Malatyalı Özlem bu kez İstanbul’da sahura kaldırıyor... Davulun sesi her zaman hoş gelir
Muğla Datça’nın ilk ve tek kadın ramazan davulcusuydu. Geçirdiği kanser hastalığına rağmen Datçalıları yerel kostümü (bindallı) içinde davulu ile 5 yıldır sahura kaldırıyordu. Jübile yapmak için İstanbul’a taşındı. Bundan böyle Maltepe Girne Mahallesi’nde oğlunun yazdığı manileri okuyup tokmağa vurarak İstanbulluları sahura kaldıracak. ‘Bu işe gönül verdim’ diyen kadın davulcu Özlem İsar’ın, ‘Bu devirde davul mu olur?’ diyenlere de mesajı var: “Birbirimize karşı hoşgörü önemli. Gelin bu geleneği beraber yaşatalım.”
‘MALATYALI Özlem’ lakabı ile tanınan, Datça’nın ilk ve tek kadın davulcusu Özlem İsar, 5 yıl önce İstanbul’un yoğun temposundan kaçıp ailesinin 35 yıldır yaşadığı Datça’ya yerleşmiş. O gelene kadar Datça’nın bir davulcusu yokmuş ama o sarı, rastalı saçları buna uygun bindallısı ve manileri ile gönüllere taht kurmuş. İsar’ın beş yıl sonra bu yıl adresi ise yeniden İstanbul. Maltepe’nin, Girne Mahallesi sokakları sahura artık onun çaldığı davul ile kalkıyor. Karşısında manileri ve yerel kıyafeti ile kadın bir davulcu gören mahalleli ise hem şaşkın hem de mutlu: “İnanamadılar. Hem kadın davulcu beklemiyorlardı hem de böyle kendine özgü maniler” diyor İsar. Manilerini oğlu yazıyor. Şimdiden her sahura özel bir mani ise hazır. Biri şöyle:
“Kim demiş davul erkek işi,
Yeter ki severek yap işini.
Türkiye’de bir ilkim ama
Yakında oluruz yüz kişi.
Oğlum yazar, ben okurum,
Maltepe’de otururum.
Bu ramazan sizlere,
Davul çalar, mani okurum.”
KADIN YAPAMAZ DEDİLER
Ramazan davulculuğundan önce çeşitli meslek kollarında çalışan İsar davulculuğa da ‘Kadın yapamaz’ diyen bir arkadaşı ile inatlaşması sonucu başlamış: “Arkadaşımın bu sözü çok ağrıma gitti, ‘Unutma bu lafını’ dedim ve gittim ritim-davul derslerine başladım. Evde o kadar çok gürültü oluyordu ki davula bez sarıp öyle çalışıyordum. Bir daha da davulu bırakamadım zaten elimden. Sonra baktım Datça’da davulcu yok. Türkiye’nin ilk meydan davulcusu olarak sahura çıkmaya başladım. Davul çalan başka kadınlar var tabii ama genelde gösteri amaçlı, bu profesyonellikte yapan yok benim bildiğim. Bu arada kadın yapamaz diye de bir şeyi kabul etmiyorum. Yeter ki bir kadın istesin, her şeyi yapar” diyor.
KANSERİ DAVULU İLE YENDİ
Özlem İsar 2 yıl önce kolon kanserine yakalandığını öğreniyor. Ağır tedavilerin ardından şimdi daha iyi. Geri dönüp baktığında ise diyor ki: “Hastalıkta moral çok önemli derler. Öyle de oldu. Davulum bana yoldaş oldu, moral oldu. O zaman da bile çalmayı bırakmadım. Beni hayata bağlayan oğlum, ailem ve davulum. Şimdi tedavilerim devam ediyor ama davulun sesi ve sevenlerimle daha da iyi olacağım, umarım.”
BU GELENEĞİ DEVAM ETTİRELİM
Şu ana kadar çaldığı sokaktan bir şikâyet gelmediğini ancak zaman zaman ‘Bu zamanda davul mu kaldı?’ gibi benzer eleştirilerin kendisine de geldiğini belirten İsar, “Belediyeye rahatsız olduklarını söyledikleri zaman o sokak ve caddelere girmiyorum. Ama o zaman da bayram sabahı diğerleri ‘E, bizim mahalleye hiç gelmedin, bizi manilerden mahrum bıraktın’ diye sitem ediyor. İşin doğrusu her şey hoşgörü de bitiyor. Ben bu kültürün, geleneğin devam etmesinden yanayım. Birçok değerimizi unuttuk gitti. En azından bu unutulmasın. Bunu da ancak birbirimize saygı ile başarabiliriz” diyor.
