Cahit Tanyol’un ardından

Cahit Tanyol’la iki kez karşılaştım. Biri Altın Kitaplar Yayınevi’nde, ikincisi de rahmetli dostumuz Melisa Gürpınar’ın davetinde.

Haberin Devamı

Elbet bir sosyoloji profesörünün o alandaki kitaplarından Altın Kitaplar Yayınevi’nin yayımladığı ‘Çankaya Dramı–Silahlı Ordu/Silahsız Ordu’ kitabını okudum.

Osmanlı İmparatorluğu’ndan Cumhuriyet’e kadar yaşanan siyaseti öz biçimde okura iletmişti. Bizim gündelik siyasal, toplumsal olaylara bakışımızın temelini oluşturacak saptamalarda bulunuyordu.

Kitabı kime ithaf etmişti:

“Bu kitabımı Silahsız Ordu’nun emekçisi Eşim Fethiye Tanyol’a armağan ediyorum.”

Uzaktan kurduğum yüzeysel bir bağı yazabilirim. Ordunun yeri konusunda düşünceleri Kemal Tahir’in ‘Yorgun Savaşçı’sını anımsatıyordu. Romanda okuduklarımı Cahit Tanyol bilimsel alana taşıyordu.

İki cümlesini seçtim kitaptan: “Yeniçeriler padişahı değiştirebilir ama yeniçeri ağası padişah olmayı aklından geçirmezdi.”

Haberin Devamı

Kitap aşağıdaki paragrafla bitiyor: “Oysa ne Türk devlet geleneği, ne de halk orduyu kışlanın dışında görmeye yatkındır.”

*

CAHİT TANYOL, Yahya Kemal Beyatlı’nın yakın çevresindendi. Onun üzerine bir kitap da yayımladı:

‘Türk Edebiyatında Yahya Kemal

İnceleme ve Anılar’ (Remzi Kitabevi).

Önsöz’ün altındaki ilk yazı: ‘Yüzüncü Doğum Yılı Anısına’.

“Bu kitabın içindeki yazılardan bir bölümü Yahya Kemal’le tanışmak mutluluğuna erişti. O günden bugüne benim sosyal, politik ve ekonomik  düşünce ve yargılarım değişti. Örneğin Türkiye’nin sorularına yanıt ararken Marx’çı toplum ve devlet görüşünün kurtarıcılığına inançlarımda büyük bir pay ayırdım. Ama bu beni hiçbir zaman Nâzım Hikmet’in ideolojik bir amaç taşıyan şiirlerini sevmeme ve savunmama götürmedi. Nâzım Hikmet’in çağımızın en büyük şairi olduğundan kuşkum yoktur.”

Tanyol, şair olduğu için, şiir üzerine düşünceleri değer taşıyor, şiirlerini ‘Son Liman’da topladı.

Bu görüş, nesnelle öznelin bir arada yaşayışını gösterir. Nesnel olarak Nâzım Hikmet’in şiirini övüyor ama öznel olarak da o tür şiiri benimseyemediğini belirtiyor.

Tanyol, iyi şiir için katı ölçütler koymuyor, aksine dengeli bir beğeni sistemini öneriyor.

Yahya Kemal Beyatlı’nın ‘Kocamustafapaşa’ ve ‘Süleymaniye’de Bayram Sabahı’nı beğenenlerin Nâzım Hikmet’in ‘Şeyh Bedreddin Destanı’nı da beğenmeleri gerektiğini söylemesi, iyi şiirin farklı eğilimlerde kendini ortaya koyduğu gerçeğini vurguluyor.

Haberin Devamı

Kitap aşağıdaki bölümlerden oluşuyor:

  1. Yahya Kemal’in Şiirimizdeki Yeri
  2. Yahya Kemal ve Şiire Dair

III. Yahya Kemal’in Ağzından Yahya Kemal

  1. Yahya Kemal’li Günler

Cahit Tanyol’un Yahya Kemal kitabını sadece bir şairin şiiri üzerine yazılmış bir kitap olmadığından okunmasını salık veririm.

Şairin egosantrikliği, başka şairlere karşı tutumunun yer aldığı satırlar, onu yakından tanımamızı sağlar.

Hiçbir şairin de çevresinde bu kadar önemli kişiler toplanmadı.

Çevresinde olanların anlattıkları, anılar toplamı şair Yahya Kemal’den çok insan Yahya Kemal’in portresini çiziyor.

Şiirlerinden birkaç dize:

“Bu gece yarısı sokaklardayım

Ellerimi arıyorum

Boş ver

Avuçlarında unutmuş olacağım.”

‘Sonsöz Yerine’nin son paragrafı şu: “Türkçede gerçek şiir yitirilmedikçe, hiçbir kuşak Yahya Kemal’i atlayarak bir yere varamaz.

Haberin Devamı

Zaman zaman, ancak çevresini kuşatan övgülerden bir şeyler alıp götürebilir.

O, Türkçenin Puşkin’idir.”

*

BAŞTA oğlu Tuğrul Tanyol olmak üzere ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.

 

Yazarın Tüm Yazıları