rusya, İran, Amerika’nın vekâleti verdiği YPG/PYD de var.

Türkiye’ye gelen Suriyelilerin çoğunluğu Halep’ten. Belki de yapılması gereken önce Halep için özel bir görüşme ya da anlaşma. Bunun da Suriyeliler açısından bir inandırıcılığı olur mu, pek sanmam.

Haberin Devamı

Son bir not, kaçak Afganlılar, Pakistanlılar ya da Somalililer gibi grupların kendi ülkelerine gönderilmesi de rahatlatıcı bir adım olabilir.

Sessiz istila mı

‘BİLGİ VERMEK DEĞİL ÖNEMLİ OLAN NİYET’

İSTANBUL Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “İki yıl önceden sözüm var” diyerek çıktığı Karadeniz turuna ilişkin bazı tespitler:

CHP içinde cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda içten içten fokurdayan bir kazan olduğu gerçek.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında yaptığı “Ya bana katılın ya da şimdi, şu anda yolumdan çekilin” çıkışına rağmen, üstelik bunun siyaset gündeminde çok tartışılacağını bilmesine rağmen Ekrem İmamoğlu-Kılıçdaroğlu görüşmesinde Karadeniz ziyaretini de gündeme getirdi.

Haberin Devamı

CHP liderini tanıyanlar bilir; “Hayır, gitme” demez. Ama niyeti sorgular. Genel Merkez’in niyeti sorguladığı kesin.

Köşe yazarlarına özel davetin sonucunda izlenimlerin yazılacağı ve ağırlıkla bu yazıların İmamoğlu’nun açıklamaları ve tavırları doğrultusunda “Ben de varım” mesajı taşıyacağı zaten planlanmıştır.

İmamoğlu’nun Karadeniz ziyaretinin hemen ardından ise Kılıçdaroğlu elektriksiz kaldığı bir haftanın mini belgeselini paylaştı. “Ülkemin yoksulları, yok sayılanları için bir yola çıktım” dedi.

Altılı masanın bir başka aktörü ile yaptığım sohbette, “Bunlarınki danışıklı dövüş” dedi. Ben de katılmadığımı söyledim. Verdikleri görüntü ve açıklamalar hem CHP içi rekabetin arttığını hem de altılı masada durumun karışık olduğunu gösteriyor.

Yazarın Tüm Yazıları