Anadolu'nun kutsal hazine avcıları

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy öylesine sessiz bir devrim yapmış ki...

Haberin Devamı

Sonuçları geldikçe daha iyi anlıyoruz.

Belki bir basın toplantısıyla haberler arasından geçip gidiyor. Yeterince anlayamıyoruz.

Ama öylesine müthiş hikâyeler var ki... İşte bu pazar onları anlatacağım. O hikâyelerin kahramanlarını.

Anadolunun kutsal hazine avcıları

Başlıkta “kutsal hazine avcıları” dedim ya gerçekten de Kültür Bakanlığı’ndaki bu ekip hazinelerimizin avcısı.

Ama neyi avlıyorlar biliyor musunuz?

Yıllarca Anadolu tarihinden, uygarlıklarından kaçırılmış...

Bu topraklardan çalınmış...

On binlerce yıllık Anadolu tarihinden sökülüp alınmış eserleri dünya çapında bir dedektiflik bürosu gibi takip edip yakalıyorlar.

Bakanlıkta yalnızca büro olarak görev yapan bu genç ekibi Bakan Ersoy daire başkanlığı düzeyine getirmiş, yetkileri arttırmış, teknolojik donanımı yükseltmiş ve Dışişleri, İçişleri, Adalet bakanları ile görüşüp desteklerini almış.

Haberin Devamı

İşte şimdi birer dedektif gibi çalışan bu genç arkadaşlarımınız macera gibi yaşadıkları hikâyelerine geçebiliriz.

İDEALİST EKİBİN BAŞINDA ZEYNEP BOZ

* Bakan Mehmet Ersoy yetkileri ve gücü arttırılan Kaçakçılıkla Mücadele Dairesi’nin başına da hayatını bu yola adayan genç bir arkeolog olarak Zeynep Boz’u getiriyor..

Anadolunun kutsal hazine avcıları

Ben Zeynep’i tanıyınca...

“Bu bizim Tomb Raider”ımız dedim.

Zeynep 14 yıl bakanlıkta bu görevi yapmış. UNESCO’nun 2018 yılındaki hâkim, savcı ve kolluk kuvvetlerine tarihi eser kaçakçılığıyla ilgili eğitim kitabını yazmış.

Dairedeki hazine avcıları yurtdışı, yurtiçi bölümler olarak ayrı ayrı çalışıyor.

Ve yakalıyorlar arkadaş...

Dünyanın her yerinde Anadolu’ya ait ne eser varsa peşlerine düşüyorlar. Dünya çapındaki müzayedelerin kataloglarını tarıyorlar.

Hem de yılmadan... Günlerce gecelerce takip ediyorlar...

Zeynep Boz’a sordum:

“Ekibinde kaç kişi var?”

Gülerek cevap verdi: “Çok kalabalığız. Dışişleri Bakanlığı, İçişleri, yani polis, jandarma kolluk kuvvetleri, Adalet Bakanlığı, Çevre... Her biri kendisini paralıyor. O yüzden ekibimiz çok kalabalık. Sayın Bakanımız bu konuda çığır açtı... Bakın daha yeni bir dosya verdik İçişleri Bakanlığı’na...”

Haberin Devamı

İSVİÇRE POLİSİNİN BASKINI

Cenevre
’de ultra zenginlerin depo olarak kullandığı bir serbest bölge.

İsviçre polisi sessizce depoların bulunduğu alana giriyor.

Ve özellikle bir deponun önünde duruyor.

Dünya biliyor ki, o yıllarda Cenevre serbest bölge alanı dokunulmazdır.

Ama hayat değişmektedir. 

Anadolunun kutsal hazine avcıları

Ve İsviçre polisi Lübnanlı iki kardeşe ait depoyu açtırıyor (isimleri özellikle yazmıyorum).

Depoda İsviçre polisini şaşırtan inanılmaz bir manzara vardır.

Hepimizin bildiği Herkül efsanesinin mezarı.

2.5 metre boyundaki lahit.

Arkeolojik deyimiyle...

Milattan sonra 2’nci yüzyıla tarihlenen Roma dönemi lahit üzerinde Herakles’in 12 işi tasvir edilmektedir...”

Bu paha biçilmez tarihi eser anında merkeze bildirilir.

İsviçreli arkeologlar gelir.

Haberin Devamı

Evet gerçekten de gözlerine inanamayan bilim adamlarının karşısında duran lahitteki tasvir şudur:

Roma mitolojisinde Herkül olarak bilinen mitoloji kahramanı, Zeus ile Miken kralının kızı Alkmene’nin oğlu Herkül tasvir edilmektedir.”

Olay bir anda müzayede camiasında duyulur. Milyarlarca dolarlık eski eser koleksiyoncularının iştahı kabarmıştır...

VE ANKARA’DAKİ HAZİNE AVCILARI

O sırada Ankara...

Kültür Bakanlığı’nın kaçakçılık şubesindeki genç arkeologlar 24 saat boyunca dünyadaki bu tür eski eser kaçakçılıklarını izlemektedir. 

Ve bu haber oraya da gelir.

Hemen harekete geçerler.

Arkeolojik doku araştırmasına göre ilk belirlemeleri bulunan Herkül Lahdi’nin Anadolu özellikleri vardır.

Ama nerede?

Haberin Devamı

Araştırma derinleştirilir. Ve ilk planda lahdin Antalya Perge’deki kalıntılarla eşleşebileceği varsayılır.

Genç iki “arkeolog dedektif” muhtemel alan olarak Antalya’ya gönderilir.

Uzun ve meşakkatli bir çalışma başlar... Günlerce toprak örnekleri alınır. Lahitteki mermer örnekleri karşılaştırılır...

İlk incelemede çok önemli ipuçlarına ulaşılır.

BU SIRADA CENEVRE

Tabii İsviçre polisi de bu sırada boş durmuyor.

İncelemelerine göre...

Herkül’ün lahdi 1985’lerde getirilmiş. Sonra serbest bölge...

Ve bir paravan şirket adına İngiltere’ye gönderilmiş.

Tabii gönderilme nedeni restorasyon diye görünse de...

Asıl amaç çalıntı eseri meşrulaştırmak... O lahde bir şecere oluşturmak.

Haberin Devamı

Ve İsviçre büyük bir ahlak örneği vererek lahdin anavatanı olabilecek ülkelere yazı yazar... İtalya, Türkiye, Yunanistan...

“Lahit size ait olabilir mi?” 

Ve böylece ülkeler arasında da gizli bir yarış başlar.

Acaba kim sahiplenecek?

Lahdin anavatanının kendi ülkesi olduğunu ispat etmek için İtalyan ve Yunan arkeologlar da çalışmaktadır.

15 KÜLTÜR BAKANI GEÇTİ

* Önceki gün bu ekip Türkiye’ye yine muazzam bir eser getirdi. 

Tam 22 yıl önce İtalyan polisinin bir eski eser dükkânına yaptığı baskınla ortaya çıkan Lidya yazıtı...

Milattan sonra 300’üncü yıldan bir eser...

Üzerinde “Oğullarının işlediği suç yüzünden kendi selametleri için Apollon’dan af dileyen ve adak adayan ailenin anıtı” yazıyor. Evet Türkiye 22 yıl bu eserin Anadolu’ya ait olduğunun hukuki mücadelesini verdi.

O bakanların isimlerini tek tek vermek istedim. Nasıl yıllarca süren bir dava olduğu böylece daha iyi anlaşılıyor. Dahası devletin devamlılığı ne demek anlaşılıyor.

İsmail Kahraman, İstemihan Talay, Suat Çağlayan, Hüseyin Çelik, Erkan Mumcu, Atilla Koç, Ertuğrul Günay, Ömer Çelik, Yalçın Topu, Mahir Ünal, Nabi Avcı, Numan Kurtulmuş ve Mehmet Ersoy.

Tabii burada Bergama’ya o büyük eseri kazandıran Fikri Sağlar’ı da unutmayalım.

BOĞA ARABASI

* BİZİM Ankara’daki “kutsal hazine avcıları” yine bir büyük müzayedeyi takibe alırlar. Bir müzayedenin kataloğunda bir “boğa arabası” görürler.

Milattan önce 3000 yılına ait.

Ancak eserin menşei, geçmişi yazmıyor.

Anadolunun kutsal hazine avcıları

Hemen araştırırlar. Anlaşılır ki eser kesinlikle Anadolu’ya ait.

Önce müzayedeyi düzenleyen satıcıya giderler.

“Kimsiniz. Ne hakkınız var” türünden cevaplar alırlar. Bizim ekip yılmaz ve İngiliz polisine müracaat eder. Belgeleri ortaya koyarlar.

Polis, “Ben o esere el koyamam ama arabuluculuk yaparım” der.

Tabii bizimkilerin elinde çok kesin deliller vardır. Polis devreye girince, eseri elinde tutan müzayedeci daha fazla dayanamaz. Ya kabul edecek ya da koleksiyoncu sicilinde ağır bir yara açılacak.

Sonuçta “kaçırılan eseri” koşulsuz teslim etmeyi kabul eder.

Ajans haberlerinde gördüğümüz “Falanca tarihi eseri getirdik” haberlerinin ardında işte böylesine muazzam öyküler, gizli kahramanlar vardır.

Onları biraz olsun hatırlatmak istedim. O isimsiz kahramanları, arkeologları, onlar için dağlarda ovalarda araştırma yapan kolluk kuvvetlerini, hukuk mücadelesi veren Adalet Bakanlığı yetkililerini alkışlayalım istedim.

VE  BİZİM HAZİNE AVCILARINDAN SON HAMLE

* Bu sırada Ankara’da Kültür Bakanlığı kaçakçılık bölümünde genç arkeologlar bir karar alır:

Antalya polisi o bölgedeki kaçakçılıkla ilgili aileleri araştırsın.” 

Bu amaçla geçmişte o bölgede define avcılığına ya da eski eser kaçakçılığına adı karışan isimlerin listesi çıkarılır... 

Ve jandarma ile polis uzun bir araştırmadan sonra ikinci kuşaktan bir görgü tanığı bulur. 

Tanık lahdin resmini görünce, “Evet amcamda böyle bir şey görmüştüm” der. Ardından Perge’de esere ait olduğu düşünülen yerden alınan mermer ve toprak örnekleri bir dosya halinde İsviçre’ye sunulur.

Deliller kuvvetli olunca mahkeme Perge’ye İsviçreli bir savcı gönderir...

Tabii bizim “kutsal hazine avcıları” da savcıya ve gelen heyete kalıntıları gösterirler.

Ve o eserin anavatanının Perge olduğu netleşir.

Evet arkadaşlar, bir polisiye film gibi yaşanan bu olaydan 22 yıl sonra muazzam bir hukuki mücadele sonucunda eser Türkiye’ye teslim edilir.

O dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş’un eseri tanıtırken yüzündeki mutluluk ifadesini hâlâ hatırlarım...

DAHA EN AZ 1000 DOSYA VAR

* Son sözü Kültür Bakanlığı Kaçakçılıkla Mücadele Dairesi Başkanı Zeynep Boz’a bıraktım: “Sayın Bakanımız Mehmet Ersoy önümüzü açtı. Arkamızda devletin bütün kurumları var. Sağ olsunlar canla başla çalışıyorlar. Daha önümüzde dünyanın değişik yerlerinde olan en az bin eser, yani bin dosya var... Durmayacağız...” Aman Zeynep Boz durmayın... Sakın durmayın...

Biz de yürekten arkanızdayız... 

Yazarın Tüm Yazıları