Seçkin Türesay’ın ardından

Yılların arkadaşı, iyi gazeteci Seçkin Türesay da aramızdan ayrıldı.

Haberin Devamı

Seçkin’le dostluğum Yeni Gazete’de başladı. Ben sanat edebiyat sayfasını yönetiyordum, o da yazıişleri müdürüydü. Bazı akşamlar orada sohbet ederdik.

Basın dünyasındaki dostluklar, ayrı gazetelerde olsanız bile devam eder. Bir aralık Günaydın’a gitmiş, sonra yeniden Hürriyet’e dönmüştü.

Alçakgönüllü kuşaktandı, çalışanların hepsiyle dostluk kurmuştu, yöneticiliğin ceberutluğundan eser yoktu.

Haberin ardındaki gerçeği sezer ona göre değerlendirirdi.

Gazete içi ve gazete dışı birçok toplantıda buluştuk, sevgili eşi Nazan Türesay da bu dostluk halesi içindeydi.

Gazete günübirlik bir çalışmadır ama her sayı tarihe kalır, yıllar sonra kaynak olarak kullanılır.

Seçkin Türesay da gazeteciliğin bu yanını bilir, haberi de buna göre değerlendirirdi.

İşinde titiz, ilişkilerinde kibardı.

Haberin Devamı

Bir buluşmamızda anılarını yazacağını söylemişti, notlar alıyordu.

Çalıştığı ve yöneticilik yaptığı dönemi düşünürsek basın tarihine kaynaklık ederdi anıları.

Son olarak Seçkin’i Erol Simavi’yi anma töreninde görmüştüm.

Çalışma hayatından, hele gazetecilik gibi gündelik bir uğraştan ayrılmak zordur. O tempo yaşam biçiminiz olur. Bunun eksikliğini hissediyordu o da.

Artık ebedi istirahatgâhında.

Eşi Nazan’a, kızı Seçil’e başsağlığı diliyorum.

Seçkin de anılar galerimdeki yerini aldı.

Sevgiyle o yeri hep koruyacak.

KONSERVATUVAR AYNI BİNADA KALMALI

DÜN Hürriyet’te Fatma Aksu’nun haberini okumuşsunuzdur.

1927’de İtalyan mimar Umberto Ferrari tarafından hal binası olarak yapılan ve 1986’da İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı ve 1989’dan beri de İstanbul Şehir Tiyatroları Haldun Taner Sahnesi’ne de ev sahipliği yapan simge bina İBB tarafından restorasyona alınmış.

Hızlıca tamamlanması planlanan çalışmalar için, Haldun Taner Tiyatrosu geçici olarak Hasanpaşa Gazhanesi’ne, Devlet Konservatuvarı ise Göztepe’deki yeni yerine taşınacakmış.

Restorasyondan sonra bina Haldun Taner Sahnesi olarak kullanılmaya devam edecekmiş. Bu demek oluyor ki konservatuvar artık o simge binaya dönemeyecek.

Tarihi binaların restorasyonunu bir bütün olarak planlamalı. Devlet Konservatuvarı da o binayla bütünleşmiş bir kurumdur. Göztepe’de herhangi bir yer oranın müzik eğitimimizdeki yerini tutamaz. Geçmişinde anıları olmayan binalar benim ilgimi çekmez, yeni bir site evi gibi bakarım.

Haberin Devamı

Orada müziğimize emek veren o kadar çok ad var ki... Bırakın konservatuvarın oraya dönmemesini, mekânın tarihini simgeleyen adlara hatıra köşesi bile ayrılmalı.

O konservatuvarda okuyanlar, öğretmenlik yapanlar mekânın tarihine düşecek silinmez notlardır.

Haldun Taner’in ‘Sersem Kocanın Kurnaz Karısı’ndaki Münir Özkul’un repliğini unutamam. “Konuştuklarımız perde kapandıktan sonra bile devam eder, çünkü sözler perdeye asılı kalır” diyordu.

Konservatuvar için çok daha geçerli bir sözdür, notalar duvarlara siner, yeni bir öğrenci, yeni bir öğretmen kendinden önceki ustaların dünkü anılarıyla bugünü yaşar, yarına hazırlanır ve hazırlar.

Ayrıca Haldun Taner adıyla yaşayan binaya en yakışan dost da konservatuvardır.

Haberin Devamı

Umarım konservatuvar binası eski yerinde kalacaktır.

SANAL ŞİİR KİTAPLARI FUARI BAŞLADI

ŞİİR Derneği, Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü’nün desteğiyle 15–22 Mart arasında ‘Sanal Şiir Kitapları Fuarı’ düzenlendi.

‘Şiirsel Mesafe’ mottosuyla düzenlenen fuar şiir okumaları, imza günü söyleşilerle devam ediyor.

20 Mart, İmza Günü Söyleşisi: Alphan Akgül

21 Mart, İmza Günü Söyleşisi: Tuğrul Tanyol

‘Şair Evde’ bölümünde şairlerin evde çekilmiş fotoğrafları yayımlanacak. 

Yazarın Tüm Yazıları