Yerel yönetimlere yazar derneklerine çağrımızdır

Reşat Nuri Güntekin’in Tekirdağ’da ‘Çalıkuşu’ romanını kaleme aldığı evi yandığı günden beri, edebiyatımıza yön veren diğer yazarlarımızın yaşadıkları evleri konuşuyoruz. Soru şu: Onları yeterince koruyor muyuz? Hürriyet olarak buradan yerel yönetimlere çağrımızdır: Gelin bu evleri birlikte koruyalım.

Haberin Devamı

İlk yapılacak iş yerel yönetimlerin şehirlerinde yaşayan yazarları tespit etmeleri. Büyük şehir kadar, ilçe belediyeleri de bu tespitte çok önem taşıyorlar.

Bütün dünyada yapılan çalışmalarda, orada yaşayan yazarlar, sanatçıların evleri, buraya ne zaman geldikleri, ne kadar yaşadıkları, neler yazdıkları kayda alınır.

Özellikle geldikleri şehirleri yazanlara ayrı bir yer verilir.

Yazar evleri denince sadece ona ait bir ev anlamını taşımaz, orada kiracı da olsa gene korunmalıdır.

Yerel yönetimlerin bu çalışmaları, mutlaka Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından da desteklenmeli, hatta bu çalışmalar için bir komite kurulmalıdır.

Evlerin düzenlenmesi yapılırken, mirasçıların da böyle onurlu bir projeye yardımcı olmalarını umuyoruz.

Bu tür çalışmalarda yazar evlerinin yapılamamasında bir neden de miras davalarının uzaması evin kime ait olduğunun ortada kalmasıdır.

Haberin Devamı

Yazar evleri kampanyamızın birçok önemli yanı vardır, hem onun anılması sağlanır, unutulmazlığına katkısı olur, hem de araştırma yapacaklar yararlanabilirler.

Ben gittiğim evleri unutmuyorum, üstelik yazarların çalışma yöntemleri, ev halleri konusunda da bilgi sahibi oldum.

Tanınmış, bu alanda işlevleri olan kurumların da bize katkıda bulunacaklarını biliyorum.

Prof. Dr. Metin Sözen’in başında olduğu ÇEKÜL, birçok kentte onarım yaptı, yazar evlerini biliyor.

Yazar dernekleri de o evlerle ilgili bilgi göndermelidirler, ayrıca bu evlerin durumu hakkında bir yazı hazırlamalıdırlar.

Yurtdışında olduğu gibi konuk yazarların, yabancı yazarların gelip çalışma yapmaları mümkün olmalıdır.

Üç yerde şimdilik konuk yazar evleri gördüm.

Biri İzmir’de, diğeri Bursa Nilüfer Belediyesi’nde ve Ordu’da.

Ben gittiğim birçok evin bugün ne durumda olduğunu bilmiyorum. Onları da gözden geçirmeliyiz.

Kaç evi ziyaret ettim:

Behçet Necatigil, Mehmet Seyda, Kemal Tahir, Yaşar Kemal, Tahir Alangu, Halikarnas Balıkçısı, Tomris Uyar, Turgut Uyar, Samim Kocagöz, Melih Cevdet Anday, Yaşar Kemal.

Fotoğraflar çekildiğinde yazılar da eşlik edecek.

Yerel yönetimlere yazar derneklerine çağrımızdır
Yaşar Kemal’in İstanbul Basınköy’deki evi.

Haberin Devamı

ÇOK sık gittiğim evlerden biri Yaşar Kemal’in Basınköy’deki eviydi.

Söyleşileri orada yaptım, evin bahçesinde yürüyerek çok konuştuk.

Romanların müsveddelerini o evde okudum, kurşunkalemle yazılmış notları orada gördüm. Güzel yemekler yedim.

Yeni aldığı uzunçalarları orada dinledim.

Uzun yürüyüşlere çıkardı, hiç kuşkusuz ben hiçbirine eşlik etmedim. Yürürken düşündüğünü sık sık tekrarlardı.

Rahmetli eşi Tilda Kemal de konuşmalar katılır, yemek hazırlanmasına nezaret ederdi. Bir de yurtdışındaki yayınları gösterirdi.

Sonraki ev ziyaretlerim, bilgi almalar Ayşe Semiha Baban’la oturduğu evde sürdü.

Elbette ev ziyaretlerinden sonra Yaşar Kemal bir balık lokantasına götürürdü.

Haberin Devamı

İki evin de ziyaretçisi olmam olağandı. Çünkü Yaşar Kemal’in bütün ödül törenlerinde bulundum.

Frankfurt Kitap Fuarı, Paris, Barcelona’daki ödül törenlerini izlemiştim.

Ayrıca onun hakkında birçok yerde konuşma yapmıştım. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Bilgi Üniversitesi’nde konuşalar yaptım.

Her yıl Türkiye İş Bankası’nın çocuklara kitap dağıttığı açılış konuşmasında birlikte konuşurduk.

Yerel yönetimlere yazar derneklerine çağrımızdırBedri Rahmi Eyüboğlu’nun 61 yaşında olan evi tamir edilmeyi bekliyor.

Bedri Rahmi Eyüboğlu, hem tanınmış bir edebiyatçı hem de bir ressam. Onun Cumhuriyet’te çıkan yazılarını okurdum. Sonra da bütün kitapları üzerine yazdım. Ağabeyi Sabahattin Eyüboğlu’yla, Eren Eyüboğlu ile mektuplaşmaları kitaplaştı okudum.

Şimdi dedesinin kitapları ve resimleriyle torunu ilgileniyor.

Haberin Devamı

Birçok kentte sergiler düzenliyor.

Yakından tanıdığım Eyüboğlu’nun torunu, arkadaşımız Bahar Çuhadar’a ev konusunda bakın ne demiş:

“Biz şu anda evi koruyoruz. Ama burası 61 yaşında bir bina. Çok sıkıntısı var. Eve su giriyor, boru patlıyor... Buranın müze yapılması için çalışmalar yaptık. Üç sene önce Anıtlar Kurulu’na gidip Cengiz Bektaş’ın çizdiği projeyi verdik. Yan taraftaki müştemilatı yıkalım, burayı korunması gereken işler için depo yapalım. Üstüne de 1.5 katlık çalışma, sergi, toplantı alanı yapalım dedik. ‘Yapamazsınız’ dediler. Müştemilat da korumada ama geleceğe sağlam kalması için bir şey yapamıyoruz. İş öyle kaldı. Buranın Bedri Bey’in evi olması önemli ama içindeki eserlerin korunması daha önemli. Korunaklı bir resim muhafaza yeri yapmak istiyordum. Anıtlar Kurulu burayı 2009’da korumaya aldı ama bu, korumak için bir şey yapıldığı anlamına gelmiyor. Sözde korunuyor. Biz burayı apartman yapmayalım diye korumaya aldılar sadece. Zaten apartman yapılmayacak. Evin müze olması için çok uğraştım ama o bütçeye ulaşamadım maalesef.”

 

Haberin Devamı

Yerel yönetimlere yazar derneklerine çağrımızdır
Yusuf Atılgan, Hacırahmanlı köyünde bu evde Anayurt Oteli'ni yazmış

Yusuf Atılgan çok okuduğum, çok sevdiğim bir yazar.

Onun kitabını okuduktan sonra İstanbul’a çağırdık, Laleli’de ilkokul hocam Emin Kutlu’nun binasının orta katında bir toplanma yeri vardı. Yusuf Atılgan orada birçok arkadaşla tanıştı. Daha sonra gerçekten iyi bir oyuncu olan Serpil Gence Atılgan ile tanıştı, evlendi.  

Oğlu Mehmet Atılgan, Hacırahmanlı köyündeki evler için şu bilgiyi verdi:

“Manisa’ya bağlı Hacırahmanlı köyünde iki ev var. Birinde Aylak Adam’ı yazmış. Bu evi aile daha önce elden çıkarmış. Şu anda bakımsız halde. Kimse yaşamıyor içinde.

Bu evin biraz ilerisinde Atılgan’ın daha sonra yaşadığı bir başka ev var. Burada da Anayurt Oteli’ni yazmış. Bu evin mülkü ailede. Şu anda kiracı var.

Manisa İl Kültür Müdürlüğü’yle görüştük, bakımsız haldeki evin kamulaştırılıp müze yaptırılmasını istedik. Ama bir sonuç alamadık. Aile olarak her iki evin de kamulaştırılıp ya da bir vakıf aracılığıyla müze yapılmasını çok istedik. Müze yapılırsa biz de içini Yusuf Atılgan’ın eşyalarıyla destekleriz. Seve seve.”

Yerel yönetimlere yazar derneklerine çağrımızdır

Fazıl Hüsnü Dağlarca evini müze ve kafe yapılması için Kadıköy Belediyesi’ne bağışlamış ölmeden önce. Sokak kendi adını taşıyor. Ancak vârisler bulunup bir karar alınamıyormuş, çünkü bazı vârisler yurtdışındaymış, tebligatın ulaşmadığı mirasçılar varmış. Şu anda tereke işlemleri sürüyormuş. Yazarın evden çıkan eşyası korunuyormuş.

Bahar Çuhadar’a, Kadıköy Belediyesi bir açıklamada bulunmuş:

Bir Edebiyat Haritası hazırlanıyormuş.

Ahmet Haşim, Kemal Tahir, Ömer Seyfettin, Nâzım Hikmet için çalışmalar yapılacakmış.

Yazar evleri konusunda bilgi vermek isteyenler için: sanat@hurriyet.com.tr

Yazarın Tüm Yazıları