Nazlı Eray kendini anlatıyor

Bu yıl TÜYAP Kitap Fuarı’nın ‘Onur Konuğu’ olan Nazlı Eray için, Faruk Şüyün bir kitap hazırladı.

Haberin Devamı

Kitabın adı Necati Tosuner’in “Sen bir uçurum kadar tehlikelisin ve bir uçurum gibi bunun farkında değilsin” cümlesinden esinle konulmuş:

‘Nazlı Eray - Başımda Kum Fırtınası Kalbimde Şelale’

Faruk Şüyün gerçekten çok emek vermiş, bir solukta okudum.

Nazlı Eray kendini anlatıyor

Kitap için Faruk Şüyün ne diyor:

“Saatlerce, günlerce konuştuk. O anlattı, ben dinledim. Bazen sorular sordum, bazen yorum yaptım. Büyülü, renkli, sürprizlerle dolu dünyaların yazarının bana anlatacak o kadar çok şeyi vardı ki bu kitap hiç bitmeyebilirdi.”

Ben yazarın konuşmalarından bazı bölümleri seçtim:

“Hayatı daha düzgün yapabilecekken içimdeki kendi fırtınama göğüs gerdim.”

Haberin Devamı

“O zamanlar Tepebaşı’nda, Şişhane Yokuşu’nda oturuyoruz. Okulla birlikte bende bir dünya patlaması oldu, olağanüstü bir şey. Sabahtan akşama kadar kimi bulsam okulumu anlatıyordum. İnsanları, çocukları, arkadaşlarımı, macuncuları, duvarları...

Çok sonraları yazacağım çocuk kitapları gibiydi... Beni büyülemişlerdi.

“Annem Şermin. İkdam gazetesi başyazarı Tahir Lütfi’nin tek kızı, dedem Bağdat sefiriyken İran Şahı Rıza Pehlevi’nin evlenmek için aracı gönderdiği o su damlası gibi genç kız... Bir çekmece dolusu zümrütle sefarete gelen görücü. Dedem vermiyor annemi İran Şahı’na.”

*

İstanbul’u bırakmak bir hata mı? Ankara’ya gelmek, yepyeni bir hayata başlamak.

Yıllar kaybettim, acılar çektim, belki de onlar beni ben yaptı. Ben şimdi çok mesut, çok optimist bir insanım. Beni öyle kolay kolay hiçbir şey, büyük söylememeyim, korkutmaz, yıkmaz. Dayanıklıyımdır, hastaneye gitmem. Bunlar, beni ben yapan şeylerdir.

Emek herkesin kolundaki saatte ayrı görüntüler olacak?

Pek tabii, dedi Roberto Cavalli, çünkü herkesin beyninde, belleğinde ve ruhunda iz yapan olaylar ve kişiler başkadır.

Doğru, diye mırıldandım. Peki şimdi kime ayarlı bu saat? Yani kimin ruhuna, kimin beynine ya da bilinçaltına ayarlı?

Sizin şu anki dünyanıza göre ayarladık bu maketi, dedi Roberto Cavalli.

Haberin Devamı

Gecenin çalkantılarla mahallenin üstüne düşüşü, yerlere dağılışı gecenin. Gecenin içindeki hıçkırıklar, kahkahalar. Gecenin içindeki içki şişeleri, gecenin içindeki uyku hapları, gecenin içindeki hastabakıcılar, gecenin içindeki gece kızları, gecenin içindeki ölüm. Her şey vardır gecenin içinde.

Aşk bir anestezi. Dünyanın en tatlı anestezilerinden biri. Böyle uykuya dalmak, bayılmak üzereyken duyduğun duygu. İçimde bir heyecan var, yaşamı daha renkli görmek var, iki haritanın birbirine yakışması var. Sen bambaşka biri olabilirsin, o bambaşka biri, fakat yollarınız kesişmiş.

Çok ülkede çok kent gezdim. Gezmek de bir nevi roman yazmak gibi. Yolculukları, yabancı bir şehrin gecesini çok seviyorum. Gecenin kadife bir pelerin gibi şehrin üstüne çökmesini izler, gece seslerini dinlerim. Otelde pencereyi açıp 15 – 20 dakika dışarı bakarım.

Haberin Devamı

Ben Türk edebiyatına değişik, başka bir soluk getirdim. O zamana kadar böyle şeyler yazılmamış, o zamana kadar böyle şeyler yapılmamıştı. Fakat bunlar bana çok doğal gelir, ben hep aynıyım, hep kendi çizgimdeyim.”

Yazarı daha yakından tanımak için bu kitabı okumalısınız.

(TÜYAP Yayınları)

Yazarın Tüm Yazıları