Fransa’da nükleer kriz

CHP önceki gün açıklanan seçim bildirgesinde nükleer santralin iptaline de yer vermiş.

Haberin Devamı

Muhalefet partisinden nükleer karşıtlarını sevindirecek bir adım.
Hafızam yanıltmıyorsa CHP geçen seçimlerde “nükleer enerji” sorulduğunda net bir tavır sergilememişti.
Geçen hafta Akkuyu Nükleer Santrali’nin temelini atan Enerji Bakanı Taner Yıldız a göre, santral “Türkiye’nin en güvenli, en sağlam yapısı” olacak.
Ne yazık ki, nükleer santrallar ne yaparsanız yapın asla yüzde yüz “güvenli” olamaz.
En taze örnek Fransa’dan.
Nükleer santral konusunda en uzmanlaşmış ülkeden.
Birkaç gün önce, Fransa’da yapımı 2007 yılından beri devam eden yeni nesil “prototip” EPR nükleer reaktörün “çelik basınç kazanının” kusurlu ortaya çıktı.
Normandiya-Flamanville’de henüz devreye girmemiş olan “kusurlu” reaktörü yapan Türkiye’nin Sinop’taki ikinci nükleer santralını Japon Mitsubishi ile birlikte üstlenmiş olan Fransız Areva şirketi.
Çelik basınç kazanındaki “kusuru” ortaya çıkartan ise Fransa’nın bağımsız “Nükleer Güvenlik Otoritesi”.
Fransız medyasının “nükleerin jandarması” diye tanımladığı bir kurum.
Bu kurumun başındaki Pierre-Franck Chevet’nin açıklamalarına bakılırsa çeliğin dayanaklılığında sorun var.
“Yapımda bazı ciddi hatalar var” diye konuşan Chevet’ye göre, söz konusu basınç kazanının yerinden çıkartılıp yenisinin konması yıllarca sürebilir.
Flamanville’deki reaktörün yapımına başlandığında 2012 yılında devreye gireceği hesaplanmıştı.
Sonra söz konusu tarih 2017 yılına ertelenmişti.
Bu arada reaktörün maliyeti 3.3 milyar eurodan 8.5 milyar euroya tırmanmış durumda.
Sinop’taki ikinci nükleer santralın yapımını üstlenmiş olan Areva’nın içine düştüğü durum tabii bizi yakından ilgilendiriyor.
Ancak olayın başka bir ilginç boyutu var.
Fransa’daki nükleer kriz hafta sonunda İngiliz gazetelerinin birinci sayfasındaydı.
Neden derseniz?
Şundan: İngiltere Areva’ya aynı tip iki reaktör ısmarlamaya karar vermiş.
Hinkley Point’te yapılması planlanan iki reaktör Başbakan Cameron’un üzerinde titizlikle durduğu bir proje.
Ancak, Fransız reaktöründeki “ciddi kusur” ortaya çıkınca Cameron’un “nükleer enerji stratejisinin” de tehlikeye girdiğini yazıyor The İndependent.
Gazeteye göre, İngiltere’nin yanı sıra EPR nükleer reaktörünü ısmarlama aşamasında olan ABD ve Çin de kararlarını sorgulayacak.
Bu arada yine Areva’nın Finlandiya’daki birinci nesil EPR nükleer reaktörünün yapımı da çeşitli aksaklıklar nedeniyle yılan hikayesine dönmüş durumda.
Sinop’a dönersek burada yapılması planlanan reaktör tipi EPR değil.
Sinop’a yapılacak olan, Areva ile Mitsubishi’nin ortak geliştirdikleri ATMEA1 reaktörü.
Şimdiye kadar hiç denenmemiş olduğunun da altını çizelim.
Peki nükleer enerjiye adım attığımız yani Akkuyu’ya temel atıldığı günlerde Fransa’da Areva’nın göbeğinde olan nükleer krizden haberimiz var mı?
(Akkuyu’yu Ruslar yapacak ve Rusya’da Fransa’dakine benzer bir nükleer kriz patlak verdiğinde emin olun kimsenin haberi olmayacak)
İngiltere, Fransa’daki kriz nedeniyle diken üzerinde ve İngiliz medyası hararetli bir şekilde tartışıyor.
Bizde tıs yok.
Neticede Areva, Sinop’taki nükleer santralda işin içinde.
Her şeyi bir yana bırakın.
Kamuoyunda gerektiği gibi tartışmadan, halkla uzlaşmaya varmadan Akkuyu’da temel atılmasını izledik elimiz kolumuz bağlı.
Peki sevinçle temel atanlardan siz şimdiye kadar, her şeyi denetleyecek, bağımsız bir “nükleer jandarma” gibi bir kurumun lafını hiç işittiniz mi?

Yazarın Tüm Yazıları