Müttefiklik sınavı

Bugünden itibaren NATO tarihi açısından en önemli zirvelerden biri başlıyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile birlikte NATO Zirvesi için Madrid’e hareket edeceğiz. En önemli gündem maddesi ise NATO’ya girmek isteyen İsveç ve Finlandiya’nın bu sürecini veto etme kararı alan Türkiye’nin ikna edilmesi. Dünya liderlerinin de basının da gözü Türk heyetinde olacak. Hatta belli ki Türk heyeti bir anlamda kıskaca alınmaya çalışılacak.

Haberin Devamı

Türkiye’nin aslında beklentisi ve talebi çok basit, çok haklı ve çok hukuki. Türkiye “Müttefik isek bana karşı olan terör örgütlerini desteklemeyin, hamilik yapmayın, silahlandırmayın” diyor. Bu sözler sadece İsveç ve Finlandiya’ya değil. Başta ABD olmak üzere topraklarında FETÖ/YPG/PKK’lılara hamilik eden, onları silahlandıran her ülkeye... İşte bu kritik zirve öncesi İletişim Başkanı Fahrettin Altun yola çıkmadan hem Türkiye’nin bulunduğu noktayı hem taleplerini hem de kararlılığını anlattı. Açıklamalarını madde madde sizlere aktarıyorum:

‘BU ÜLKELERE TÜRKİYE İLE MÜTTEFİKLİK GURURUNU YAŞATMAYIZ’

Türkiye, içinde bulunduğu ittifaklara ve ikili ilişkilere değer ve güç katan bir ülkedir. Kendi güvenlik ve savunma gerekliliklerimizi yerine getirirken, bölgesel ve küresel meselelerde de masada ve sahada çıkarlarımıza ve müttefiklik ruhuna uygun şekilde hareket ettik, ediyoruz.

Haberin Devamı

Müttefiklik ilişkisi içerisinde olduğumuz komşularımız ve diğer ülkelerden de elbette samimi bir dayanışma bekliyoruz.

Terör örgütleri ile bazı ülkelerin ilişkilerini belge, bilgi ve raporlarla net bir şekilde gözler önüne serdik. Bu gerçek ortadayken bu ülkelere Türkiye ile müttefiklik gururunu yaşatamayız.

‘TERÖRİSTLERİN İADE VE SINIR DIŞI EDİLMELERİNİ BEKLİYORUZ’

NATO şemsiyesi altında olası bir savaş halinde İsveç ve Finlandiya’nın toprağını korumakla yükümlü olacaksak, bu ülkelerden de bizim mücadele ettiğimiz terör örgütlerine karşı kararlı bir duruş beklemek en doğal hakkımız.

Açık ve net bir şekilde ifade ediyoruz; NATO’ya katılmak isteyen ülkelerin bizim terör örgütü kabul ettiğimiz örgütlere karşı bir tavır, terörle ortak bir mücadele sergilemeleri gerekiyor.

Terör örgütlerinin İsveç ve Finlandiya’daki faaliyetlerinden uzun süredir rahatsızlığımızı dile getiriyoruz. Ancak bu ülkeler, terör örgütüyle olan ilişkilerini sürdürmeye devam etti.

Türkiye, hem kendi milli güvenliği hem de NATO’nun kolektif güvenliği prensipleri çerçevesinde PKK/YPG’ye karşı bu ülkelerden net bir tavır sergilemelerini bekliyor. Bu ülkelerin terör örgütleriyle aralarına kesin bir çizgi çekmelerini, hangi ad altında olursa olsun terör örgütüyle bağlantıları açık olan isimleri iade ve sınır dışı etmelerini bekliyor.

Haberin Devamı

‘MÜTTEFİKLER TERÖR ÖRGÜTLERİNİN PROPAGANDA VE FİNANSMANINI ENGELLEMELİ’

Müttefik ülke başkentlerinde terör örgütlerinin propaganda ve finansman faaliyetlerinin de engellenmesi gerekiyor.

NATO içindeki ya da ittifaka yeni dahil olmak isteyen ülkelerin birbirlerine karşı yaptırımlar uygulaması da müttefiklik ruhuna uygun değildir. İttifak’ın geleceği için üye ülkeler ve aday ülkelerin birbirlerine yönelik yaptırımları, silah ve savunma sanayine yönelik ambargolar, fiili kısıtlamalar bir an önce sonlandırılmalıdır.

TALEPLER KARŞILANMAZSA POZİSYON KORUNACAK MESAJI

Türkiye olarak bu konuda net bir duruşumuz var ve buna devam edeceğiz. Terör örgütlerine karşı somut adımlar ve tavır değişikliği, silah ambargosu ve savunma sanayine yönelik kısıtlamaların kaldırılması, terör örgütü mensuplarının iade ve sınır dışı edilmeleri konusunda adım atılmadığı sürece Türkiye olarak yeni üyelikler konusundaki pozisyonumuzu koruyacağız.”

SONSÖZ

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, sorularıma açık açık yanıt verdi. Müttefiklik sınavında başta ABD olmak üzere teröre destek veren, buna karşı Türkiye’ye ambargo uygulayan her ülke sınıfta kalmıştı. Şimdi müttefiklik tanımı doğrultusunda hareket etmeleri için bir şansları daha var. Top onların sahasında. Bir kere daha Türkiye yerine terör örgütlerini tercih ederlerse sınavda ikinci kez çakmış olacaklar ve “müttefiklik” içi boş bir söyleme, yalana dönecek.

ROBOTLAR DÜNYASINA DOĞRU

ÖNCE annemin rahatsızlığı için mesaj atan, arayan, soran herkese teşekkür ederim. Ancak bu hastalık sayesinde yaşlandıkça hepimize lazım olacak bazı bilgiler edindim. Bunları sizlerle de paylaşmak isterim, çünkü ruh zamana meydan okusa da ne yazık ki beden okuyamıyor... Doğuştan gelen bazı yapısal bozuklukların yanı sıra yaşlandıkça kemik erimesi sonuncunda kalça kırıkları yaşanabiliyor. Artık bazı hastanelerimiz spesifik alanlarda ileri derecede uzmanlaşmış durumda. Ankara Çankaya Hastanesi’nden doktor Asım Kayaalp’ten öğrendiklerimi sizlerle de paylaşmak isterim. Asım Hoca nedenleri önce şöyle sıraladı:

Haberin Devamı

“Kalça eklemi de diğer eklemlerimiz gibi ileri derecede aşınıp ağrılı hale gelebilir.

Yapısal bozuklukların yanı sıra, zamanla da ortaya çıkıp eklemi aşındırır. Kıkırdak doku aşınırsa ağrı ve hareket güçlüğü ortaya çıkar.

Hastalığın erken dönemlerinde ilaçlar, enjeksiyonlar ve fizyoterapi gibi yöntemler kullanılabilir.

Zaman içinde kıkırdak doku tamamen tükendiğinde protez ameliyatı tek çaredir.

Kemik erimesi sonucu kalça kemiği kırıkları da sık görülür ve protez ameliyatı gerekebilir.

Müttefiklik sınavı
Müttefiklik sınavı

ROBOTİK CERRAHİ: MERHABA ROBOT

Annem ameliyata girip robotu görünce “Merhaba robot, ben Hülya” demiş. Doktorlar başlamış
gülmeye. Robot tabii ki yanıt vermemiş. Ama sanırım yanıt verecekleri günler de yakındır. Gelelim robota ve insan hayatına getirdiği kolaylıklara. Asım Hoca’nın açıklamalarından devam edelim:

Haberin Devamı

“Kalça protezlerinde de artık robotik teknoloji kullanılmaktadır.

Daha az ağrı, daha hızlı iyileşme, daha az aksama, tam olarak eşitlenen bacak boyu ve daha uzun yürüyüş mesafesi sağlanabilmektedir.

Kalça protezi ameliyatlarının en önemli risklerinden olan protezin yerinden çıkma durumu ise neredeyse tamamen ortadan kalkmaktadır.

Robotik protez cerrahisi sonrası iyileşme tamamlandığında çoğu hasta ameliyat olduğunu bile unutarak, günlük yaşamlarına devam edebilmektedirler.

Hastanın üç boyutlu kemik yapısı oluşturulur ve en uygun protez boyutları bu modele yerleştirilir. Plan robota yüklenir.

Ameliyatı cerrah yapar fakat robot kolu öyle bir yol gösterir ki protez parçaları sadece 1 milimetre ve 1 derece hata payını geçmeyecek şekilde planın uygulanmasını sağlar.

Dünya robot teknolojisine geçti. Ülkemizde bir eğitim merkezi oluşturuldu. İstanbul’da ortopedistler bu merkezde eğitiliyorlar.

Bizler de yüzlerce hastada mükemmel sonuçlar elde ettik.

Tek engel maliyetin yüksek olması. Teknoloji yaygınlaştıkça maliyetin azalacağını ve tüm hastaların bu yönteme kavuşacağını ümit ediyoruz.

Sanırım robotlar ve cerrahlar her zaman birlikte çalışacaklar.”

Yazarın Tüm Yazıları