Kura karşı faiz silahı kullanılmazsa...

MERKEZ Bankası, 2016 yılının son faiz kararını bugün açıklayacak. Piyasalarda geçen ayki faiz artırımı kararının bugün devam etmesini, 0.25’lik puan artırımı yapmasını bekleyenlerin sayısı çoğunlukta. Ancak faizde değişiklik olmayacağını bekleyenlerin sayısı da az değil.

Haberin Devamı

Banka analistleri bugünkü karara ilişkin değerlendirmelerini yaparken, hâlâ “faizde yapılması gerekenler” ile “faizde yapılması beklenenler”i ayrı ayrı belirtiyorlar. Bir başka deyişle Merkez Bankası’nın ekonomik tepkisini verirken hâlâ bağımsız olamadığını, Hükümete bağlı olarak karar vermeye devam etme eğiliminin sürdüğünü belirtiyorlar.

 

Uzun zamandır TL’nin dolar karşısında, diğer para birimlerinden olumsuz ayrışıp aşırı değer kaybettiği ortada. FED’in son kararından sonra gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışının artacağı beklentisi artmışken, yine olumsuz ayrışacak birkaç ülke arasında Türkiye sayılmaya devam ediyor.

 

Bir başka deyişle; hem küresel piyasalarda hem içeride TL’nin değer kaybının süreceği beklentisi hakim. Bu tür durumlarda hükümetin ve Merkez Bankası’nın küresel ve iç piyasalara güven vermeyi öne çıkarması gerekiyor. Yani hükümetin gereken önlemlerin alınacağını açıklayıp uygulamada göstermesi, Merkez Bankası’nın da ulusal para değerini korumak için elindeki silahları etkin biçimde kullandığını kanıtlaması beklenir.

 

Haberin Devamı

Hükümet ve Merkez Bankası son birkaç aydır sürekli yeni kararlar alıyorlar ama gerekli güveni sağlayamadıkları,piyasalardaki seyirden belli. Hükümetin ekonomik istikrarı yeniden sağlayabilmek için yabancı sermayeyi çekecek önlemleri hemen uygulamaya sokması, döviz arzını artırması şart. Ancak hükümet sadece bol keseden teşvik açıklayarak güveni sağlayabileceğini, içerideki iflaslar öteleyerek ve kamu yatırımlarını artırarak üretimi teşvik edeceğini açıklamayı tercih etti. Bu yolla yabancı sermaye için Türkiye’yi yeniden cazip hale getireceğini umuyor ama artık bunların yetmediğini göremiyor. Her şeyden önce içeride artan çatışma havasının önlenmesi, olağanüstü koşullardan geri dönülmesi, Batı ile ilişkilerin düzeltilmesi, demokrasidan uzaklaşma algısının geri çevrilmesi gerektiğini göremiyor. Asıl etkiyi yaratacak siyasi kararları alınmasını engelleyen unsur ise yaşanan Başkanlık süreci...

 

Haberin Devamı

VATANDAŞIN ZARARI

 

Hükümet doğru ve gerekli kararları almadığı gibi, bağımsız Merkez Bankası’nın piyasalara güven vermek açısından ne kadar önemli olduğunu da düşünemiyor. Bakanlar hâlâ Merkez Bankası ve faiz kararları hakkında konuşuyor ve bu nedenle Merkez Bankası kararlarına karşı baştan güvensizlik oluşuyor.

 

Buna karşılık Merkez Bankası doğruları yapıyor mu derseniz; yapamıyor ve bağımlı görüntüsünü haklı çıkaran kararlara devam ediyor. Çok daha önce alması gereken faiz artış kararını ancak geçen ay dolar paniği artınca alabildi.

 

Bugün alınacak kararı da yine aynı kapsamda değerlendirmek, faiz artışı gerektiği halde yapamayabileceğini hesaba katmak gerekiyor. TL’nin değerini, hamasi çağrılarla elindeki üç-beş kuruş dolarını satıp, bile bile zarar ettirilen vatandaş mı sağlayacak, sağlayabildi mi? Vatandaşlar ucuza sattıkları dolarları yerine koymak için, şimdi ceplerinden daha fazla TL çıktığını görmeyecekler mi? Ekonomiyi hamasi duygularla karar veren ya da başında bulunduğu kurumun parasını iyi yönetemeyen partili bürokratlar mı belirliyor, yoksa ekonomi yönetimi mi? Yani Merkez Bankası TL’nin değerini korumak için elindeki faiz silahını kullanmayı mı, yoksa vatandaşın dolar satıp zarar etmesini izlemeyi mi tercih edecek, hep birlikte göreceğiz.

 

Haberin Devamı

İşe müdahale etmezse, Türkiye ekonomisi yani halkın tümü zarar görüyor.

Yazarın Tüm Yazıları