Merkez Bankası kendi ‘sıkı duruş’ anlayışını korudu

MERKEZ Bankası kendi anlayışına göre “sıkı duruşu”nu sürdürerek, dünkü Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında, sadece geç likidite penceresi faiz oranlarında 0.50 puanlık artırım yaptı. Piyasalar sıkılaştırma adına bu tartışmalı adımı bile beklemediği için, bir ara 3.60 TL’ye kadar çıkan dolar kuru, Merkez’in kararını olumlu algılayarak 3.56 TL’ye kadar indi.

Haberin Devamı

PPK’nın dünkü nisan toplantısında geç likidite penceresi faizi 0.50 puan artırılarak, yüzde 11.75’ten yüzde 12.25’e yükseltildi. Normal para politikası kullanımında sadece gün kapatmasında kullanılan bu faiz artırılırken, piyasalar için asıl gösterge olması gereken diğer faiz oranlarında ise bir değişiklik yapılmadı. Politika faizi yüzde 8 seviyesinde, koridorun alt bandı yüzde 7.25, üst bandı ise yüzde 9.25 seviyesinde tutuldu.

Bu karar ile Merkez Bankası referandum bitmiş olmasına rağmen, anormal para politikası uygulamasını devam ettireceğini de bir kez daha ortaya koydu. Ne zaman normalleşme olacağı, asıl araç olan gösterge faiz oranıyla ne zaman oynanmaya başlanacağı ise hala belirsizliğini koruyor.

Ama belli ki bu anormal koşullara göre alınan kararlar piyasayı tatmin ediyor. Piyasanın da fiili faiz oranı haline gelen geç likidite penceresi faizlerinde yapılan artışları, aynen Merkez Bankası gibi “sıkı duruş” olarak algıladığı ortaya çıkıyor. Çünkü piyasa aktörleri kısa vadeli kâr maksimizasyonuna odaklandıkları için, günü kurtaracak kararları yeterli görebiliyor.

Haberin Devamı

Halbuki siyasette olağanüstü halin kaldırılması gereğinde olduğu gibi, para politikasında da normalleşme olmadığı takdirde kalıcı bir adımın atılamayacağı, yapısal tedbirlerin alınamayacağı, alınsa bile uygulanamayacağı, dolayısıyla normalleşme olmadan daha yüksek büyüme için gereken kalıcı sermayenin gelmeyeceği çok açık. Piyasa iktisatçıları tabi ki bu ihtiyacı görüyor ama bu dalgalı seyirde küplerini mümkün olduğunca doldurmak hedefi öne çıktığı için, dünkü kararda olduğu gibi, günü kurtaracak kararlarla yetiniyorlar.

ENFLASYON İTİRAFI

Son aylarda yaşanan maliyet yönlü gelişmeler ve gıda fiyatlarındaki oynaklığın enflasyonun hızlı bir yükseliş göstermesine neden olduğu ifade edilen Merkez Bankası’nın açıklamasında “Yakın dönemde risk iştahında gözlenen artış maliyet kaynaklı baskıları bir miktar sınırlasa da enflasyonun bulunduğu yüksek seviyeler fiyatlama davranışlarına dair risk oluşturmaktadır” denildi. Böylece enflasyonun artış trendinde olduğu itiraf edilirken, “Bu çerçevede Kurul, enflasyon görünümündeki bozulmayı sınırlamak amacıyla parasal sıkılaştırmanın güçlendirilmesine karar vermiştir” denildi. Bu ibare de enflasyondaki artış trendi devam ederken bile, asıl araç olarak kullanması gereken politika faizi yerine tali mücadele araçlarıyla yetineceğini gösteriyor.

Haberin Devamı

Açıklamada Merkez Bankası’nın fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edeceği, enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruşun sürdürüleceği belirtildi. Bu ibare Merkez Bankası yönetiminin geç likidite penceresini kullanarak piyasayı regüle etme çabasının süreceğini gösteriyor.

Peki, Merkez Bankası niye böyle yapıyor derseniz; hükümetin baskısıyla asıl faiz oranlarını artırmış olmamak için. Piyasadaki fiili faiz oranı yılbaşından bu yana 3 puandan fazla yükseldi ama gösterge faiz değişmedi. Referandum popülizmi nedeniyle bol kepçe krediler nedeniyle piyasada mevduat ve kredi faiz oranları yükselmeye devam ediyor ama Merkez gösterge faizi yükseltmiyor.  

Yazarın Tüm Yazıları