Feyyaz Uçar

Panik

1 Kasım 2010
İKİ takım da galibiyete hasretti. Oysa ne güzel başlamışlardı sezona. Sivas, Galatasaray galibiyeti ile Beşiktaş’ta transferleri ile göz kamaştırıyordu. İlerleyen haftalarda yaşanan sakatlıklar Beşiktaş’ta puan, Sivas’ta da hoca kaybına sebep oldu. Kaderlerini değiştirmek için çıktıkları maçta, erken gelen gol Beşiktaş’ın işini kolaylaştırdı. Bu jeneriklik gole şapka çıkartılır.
Anlaşılan o ki Hilbert artık sağ bek oynayacak. Ofansta bir sıkıntı yok. Ama Hilbert’e defansın basit prensiplerini öğretmek lazım. Kendi sahanda içeriye attığın her pas, kendi kalende pozisyon olur. Dikkat et Hilbert. Bu pası rakip sahada atarsan takımına, kendi sahanda atarsan rakibe gol pozisyonu verirsin. Aynen Necip’in yaptığı gibi. Sahanın yıldızı Necip, bu hatasından mutlaka ders alacaktır.

Guti’nin zerafeti

Sol ayaklı Ersan’ın takıma kazandırılması avantaj olabilir. Dünyada sol ayaklı stoper kıtlığı var. Güçlü fiziği de en büyük avantajı. Topu oyuna sokmada kendini geliştirdiğinde Kartal’a faydalı olacak.
Guti’nin zerafeti ofansta Beşiktaş’a ayrı bir hava veriyor. Akıllı pasları, kapalı defanslar için tam bir çilingir. Bobo’nun golleri tam gaz. Aman nazar değmesin sakatlıklar başa bela.

İşin zor Rıza hoca

SİVASSPOR, Kasımpaşa’nın ardından ligin en çok gol yiyen ikinci takımı. Üstelik golü erken yediklerinde de büyük handikap yaşıyorlar. Çünkü rakip refleks olarak kapanıyor. Her ne kadar teknik adamlar istemese de, futbolcuların bu skor koruma paniği engellenemiyor. Mehmet Yıldız, eskiden tek başına bir takımdı. Ama artık, desteğe ihtiyacı var. Zita’nın desteği yetmedi. Sivasspor tek santfor oynayacaksa, orta sahadan daha çok sürpriz adam çıkarması lazım. Özetle, Rıza Hoca’nın işi çok zor.

Uzatmaları seyretmeyin

TANSİYONU olan Beşiktaş’ın maçlarının uzatma dakikalarını seyretmesin. Çünkü Beşiktaş uzatmalarda ya kazanıyor, ya kaybediyor. Mağlupken tam takım saldıran Kartal, galipken tüm takım defans yapıyor. Büyük takımlar bu kadar panik yapmaz. Taraftarlarına da bu kadar nefes darlığı yaşatmaz.

BEĞENDİM
Guti’li Beşiktaş orta sahasını.

BEĞENMEDİM
Beşiktaş’ın son dakika paniğini.

DİKKAT
Top her zaman direkten dönmez.
Yazının Devamını Oku

Kanatsız Kartal

29 Ekim 2010
KALECİLERDEN beklenen basit hata yapmamaları, kurtarılabilecek topları da kurtarmalarıdır.

Mersin İdmanyurdu kalecisi Eser tutması gereken topları tuttu. Boşa çıkmadı. Elinden topu kaçırmadı. Dolayısıyla maçın skoru 0-0. Uzatmada yediği gollere yapacak fazla bir şeyi yoktu. Beşiktaş’ın kalecilerinden de beklentilerimiz budur. Basit hata yapmasınlar yeter. Kartal’ın kalecilerinin son maçlardaki performansları sezon başını aratır oldu.
Beşiktaş gol atmakta da çok zorlanıyor. Çünkü oyunu kanatlara yayıp rakibin müdahale şansını azaltmayı düşünmüyorlar. Bireysel yetenek ve ara paslarına bel bağlamışlar. Hilbert ve İsmail’in ortaları da hem sayı, hem de nitelik açısından yetersiz.
Maçın kaderini Hasan belirledi
Yusuf top ayağındayken etkili. Kolay adam eksiltiyor. Son paslardaki başarısızlığın sebebi maç eksiği. Ancak top rakipteyken Beşiktaş’ı eksik bırakıyor. Tabata ve Guti’nin de defansif anlamda Beşiktaş’a katkı yaptıklarını söyleyemeyiz. Bobo ve Fatih Tekke’nin de orta sahalarına pek yardım etmediklerini göz önünde bulundurursak orta sahanın bütün yükü Fink’in sırtında. Bu kadar ofansif oyuncuyla gol atma başarısını gösterememek oldukça düşündürücü. Maçın kaderini Hasan Üçüncü belirledi. Takımını eksik bırakarak uzatmaya giden maçta arkadaşlarının mücadelesine çomak soktu. Beşiktaş’ın bu temposu golleri geciktirmeye devam edecek. Daha çook 90 + bekleyeceğiz..

BEĞENDİM

Mersin İdmanyurdu oyuncularının mücadelesini

BEĞENMEDİM

Beşiktaş’ın temposunu beğenmedim.

Yazının Devamını Oku

Kayıp aranıyor

26 Ekim 2010
DARALAN kadrosuyla ufkunu daraltan Kartal, Kayseri’ye 3 puan için uçtu. Ancak rakip zorlu. Şota’nın takımı her geçen gün iyiye gidiyor. Teknik-taktik anlayışlarını 90 dakikaya yaymaya başladılar. Sahada ne yaptığını bilen bir takım görünümündeler. Schuster’in orta sahada Onur, kalede de Rüştü sürprizi var.

Rüştü, Hakan’ı hatırlattı
Rüştü’nün kaleciliğine diyeceğimiz yok ama sakatlıktan sonra ilk görev alması gereken maç bu mu tartışılır. Rüştü’nün boşa çıkışları, Hakan’ın performansını hatırlattı. Kalesini başarıyla koruyan Cenk’e sıra ne zaman gelecek?
Nihat biçare
Hilbert sağbekte eskisi kadar istekli değil. Rakipler de artık uyandılar, ona önlem alıyorlar. Ofanstaki katkısı her geçen gün azalıyor. Beşiktaş’ın kalabalık orta sahası yaratıcılıktan uzak. Ernst bitirici ara paslarını her maçta atamıyor. Bu pasları zaten ilk maçında Onur’dan ve teknik kapasitesiyle Fink’ten beklemek hata olur. Nihat, Bobo’nun yalnızlığına çare değil. Biçare futboluyla yüreğimizi yakıyor. Hadi artık Nihat eski günlerini özledik.
Moritz çabuk alıştı
Mehmet Eren’in şut gibi ortasını Furkan’ın tribünlere yollaması Kayserispor adına büyük bir şanssızlıktı.  Amisulashvili’nin direkten dönen topuna ne demeli? 6 pasın üstünde bomboş kafa vuruyor, nerede adam markajı? Moritz, Kayserispor’a çabuk adepte oldu. Teknik becerisi oyunun akışını hızlandırıyor. Cangele’nin yokluğuna çözüm olabilir. Selim, defansif anlamdaki katkısını oyun kuruluşundaki becerisini de eklemiş. Kayseispor’un pas alış verişinde sıkıntı yok. Tek eksik son vuruşlar. Makukula’nın eksikliği hissediliyor.
Görüntü kayboldu

Yazının Devamını Oku

İkizler

25 Ekim 2010
TRİBÜNLERDE ve sahadaki manzaraya göre bu iki takıma kardeş demek yetmez. İkiz kardeş olmuşlar. Hem de ruh ikizi. Her iki takım oyuncuları bütün tribünleri selamlayıp Çankaya Meydanı’nda da bir tur attıktan sonra maç başladı. Ama ne başlangıç. Karşılıklı atakların sonucu goller de gecikmedi. Enteresan olan, bu iki kardeş takımın istatistiklerindeki tezatlar. Ligimizin nağmalup takımı Bursaspor gol yemiyor. Ancak Şampiyonlar Ligi’nde galibiyeti yok ve gol atamıyor. Ankaragücü ise ligin en çok gol yiyen takımlarından biri. Fakat yedikleri kadar da atıyorlar. Nitekim bu maç her türlü skora gebe.
Bursaspor defansında az yakalanarak yediği gole Ankaragücü’nün kalabalık defansına attığı gollerle karşılık veriyor. Öyle ki, serbest vuruşlarda attığı gollerde her iki takım oyuncuları da rakip ceza sahasında. Bursaspor’un atak organizasyonlarında geldiği nokta mükemmele yakın. Rakibi az adamla yakalamaları gerekmiyor. Kalabalık defansları açacak oyun anlayışı ve futbolculara sahipler.

Oyuncuya mahkum değiller

Defanstaki başarılarını da göz önünde bulundurursak, Bursaspor bu sezonda şampiyonluğun en büyük adayı. Son haftaların hareketli oyuncusu Insua’nın sakatlanıp çıkması şanssızlık. Bu oyuncu Bursaspor’un orta saha ve forvetini ritim kazandırıyordu. İyi olan Bursaspor’un hiçbir oyuncusuna mahkum olmaması. Ergiç girer girmez golünü atarak Insua’nın yokluğunu tolere edebiliyor. Bu kadro genişlini yaratan Bursaspor yöneticilerini ve rotasyonları iyi yapan Ertuğrul Sağlam’ı kutlarız.

Defans ıslah edilmeli

Ankaragücü defansını ıslah etmeli. Bu kadroya bu kadar basit gol yemek yakışmıyor. Kademe anlayışları ve adam paylaşımlarında zaaflar var. Ankaragücü hedeflerini büyütmek istiyorsa bu zaaflarını ortadan kaldırmak zorunda. Aksi taktirde kardeş maçları bile kabusa dönüşebilir.
Pozisyon bolluğu ikinci yarıda da devam etti. Takımların teknik-taktik anlayışlarının yanı sıra forvet oyuncularının da istekli ve stresten uzak olmaları da bu skorda en büyük etken. Sercan coşmuş, Volkan ve Turgay Bahadır’sa en çok koşmuş. Sonuç ortada..

BEĞENDİM
Bursaspor’un atak organizasyonlarını beğendim.

BEĞENMEDİM
Ankaragücü’nün defansını hiç beğenmedim.

DİKKAT
İki takım arasındaki kıskandıran dostluğa dikkat!
Yazının Devamını Oku

Senaryo

22 Ekim 2010
“Beşiktaş’ta transfer bitmez” diye bir slogan var. Söyleyenin de, dinleyenin de göğsü kabarıyor. Ama transfer denilen şey tek taraflı olmaz.

Sadece milyon dolarlar harcayıp oyuncu almak değildir transfer. On liraya alıp yüz liraya satmak da transferdir. Hatta daha hayırlıdır. Kulübünüzü borç batağına sürüklemez. Sonradan dilimize yerleşen yabancı kelimeleri hep işimize geldiği şekilde kullanmayalım. Komik olmayalım..
Topla en çok Hakan oynadı
Maçın başlarında topla en çok oynayan Beşiktaşlı oyuncu kaleci Hakan. O kadar çok geri pası yapılıyor ki, topla en çok oynayan oyuncu kaleci oluyor. Sebebi basit. Yüzü kendi kalesine dönük olan orta saha ve bek oyuncuları  pas verecek arkadaş bulamayınca, topu mecburen kaleci Hakan’a veriyorlar. Hakan’ın da bu pasları pek sevmediği her halinden belli. Doğrusu stoperlerin derinlik vererek top alması ve oyuna sokmasıdır. Bu şekilde topa sahip olma şansınız yükselir ve oyunun hakimi olursunuz. Beşiktaş’ın defansta oyun kuruluşunu çalışması lazım. Yoksa bu maçta da olduğu gibi bir sürü gereksiz geri pası ve pas hatası olur.
Misafirperver Zapo
İlk yarıda karşılıklı gol pozisyonları var. En etkili pozisyonumuzda Nihat, Nobre ve Bobo topu içeri atamıyorlar. Çünkü rakip defans top kaleye girene kadar müdafayı elden bırakmıyor. Gol ikram etmiyor. Biz misafirperveriz ya ikram bol. Hakan boşa çıkarak Portolulara, “Hoşgeldiniz” diyor. Diğer kaleciler formdayken bu Hakan ısrarını anlayamıyorum. Zapo’da misafirperverliğimizi öğrenmiş olacak ki skor 0-2 oluveriyor.
Rakip kırmızı kart görüp eksilince mecburi değişiklikten dolayı Falcao’dan kurtulduk. Ama rakipte Hulk diye bir oyuncu var. Cüssesinden beklenemeyecek hareketlilik ve sürat var. Biraz Avrupa futbolunu takip edenler bu oyuncuyu iyi bilir. “Beşiktaş’ta transfer bitmez” diyenlerin dikkatine. Robinhood peşinde koşmayın. Hulk’ta bir kahraman. Üstelik Beşiktaş’a daha uygun. 
Rijkaard, Galatasaray’a ilk geldiğinde alternatifli kadrosuyla iyi işler başarmıştı. Ancak sakatlıkların çoğalmasıyla yaşanan kadro sıkıntısında gördük ki Rijkaard kriz değil pahalı takım hocası. Aynı senaryoyu Beşiktaş’ta da mı göreceğiz. Maazallah..

BEĞENDiM

Yazının Devamını Oku

Özgüvensizlik

21 Ekim 2010
SIR Alex Ferguson takımını mutasyona uğratmış. Biz takımlarımızda yapılan birkaç kişilik rotasyonları bile hoş göremiyoruz.

Onlar dünyanın en büyük futbol organizasyona yedek ağırlıklı bir kadro ile çıkabiliyorlar. Bizimse derdimiz, “O oynar mıydı. Bu niye ilk 11’de yok. Şu niye kadro dışı?” Futbolda geldiğimiz son nokta budur. Takım oyunu oynamadıkça da futbolda yol kat etmemiz mümkün değil. Günlük başarılarla teselli bulacağız.
Henüz 7. dakikada Svensson kolay bir çalım yiyip, Stepanov da topa sırtını dönünce Nani meşin yuvarlağı Bursaspor’un uzak direğinin dibine nişanladı. Avrupa da bizi başarıya götürecekler diye transfer edilen yabancı oyuncuların bu hataları yapması düşündürücü. Yabancılar nedense ülkemize geldiklerinde eski performanslarından uzaklaşıyorlar.
Bu erken gole rağmen Bursasporlu oyuncular defansı o kadar geride kuruyorlar ki Bursaspor yardımcı hocası Mutlu Topçu takımı sık sık uyarmak zorunda kalıyor. Günümüz futbolunda defansını kendi ceza sahasının üzerinde kuran takım kalmadı ki.
Pozisyon ve şut yok
Futbolcularımızdaki bu özgüvensizliği ve taktik anlayışındaki bu yanlışı acilen gidermemiz lazım. Çünkü rakibe oynayabileceği koskoca bir alan bırakıyoruz. Onlarda yeteneklerini ortaya koyunca sonuç hüsran oluyor.
Bursasporlu futbolcular ikili mücadelelerin çoğunu kaybettiler. Rakibin alanı daraltmadıkları ve basit pas hataları yaptıkları için de oyunun hakimiyeti tamamen Manchester’daydı.
Ertuğrul Sağlam’ın hamleleri de oyunun akışını çok değiştirmedi. Pozisyona girmeden, şut atmadan maçı bitirdik. Bursaspor’un Şampiyonlar Ligi’nde yola devam etmesi artık hayal. Bu futbolla UEFA Avrupa Ligi de düşük ihtimal.

BEĞENDiM

Yazının Devamını Oku

En keyifli 90+

17 Ekim 2010
DEFANSI önde kurmak çağdaş futbolun gereği. Ama çizgi oynamak rakibe su böreği.

Stoperlerden biri önde basarsa diğerinin kademe yapması lazım. Aksi takdirde araya atılan her top gol pozisyonu. Bekler de kademeye geç kalıp, ofsaytı bozarlarsa Isaac affetmez. Makukula’nın pozisyonlarda cömert davranması Kartal için büyük şans.
Peki defansta oyun kurarken yapılan hatalara ne demeli. Sakat çokluğunda dondurucudan çıkarılan Fink’in maç eksiği başa bela. Stoperlerden pas almıyor, alınca da topu eziyor. İbrahim Toraman da mecbur kalıyor uzun vurmaya. Bobo ve Nobre bu toplarda başarılı olamayınca Manisaspor stoperlerinin keyfi yerinde.
Beşiktaş’ın gecikmeyen beraberlik golü çift forvet oynamanın lütfu. Ortalarda ön ve arka direklerde adam bulundurma şansını yakalıyorsun. Kaleciden ve direklerden seken toplarda da topun düştüğü yerlerde olma şansında yüksek. Forvetlerin birbirine yaptığı asistler de cabası. Tabata’nın yakalayamadığı topu çeviren Nobre’nin, Bobo’ya asistinin sonucu gol. Bu kadar basit.  
Hepsi mi ele çarptı?
Manisaspor beş yıldır İstanbul’a tatile geliyordu. Galibiyete hasrettiler. Hikmet Hoca bu  makus talihi değiştirmek için ofans ağırlıklı bir ilk onbir kurmuş. Beşiktaş’ın defans zaaflarını da göz ardı etmemiştir. Makukula’nın sağında Isaac solunda da Simpson var. Gezgin Murat Erdoğan bu üçlüye pozisyon hazırlama çabasında. Çalışkan Yiğit İncedemir sahanın her yerine koşuyor. Mehmet’in top kullanmadaki başarısı Manisaspor için büyük avantaj. Dixon’ın müdahaleleri tam isabet. Hem defansta hem de ofansta. Eren ve Ömer Aysan kademelerde çok başarılı. Ne de olsa çakma bek değiller..
Hakemin Manisasporlu oyuncuların elle müdahalelerinin hepsini ele çarpma olarak değerlendirmesi enterasandı. Mesafe yakındı ama bazı pozisyonlarda elle oynama vardı.
Hikmet Karaman eksilen Kartal’a karşı bitirici hamlesini yaptı. Süratli Yiğit Gökoğlan’ı sahaya sürdü. O da hocasını mahcup etmeyince Manisaspor bu sefer İstanbul’dan üç puanla dönüyor. Tabata ve kaleci Hakan’ın katkılarıyla.. Hiçbir maçın 90+sı bu kadar keyifli olmamıştı. Bu ablukayı Porto maçında da bekliyoruz. Haydi Beşiktaş..

BEĞENDiM

Yazının Devamını Oku

Affetmek

16 Ekim 2010
YAŞININ üstünde işler başaran Ertuğrul Sağlam bir büyüklük daha yaptı. Amerika’yı yeniden keşfetmeye çalışan Volkan Şen’i affetti. Affetmek büyüklüktür. Ertuğrul Sağlam ve Bursaspor yönetimine bravo. Borçsuz takımını, çelik gibi bir takım yapma uğraşındaki Karabükspor yönetimini de ayrıca kutlarız. Kurumsallaşmanın ne demek olduğunu tüm Türkiye’ye gösteriyorlar.

İlk yarı müthişti

Müthiş bir ilk yarı. Turgay’la, Cernat’ın golleri karşılıklı soru-cevap şeklinde. Bursaspor atakları sağdan soldan estarabim. Kim oynarsa oynasın fark etmiyor. Kimin bek kimin açık oynadığı da belli değil. Ali Tandoğan’ı seyrederken kendini tenis maçında zannedersin. Bir önde bir arkada. İzlerken boynumuz ağrıdı. Ozan eski günlerden bir demet çiçekle gelmiş Bursa Atatürk stadına. Ama Hüseyin’in yokluğu bariz belli. Beklerin kademesin de, markajda ve rakip hava toplarında ki adam paylaşımında Hüseyin’in üstüne yok.

Bravo Yücel hocam

KARABÜKSPOR taraftarının yarısı Avrupa’dan. Emenike’yi seyretmeye gelmişler. Yine gelecekler. Yabancılar oyuncu alırken bir maça bakmaz, bütün sezon takip ederler. Karabükspor her geçen gün daha iyi oluyor. Nokta transferlerle şampiyon kadrolarını süslediler. Cernat müthiş bir oyuncu. Sakatlanıp çıkmasa Yasin ve Emenike’nin performansı da artacaktı. Hakan Söyler ve Tozo’nun mücadele gücü dikkat çekici. Deumi ve Muhammet’in müdaheleleri yerinde. Kerim sağbek oynamaya iyice alışmış. Bravo Yücel hocam. Başarıların Süper Lig’de de göz kamaştırıyor.

Alt yapı önemli

BURSASPOR stadını yeniledi. Yağmurdan ve selden etkilenmiyor. Sıra Bursa Belediyesi ve devlette. Bursa şehrinin de alt yapısını bir elden geçirmek lazım. Selde, Timsahlar maça gelemiyor. Manchester maçı öncesi Bursa’da moraller bozuk. Kayıp büyük.

BEĞENDİM
Maçın ilk yarısındaki tempoyu.

BEĞENMEDİM
İki takımdaki Bireysel hataları.

DİKKAT
Bursa’nın görüntüsü, Manchester United maçı öncesi ümit vermedi.
Yazının Devamını Oku