Bu teknoloji çağında ilişkiyi yaşamak da, sürdürmek de çok zor

Geçen gece bir televizyon kanalında tesadüfen bir hanım psikoloğu dinledim ve gerçekten onun dediği gibi hayatımıza giren teknolojik olanaklar ve araçların tüm hayatımızı altüst ettiğini düşündüm. Özellikle de gençler bu açıdan çok fazla etki altında kalıyor.

Haberin Devamı

Şimdi şu genç okurumun mektubuna bir bakın. Ve bu mektubun 30 yıl önce elimize geçtiğini düşünün. Sanki bir bilimkurgu öyküsü ya da filmiyle karşı karşıyaymışız gibi görünmez miydi?
Eski aşklarda mektuplaşmalar, telefonlaşmalar, buluşma sırasında göz göze bakışmalar, el ele tutuşmalar vardı. Ve bunlar, gerçek anlamda bir sevginin doğuşuyla bağlantılıydı. Her şey çok farklı ve güzel gelirdi, heyecan vericiydi. Sevgi yaşandıkça yoğunlaşır, zamanla kök salar, bazen de ölümsüzleşirdi.
Buna bağlı olarak da evlilikler bugünkü gibi bir yıl, hatta birkaç ay sonra boşanmayla sonuçlanmazdı.
Bugün ise internet sayesinde Facebook, Twetter, chat, Whatsapp, Skype gibi “sosyal medya” adı altında kullanılan birçok farklı olanak yaratıldı. Ve işler gördüğünüz gibi iyice karıştı.
Bu arada, cep telefonları ve mesajlaşmaların ihanet konusunda çok özel bir yeri olduğu da tabii unutulmamalı.
Doğrusunu isterseniz, bu genç hanım sevdiği gencin gerçekten sadık olmadığını mı düşünmeli, yoksa bunu bir tür eğlence, bir oyun gibi mi kabul etmeli, ben bilemedim.
Görüldüğü gibi teknoloji çağında, ilişki yaşamak isteyen gençlerin işi çok zor...

Haberin Devamı

Chat’te erkek arkadaşıma “Sevgilin var mı?” diye sordum, “Yok” dedi

Merhaba Güzin Abla, ben 20 yaşında bir genç kızım. Sevgilim de benimle aynı yaşta ve polis okulunda okuyor. 4-5 aydır birlikteyiz.
Aslında güzel giden bir ilişkimiz vardı. Birbirimizi çok seviyorduk. Ona çok güveniyordum. Kendimden bile çok diyebilirim...
Ama nedense son zamanlarda ortada hiçbir şey yokken değişmeye başladı.
Sosyal medyadaki hesaplarımızda beraber olduğumuz fotoğrafları sildi, bir-iki tane bıraktı sadece.
Nedenini sorduğumda “Uygun gelmiyor bana, seni reklam yapmak istemiyorum” dedi, ben de üstelemedim.
Ama konuşmaları ve tavırları da değişiyor gibiydi.
Bu arada ben onun için okuduğu şehre gittim. Önce her şey çok güzeldi, çok mutluyduk. Ta ki cep telefonundaki chat programlarını görene kadar.
O an ses çıkarmadım, hiçbir şey demedim. 1-2 hafta sonra o chat programında sahte bir profil açtım ve onunla kendimi tanıtmadan konuşmaya başladım.
Ona “Sevgilin var mı?” diye sordum, “Yok” dedi. Bir insan nasıl böyle bir şey yapabilir?
Sonra chat’ten telefon numarasını istedim, “Whatsapp’tan konuşalım” dedim. “Tamam” dedi, verdi. Numarayı verir vermez de Whatsapp profilindeki fotoğrafımızı değiştirip yerine tek fotoğrafını koydu.
Beynimden vurulmuşa döndüm. Bu yalanı devam ettiremedim. Daha doğrusu ileride olacaklardan korktum. Onu aradım, ağzıma geleni söyledim. Hiçbir şey diyemedi.

ŞİMDİ ONU AFFETMEMİ İSTİYOR
Beni tekrar arar, mesaj atar, pişman olur diye beklerken, o sosyal medya hesaplarında kalan birkaç fotoğrafımızı da silip beni Whatsapp’ta engelledi. Ve bana “Ben senin yüzüne bakamam artık, sen çok iyi birisin, ben sana layık değilim” gibi klişe bir mesaj attı.
Güzin Abla nasıl olabilir böyle bir şey? Hâlâ inanamıyorum. Kafamdan aşağı kaynar sular döküldü sanki.
Ben telefonumda bir fotoğrafını dahi silmeye kıyamazken, o ne kadar çabuk çıkarmış beni hayatından...
Daha sonra aradı beni, konuştuk. Pişmanmış, beni çok seviyormuş, kaybetmek istemiyormuş. “O halde bütün bunları neden yaptın?” diye sordum, cevap veremedi. “Verecek cevabım yok” dedi.
Telefonda ağladı. Karşılıklı ağlaştık. 1-2 saat konuştuk, onu affetmemi istedi.
Sen söyle Güzin Abla, ben ne yapayım? Bir akıl ver Allah aşkına?
“Bir daha yapmam” diyor, yeminler ediyor. Gerçekten yapmaz mı, doğru mu söylüyor? Ya yaparsa? Güven olmadan bir ilişki devam edebilir mi ki?
Lütfen en kısa zamanda cevap ver, çok üzgünüm.
Rumuz: Aldatılmak, kandırılmak

Yazarın Tüm Yazıları