Mutluluk takıntısı

Bence şunu anlamamız gerekiyor: “Mutluluk bir süreklilik hali değildir.”

Haberin Devamı

Bir insan sürekli mutlu olamaz. Gün içerisinde bir sürü hadise olur, kimisi sinirlendirir, kimisi ise üzer ya da hüzünlendirir. İnsanoğlu bir sürü duygu durumundan geçer, lakin en önemlisi hangi duyguda uzun süre kaldığınızdır.
Yani çoğunlukla mutlu musun? Çoğunlukla hüzünlü müsün? Hep mi sinirlisin? Hangi duyguda en uzun kalıyorsun? Bence bu soruların cevapları önemli. En genel duygu durumun mutluluk ise gayet güzel ama hayatının ya da gününün genelinde sinirli isen o zaman bir durup bakmak lazım. Gençlere hedef olarak sadece “Mutlu ol çocuğum” dersek, mutlu bireylerden çok sürekli bir uyaran arayan çocuklarla dolar etraf. “Yeni kıyafet alayım, mutlu olacağım”, “Dudaklarıma dolgu yaptırayım mutlu olacağım”, “Yeni bir ayakkabı modeli var, onu alayım mutlu olacağım...” Mutluluk objelere bağlı olamaz. Mutluluk bir duygu durumudur. O objelere ulaşmadan da mutlu musun, mesele budur. Sürekli mutluluk hali imkânsızdır ve dolayısıyla hedef huzurda kalmaktır bence.

Haberin Devamı

Mutluluk takıntısı

ERGENLERDE MUTLULUK/DEPRESYON

Modern çağda, ergenlik yılları genellikle zorluklarla ve karmaşıklıklarla doludur ve endişe verici bir önem kazanan yaygın sorunlardan biri de ergenlik depresyonudur. Pek çok gencin ruh sağlığıyla ilgili yaşadığı sessiz mücadelenin, özellikle eğitim yolculuklarında geniş kapsamlı sonuçları oluyor. Eğitimsel sonuçlarına girmeden önce, ergenlik depresyonunun dünya çapındaki boyutunu kavramak çok önemlidir. Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre depresyon, dünya çapında ergenler arasında hastalık ve sakatlığın önde gelen nedenidir. Son araştırmalar gençlerin yaklaşık yüzde 10-20’sinin zihinsel sağlık sorunları yaşadığını ve depresyonun en yaygın olanlardan biri olduğunu göstermektedir. Başlangıç genellikle 12 ila 18 yaş arasındaki gelişim yıllarında meydana gelir ve ergenliği müdahale için kritik bir dönem haline getirir.

ERGENLERDE DEPRESYONUN EĞİTİM HAYATINA ETKİLERİ

Haberin Devamı

Depresyonun çalkantılı sularında yol alan gençler, genellikle akademik uğraşlarının, amansız duygusal çalkantı dalgaları nedeniyle sekteye uğradığını görürler. Çok sayıda klinik çalışma, depresyon ile akademik düşük performans, devamsızlık ve yüksek okulu bırakma riski arasında güçlü bir bağlantı olduğunu ortaya koymuştur. Bunun sonuçları derin olabilir ve yalnızca mevcut akademik başarıları tehlikeye atmakla kalmaz, aynı zamanda gelecekteki eğitim ve kariyer fırsatlarına da gölge düşürebilir.
Journal of Adolescent Health dergisinde yayınlanan bir araştırma, depresif gençlerin konsantrasyon, hafıza ve karar verme konularında (akademik başarı için çok önemli olan temel bilişsel işlevler) zorluk yaşama olasılığının daha yüksek olduğunu buldu. Genellikle “beyin bulanıklığı” olarak adlandırılan bu bilişsel bulanıklık, öğrenme sürecinden kalıcı bir kopukluk duygusuyla boğuştukça, akademik performansın azalmasına yol açabilir.

Haberin Devamı

Mutluluk takıntısı

ERKEN BELİRTİLER VE BAŞLANGIÇ:

Ergenlik depresyonunun erken belirtilerini tanımak, zamanında müdahale için çok önemlidir. Her birey semptomları farklı şekilde gösterse de ebeveynlerin, öğretmenlerin ve akranların dikkatli olabileceği ortak göstergeler vardır. Akademik performansta değişiklik, sosyal aktivitelerden çekilme, uyku düzenindeki değişiklikler ve ısrarcı üzüntü veya umutsuzluk ifadelerinin tümü tehlike işaretleridir.
Önde gelen ergen psikiyatristi Dr. Sarah Johnson, erken teşhiste iletişimin önemini vurguluyor. “Gençler duygularını her zaman sözlü olarak ifade etmeyebilirler, ancak artan sinirlilik veya bir zamanlar zevk aldıkları faaliyetlere karşı ani ilgisizlik gibi davranış değişiklikleri, altta yatan bir sorunun göstergesi olabilir” diye belirtiyor. Gençlerle açık ve yargılayıcı olmayan konuşmalar yapmak, depresif belirtilerin tanımlanmasını kolaylaştırabilir.

Haberin Devamı

BAŞLANGICIN ÜSTESİNDEN GELMEYE YARDIMCI OLMANIN YOLLARI

1. Önleme ve erken müdahale, ergenlik depresyonuyla mücadelede çok önemli bileşenlerdir. Okullar ve topluluklar, zihinsel sağlığı geliştiren destekleyici ortamların yaratılmasında önemli bir rol oynayabilir. Eğitim kurumları, ruh sağlığı sorunlarını ortadan kaldıran, açık diyaloğu teşvik eden ve öğrencilerin yardım aramaları için kaynaklar sağlayan kapsamlı ruh sağlığı eğitim programları uygulamalıdır.

2. Dahası, empati ve anlayış kültürünü geliştirmek çok önemlidir. Öğretmenler ve ebeveynler, sıkıntı belirtilerini fark edebilecek ve destek sunarken proaktif davranabilecek bilgiyle donatılmalıdır. Okullarda güçlü bir destek ağı oluşturmak, ruh sağlığı uzmanlarını dahil etmek ve akran desteği girişimlerini teşvik etmek, savunmasız gençler için bir güvenlik ağı oluşturmada etkili stratejilerdir.

Haberin Devamı

3. Depresyon kök saldığında gençleri iyileşme yolculuklarında desteklemek için çok yönlü bir yaklaşım gereklidir. Psikoterapi ve ciddi vakalarda ilaç tedavisi gibi klinik müdahaleler genellikle tedavi planının bir parçasıdır. Bununla birlikte, bütünsel bir destek sisteminin sağlanmasında eğitimcilerin ve bakıcıların rolü de aynı derecede hayati öneme sahiptir.

4. Ruh sağlığı kaynaklarının akademik ortama dahil edilmesi çok önemlidir. Okullar, depresyonla boğuşan öğrencilerin benzersiz ihtiyaçlarını karşılamak için danışmanlık hizmetleri sunabilir, akran destek grupları kurabilir ve esnek öğrenme seçenekleri uygulayabilir. Ek olarak, zihinsel sağlık konusunda açık iletişimi teşvik eden bir atmosfer yaratmak, yardım arama konusundaki damgalamayı azaltır ve gençleri ihtiyaç duyulduğunda yardıma ulaşmaya teşvik eder.

5. Akademik ve terapötik müdahalelerin ötesinde, yaşam tarzı değişiklikleri gençler arasındaki depresyonun yönetilmesine önemli ölçüde katkıda bulunabilir. Dengeli beslenme ruh sağlığına bütünsel bir yaklaşımın önemli bileşenleridir. Çalışmalar, fiziksel aktivitenin, depresyon semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilecek “iyi hissetme” hormonları olan endorfin üretimini uyardığını göstermiştir.

6. Ayrıca uyku, duygusal düzenleme ve bilişsel işlevlerde önemli bir rol oynar. Sağlıklı uyku düzenleri oluşturmak, gencin genel refahını ve depresyonun yarattığı zorluklara karşı dayanıklılığını olumlu yönde etkileyebilir. Eğitimciler ve ebeveynler, sağlıklı yaşam tarzı seçimlerini teşvik etmek ve gençlerin refahını ön planda tutan bir ortam yaratmak için iş birliği yapabilir.

ŞUNU UNUTMAYALIM

Zamane gençlerinin başına gelmedik kalmadı. Pandemi, ardından seller, ardından depremler... Yurtlarından çıktılar, sonra geri gelmeye çalıştılar. Online eğitimler derken, neye nasıl adapte olacaklarını şaşırdılar. Bize düşen görev sevgi ve sabır biliyorum zor ama siz de olmazsanız bu çocuklar ne olacak...


GÜNÜN SÖZÜ

“Depresyonla ilgili olan şey bu: Bir insan, görünürde sonunu gördüğü sürece neredeyse her şeyden sağ çıkabilir. Ancak depresyon o kadar sinsi ve her gün artıyor, sonunu görmek imkânsız.
(Elizabeth Wurtzel, Prozac Nation)

 

 EĞİTİMDEN, BİLİMDEN, BAŞÖĞRETMEN’İN İZİNDEN AYRILMADIĞINIZ AYDINLIK GÜNLERİNİZ OLSUN.

Yazarın Tüm Yazıları