4 Ekim Hayvan Hakları Günü’nde ses verin

5199 Hayvanları Koruma Kanunu iyileştirilsin ve uygulansın, yaşam hakları korunsun diyorsanız, siz de ses verin.

Haberin Devamı

Türkiye’de sokak hayvanları dahil her türlü yabani hayvan ve deniz hayvanı, Türkiye Cumhuriyeti Medeni Hukuku gereğince Eşya Kanunu kapsamında değerlendiriliyor. Bu sebeple de hayvanlara yönelik her türlü suç, kanun yetersizliğinden neredeyse cezasız denilebilecek bir şekilde sonuçlanıyor.
Ülkemizde yaşayan birçok vatandaş, hayvanların haklarının belli kanunlar çerçevesinde korunduğunu düşünse bile, Türkiye gelişmiş ülkelere göre hayvan hakları konusunda yetersiz.
İnsan merkezli hukuk anlayışı geldiğimiz bu çağda çoktan terk edilmişken, TBMM’de hayvan haklarına yönelik gerçekçi bir yasa tasarısı henüz tartışılmış bile değil.
O nedenle de birçok hukukçu açılan davalarda ne yapacaklarını şaşırıyor ve birçoğu adaletin eksik işleyişinden, gerekli ve hak edilen cezaların uygulanamamasından yakınıyor.
Ülkemizde bir hayvana kötü muamelede bulunmak, en temel hakkı olan yaşam hakkını elinden almak, 5326 Sayılı Kabahatler Kanunu kapsamında değerlendiriliyor. Buna göre bir hayvana eziyet ederek canına kasteden kişi, hapis cezasıyla yargılanamıyor.
Bu durumda ne yapılmalı?
Yapılması gereken en mühim şey, vatandaşların konuyla ilgili düzenlenen imza kampanyaları ve sosyal sorumluluk projelerine destek vererek, basın yayın organlarını kullanarak seslerini TBMM’ye duyurmalarıdır.
Yasaların daha caydırıcı bir hale getirilmesi, en nihayetinde insan odaklı bir hukuk sisteminden uzaklaşılması gerekmektedir.
Bunun da en kısa ve doğru yolu, Türk Ceza Kanunu’na madde ekleyerek; sahipli veya sahipsiz bir hayvanı döven, tecavüz eden, hunharca hisle zalimce fiiller uygulayarak eziyet eden, yaralayan veya ölümüne sebep olan kimsenin, hapis cezasıyla cezalandırılmasını sağlamaktır.
Biz insanlar onların koruyucularıyız, bunu unutmayalım!
Bu yazının daha çok kişiye ve özellikle de TBMM, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na ulaşmasını sağlamak için de Change.org aracılığıyla başlatılan imza kampanyasına katılabilirsiniz.

Haberin Devamı

“Sebep arama, seni istemiyorum” dedi

Güzin Abla, ben 24 yaşındayım ama bugüne kadar hiç sevgilim olmamıştı. Bir ya da iki kez görüştüğüm, hatta bir gün sevişip bir daha muhatap olmadığım libidosu yüksek insanlarla karşılaştım.
Onlardan birine platonik âşıktım. Onu unutmaya çalıştım ve başardım. Ardından ilk kez beni ben olduğum için seven birine rastladım. Çok reddettim, bırakmasını istedim. Çünkü hayatımı yalnız geçirmeye karar vermiştim, kimseyle görüşmüyordum.
Ama sonunda zamana bıraktık ve zaman onu ilk sevgilim yaptı. O gün seviştik. Her şey çok güzel gidiyordu... Gözlerindeki güven eksikliği hariç...
Daha önce aldatıldığından olsa gerek çok kıskançtı; “onu giyme, bunu yapma, buraya gitme” diye sürekli bir kısıtlama halindeydi. Fakat görüştüğümüz iki ay boyunca hiç kırmadı beni, ses yükseltmedi. Ben de onu hiç kırmadım, ama bir şeyler eksikti.
İkinci ayın sonunda artık ilk başlardaki gibi davranmıyordu bana... Giderek benden uzaklaşmaya başladı. Biliyordum, hissediyordum, eskisi gibi üzerime titremiyordu. “Emin değilim sevgimden” diyordu.
Sonunda ağlaya ağlaya bu şekilde devam etmek istemediğimi söyledim.
Geri adım atmadı. “Seninle bir ilişkiye başlamak istemiyorum. Fikirlerim değişti. Bahane ya da sebep arama, bunları konuşmanın zaman değil, seni istemiyorum o kadar” dedi.
Tek kelime yazamadım, cevap vermedim. Ben onun ruhuna âşık olmuştum. Oysa o mayo giyen bir kızı hafif kadın olarak görüyor. İlginç olan, ben de onunla tanıştığım gün mayo giyiyordum.
Kendimi kullanılmış, aldatılmış, kandırılmış hissediyorum. Madem beni sevmeyecekti, neden koştu peşimden, neden olmazlarımı olur hale getirdi? Kafam karışık ama ona bu karışıklığı anlatamıyorum, sebebini soramıyorum.
Onu çok özleyeceğim, acaba o da beni özler mi?
RUMUZ: RUHU GÜZEL

YANIT

Haberin Devamı

Sevgili kızım, bu adam gerçekten seni kandırmış, aldatmış, kendini sana başka biri olarak tanıtmış. Seni kendine bağladıktan sonra gerçek yüzünü ortaya çıkarmış. Bu gerçekten çok seviyesiz bir davranış.
Şu anda ben de senin gibi bu davranışının sebebini çözemiyorum. Ama sonuçta senden vazgeçmiş, seninle gerçek bir ilişkiye başlamaktan kaçınmış. Senin gururunla oynamış, sana ve kadınlara hakaret etmiş. Mayo giyen kadınlar düşüncelerini bilseler onu nasıl nitelendirirlerdi acaba?
Ben onun bu davranışlarını pek normal bulmuyorum. Sanki senden intikam almak istemiş.
Sanki başka kadınlar tarafından ihanete uğramış olmasının faturasını sana kesmiş...
Her ne olursa olsun, gururunu kırmasına izin verme, seni daha fazla üzmesine fırsat tanıma.
Sen kestirip at, bir daha onunla görüşmek istemediğini kesin olarak söyle ve gerçekten de bunu başar.
İstediği kadar senin peşinde koşmuş olsun, bu genç adamın problemli biri olduğunu ve asla onunla anlaşamayacağını da anla artık.

Yazarın Tüm Yazıları