Nihayet yüz yüze eğitim

Tüm dünya ve insanlık iki yıldır aynı sorunu yaşadı, yaşıyor, salgın ve salgınla mücadele. Bu süreçte kimi ülkeler okullarını kapatıp uzaktan eğitime geçti, geçmek zorunda kaldı.

Haberin Devamı

Kimi ülkeler ise okulları kapatmayı son çare olarak gördü, mümkün olduğunca açık tuttu. Her ülke bu kararları salgının seyri başta olmak üzere ekonomik gerçekleri de içeren kendine özgü koşullara göre aldı. Türkiye yaklaşık iki yıl boyunca ağırlıklı olarak uzaktan eğitim ile yola devam etti. Nihayet bu sene tüm öğrenciler için okullar gerçek anlamda açıldı.

BİR VELİ OLARAK...

Diyelim ki altyapınız, eğitim ordunuz, aile disiplininiz, çocuğun kendi iç disiplini dört dörtlük. Ben yine de uzaktan eğitime karşı olan velilerdenim. Eğitimin mutlaka yüz yüze, okul ortamında, sporuyla, sanatıyla, sosyal ortamıyla gerçekleşmesi gerektiğini düşünenlerdenim. Aşılamanın başlaması ile tüm ülkeler nispeten rahat bir nefes almaya başladı. Fransa gibi başından beri okulları kapatmayan ülkelerde de Türkiye gibi ağırlıklı uzaktan eğitimi sürdüren ülkelerde de okullar kapılarını öğrencilere açtı. Şimdi önemli olan o kapıların kış boyunca mümkün olduğunca açık tutulması. Kendimizi kandırmayalım... “Sabahları uyanmıyor, gece geç yatıyor, hiçbir şey dinlemiyor, önünde ders ekranı açık ama o oyun oynuyor, kamerayı kapatıp uyuyor, kilo aldı, öğrendiklerini unuttu...” Aranızda bu cümleleri kullanan veliler yok mu? Bu yakınmaları duymayanınız var mı? Artık kaybedecek vakit yok, kalmadı. Çocuklarımızın bir sene daha kaybetmemeleri çok önemli. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptığı konuşmada, “Milli Eğitim Bakanlığı’nda kurduğumuz dijital altyapı ile okullarımızdaki süreci, hastalığın seyrini yakından izliyoruz, izleyeceğiz. Yüz yüze eğitimi devam ettirmekte kararlıyız” dedi.

Haberin Devamı

Gazetemizde Nuran Çakmakçı’ya konuşan Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer de yüz yüze eğitime katılımın zorunlu olduğunu söyledi. Şimdi yapılması gereken artık belli... Toplumda herkesin bu çocukların ve ülkesinin istikbalini düşünerek, mutlaka aşı yaptırması. Toplumsal bağışıklık kazanılmadığı sürece, yeni varyantların da etkisiyle salgınla mücadele başarısız oluyor. Bu durum hepimizi ama en çok da geleceğimiz olan çocukları etkiliyor.

Haberin Devamı

DAHA SIKI TEDBİRLER GELİR Mİ?

Aşı karşıtlarının, hâlâ aşı yaptırmayanların bu inatlarından vazgeçmeleri gerekiyor. Bununla birlikte devlet de gerekirse önlemleri daha da sıkılaştırmalı.

Biliyorsunuz artık, aşısız veya aşısı tamamlanmamış kişiler için PCR testi uygulaması başladı. Aşı olmayan ya da hastalığı geçirmemiş olanlardan, okul, sinema, tiyatroya girişlerde ya da şehirlerarası toplu taşıma kullanırken negatif PCR test sonucu istenmeye başladı. Bu kural 18 yaş üstü herkes için geçerli. Bu kuralların uygulaması hassasiyetle takip edilmeli. Öte yandan ben tedbirlerin gerekirse daha da sıkılaştırılmasından yani aşı olmayanlara bazı yasakların getirilmesinden yanayım. Sizlerle birkaç günlüğüne özel bir nedenle gittiğim Fransa’daki gözlemlerimi de paylaşmak istiyorum:

Haberin Devamı

Bazı örneklerin aksine Türkiye, Fransa tarafından kırmızı listeye alındığı halde girişte hiçbir sorun yaşamadık. Sağlık Bakanlığı’nın uygulamalarından hazırlanan aşı karnelerini hem telefondan, hem de basılı haliyle yetkililerle paylaştık.

Avrupa’da Sinovac aşısını kabul etmiyorlar. Hatta Sinovac ile ilgili aşı karnesini göstermenizi bile istemiyorlar. Ben iki doz Sinovac sonrasında iki doz BioNTech oldum. Fransa’da yetkililer de bir restorana girdiğinizde orada kontrolü yapan çalışan da özellikle iki dozun uygulama tarihlerine bakıyor.

Kafeden restorana, eczaneden markete her yerde aşı karnenizi göstermek zorundasınız. Zaman zaman güvenlik güçleri de oturduğunuz bir restorana gelerek ikinci kez kontrol yapabiliyor.

Haberin Devamı

Okullarda aşılamaya büyük önem veriyorlar. Gerekirse velilerden dilekçe alarak, aşılama işlemini okullar da yürütebiliyor. Fransız hükümeti geçen yıllarda olduğu gibi okulları mümkün olduğunca açık tutma hedefinde olduğunu bir kez daha açıklamış.

Kısacası sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada salgınla mücadele yolunda aşılamanın artması için zorlayıcı tedbirler alınıyor. Salgınla savaşı kazanmanın yolu toplumsal bağışıklıktan geçiyor. Bunun için de aşı şart. Gerekirse Türkiye’de de tüm dünyada örnekleri olduğu gibi aşılamanın artması için zorlayıcı tedbirlerin artırılması gerekiyor.

Yazarın Tüm Yazıları