Eğitim şart ama nasıl

Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanmasının 1950’den bu yana siyasi partilerin her seçim döneminde tekrar ettikleri vaatlerin başında geldiğini biliyor muydunuz? Hatta Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2019-2023 stratejik planında da hedef olarak yer almış. Demek ki tam 72 yılda Türkiye ne yazık ki eğitimde fırsat eşitliğini tam olarak gerçekleştirmemiş... Ne acı değil mi?

Haberin Devamı

SEÇİMİN KADERİ NEYE BAĞLI

Türk Eğitim Derneği (TED) yaklaşık 3 bin kişiyle bir araştırma gerçekleştirdi. TED Başkanı Selçuk Pehlivanlıoğlu da bu araştırmanın sonuçlarını açıkladı. Temel soru aslında, “Seçimin kaderi eğitim vaatlerine mi bağlı?” idi. Hepimizin bildiği aslında bu araştırmadan da çıkmış.

“İlk sırada ekonomi yer alıyor. Seçimin kaderini önce ekonomi belirleyecek.

Vatandaşlar ekonominin rayına oturup oturmadığına, ceplerine, tencerelerine bakacaklar.

İkinci sırada ise ‘eğitim’ çıkmış.

18-24 yaş aralığında siyasetçiler eğitime önem versin diyenlerin oranı yüzde 49.”

Farkında mısınız; ilk sırada ekonomi, ikinci sırada eğitim. Gençlerin endişelerini de aslında ne kadar açık ortaya koyuyor.

YURTDIŞINDA OKUMAK İSTİYORLAR

18-24 yaş aralığındaki her iki gençten biri yani yüzde 54’ü hiçbir partinin kendisini temsil etmediğini düşünen veya seçim döneminde siyasi parti çalışmalarına bakarak oy verenlerden oluşuyor.

Haberin Devamı

18-24 yaş aralığında seçim vaatleri ile oylarının değişeceğini söyleyenler yüzde 57.

Toplumun yüzde 67’si, gençlerin ise yüzde 84’ü imkânı olsa çocuklarının veya kendilerinin yurtdışında eğitim almasını istiyor.

Yurtdışında okuma isteğindeki yüksek orana bazı kesimlerin karşı çıkacağını biliyorum. Ama bir veli olarak da etrafımdaki gençlerle konuştukça, özellikle de Z kuşağı ile, ne üzücü ki gerçekten gitmek istiyorlar. İşin başka boyutu, çalışma 18-24 yaş aralığını kapsıyor. Şu an lisede olan ve 2023 yılında oy kullanacak olan Z kuşağının bakış açısı bana sorarsınız çok daha keskin.

25 YILDA 15 SİSTEM

Araştırmada bazı tespitler de var:

Son 25 yılda eğitim sisteminde sınavlardan kaynaklanan olumsuzlukların giderilmesi gerekçe gösterilerek 15 sistem değişikliği gerçekleştirilmiş. (Not: Âdeta yapboz tahtasına döndürülmüş.)

Seçmenlere göre en sorunlu eğitim kademesi lise.

2021-2022 yılında açık öğretim liselerine geçen öğrenci sayısı 6 kat artmış.

Gençlerin yüzde 45’i üniversitede okumak için harcanacak parayı iş kurmak için kullanmayı tercih ediyor.”

“Her okulda bir rehber öğretmen var” cevabını işiteceğimi bilerek, bunun yetersiz olduğunu söylemek isterim. Önemli olan lise hayatında okulların durumuna göre her 5, her 10 ya da her 20 öğrenciye başka ülkelerdeki gibi danışman atanmalıdır. Örneğin İngiltere’de 10. sınıftaki öğrenciler danışmanlarla küçük gruplar halinde buluşurlar. Bu danışmanlar da her öğrencinin akademik, sanatsal, liderlik, atletik niteliklerini belirlemeye yardımcı olurlar. Kendi çocuğumda ve etrafımdaki çocuklarda en çok, “Ben ne olacağım ne olmalıyım, şunu okursam iş bulur muyum?” soruları var. Ya da “Neden ilgi alanlarımızı daha önce belirleyip ona göre eğitim almıyoruz?” sorusuyla karşılaşıyorum.

Haberin Devamı

GENÇLER NE İSTİYOR

Araştırma gençlerin isteklerini şöyle sıralıyor:

“Kaliteli eğitim herkes için parasız olsun.

Kızların eğitime katılımını artırmak için teşvikler olsun.

Anne babasının gelir ve mesleğinden bağımsız olarak her çocuk nitelikli eğitim alsın.

Mesleki eğitim güçlendirilsin.

Öğrenciler iş dünyasına hazırlanacak şekilde yetiştirilsin.

Eleştirel düşünme, sorgulama ve problem çözme becerilerine sahip gençler yetiştirilsin.

Her öğrenci teknoloji eğitimi alsın.”

Selçuk Pehlivanlıoğlu’nun “Bilgi ağırlıklı sistem zihinsel soykırım olan ezberden arındırılmalıdır” sözüne de içtenlikle katılıyorum. Bu arada seçim vaatlerinin yerine getirilip getirilmediğinin izlenmesi de şartı.

Haberin Devamı

MİLLİ EĞİTİM BAKANI’NIN BAKIŞ AÇISI

Göreve geldiği ilk günden beri meslek liselerinin güçlendirilmesine ve okul öncesi eğitime ağırlık veriyor. Gençlerin söylemlerine de bakarsak ne kadar önemli olduğunu görürüz. Üniversite mezunu, diplomalı işsizlerin yerini, mesleki eğitimden geçmiş işi hazır gençler mutlaka almalı. Gelelim müfredat tartışmasına. AK Parti kampında bazı vekiller “toplumda ahlak yozlaşmasının yaşandığı, bu yozlaşmanın çocuk ve gençler üzerinde olumsuz etkilere neden olduğunu” savunarak Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’e, “Acaba müfredata ahlak ve adap ile ilgili ders mi konulsa” önerisini getirdi. Ancak Bakan Özer’in bu soruya, “Müfredata cari açık dersi konulunca cari açık da kapanmıyor” şeklinde yanıt verdiği iddia edildi.

Haberin Devamı

Öncelikle bu cevabı gülümseyerek okudum.

Son dönemdeki olaylara bakarak bu öneri geldiyse sanırım, çocuklara değil büyüklere ders vermek gerekiyor.

Çocuklar vekillerin bahsettiği dersi zaten Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinde okuyorlar. Bu konuda aileler de hassas olmalı.

Bakan toplumdaki her sorunlu olaydan sonra, “Bu da müfredata girsin” taleplerinden bıkmış olabilir.

Bakanı azıcık tanıdıysam gençlerin mesleki liseler ve teknoloji dersi önerilerini ciddiye alacaktır.

 

Yazarın Tüm Yazıları