Şu vize meselesi

Diğer kızı kardeşini görmek için vize başvurusu yapmış.
Uzun süreli ve çok giriş çıkışlı vize talebinde bulunmuş.
Neyse günler, haftalar beklendikten sonra kabul için telefon gelmiş.
Sonra yine günler sonra vizesi onaylanmış.
Pasaportu aldıklarında şok yaşamışlar.
Çünkü vize bir günlük verilmiş.
Evet; yanlış yok...
24 saatlik bir vize...
Artık başka bir dünyada yaşıyoruz.
İnsanlar doğdukları şehirlerde, hatta ülkelerinde de yaşamıyorlar.
Globalleşen dünyanın en önemli özelliklerinden biri de bu işte...
Bir Türk Amerika’da yaşayıp çalışabiliyor; bir Fransız Türkiye’de, İstanbul’da görev yapabiliyor.
Ve bu çok doğal...
Aileler çocuklarını görecek; iş yapanlar çok uzaklara gidip yaptıklarını anlatacak.
Ve insanlar merak ettikleri yerleri gidip görecek.
Bundan daha doğal ne olabilir ki...
Bugün bunları konuşuyor olmak inanın insana zor geliyor.
Türkiye ile Avrupa arasındaki tarihsel ilişkiler de gösteriyor ki aramızdaki bağlar çok güçlü...
Ve de kıymetli...
Türkiye ürettiğini en çok Avrupa’ya satıyor, Avrupa da giderek Türkiye’nin önemini daha iyi anlamaya başladı.
O yüzden şu vize meselesini oturup konuşmak lazım.
Bana biri 1 günlük vize olayını bir anlatsın.

Rehine takası iyi haber

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler 77. Genel Kurulu için New York’taydı. Amerikan PBS kanalının konuğu oldu ve bana göre çok önemli bir açıklamada bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya-Ukrayna savaşı konusunda, “Şu anda 200 rehinenin takası konusunda bir mutabakat sağlandı. Bu güzel bir gelişme. Çünkü bu rehinelerle birlikte orada çok çok önemli bir adım atılmış oluyor” dedi.
Avrupa’nın ortasında bir kriz, bir savaş var.
Ve öyle gösteriyor ki, bu devam edecek bir süreç...
Sıcak savaş bitse de; soğuk kısmı uzun sürecek.
Rusya ile dünya arasındaki enerji krizleri de bitecek gibi değil.
O yüzden Türkiye’nin oynadığı rolü iyi izlemek gerekir.
Şu rehine takası savaşın başladığı günden bu yana gelen en iyi haber bence...

Bunu bir fırsata dönüştürelim

ENERJİDEKİ sıkıntılar Avrupa’yı düşündürüyor.
Medyadan takip ediyorum; kışa birçok tedbirlerle girecekler.
Türkiye bu açıdan da bir avantaj sunuyor.
Özellikle Antalya’daki otellerin büyük bölümünün kışın da dolu olduğu söyleniyor.
21 günlük uçak dahil 550-600 euro arasındaki fiyatları ben de az bulanlardanım.
Hatta sudan ucuz bile denebilir.
Ama şunu da unutmamak gerekir.
Otellerin çoğu kışı kapalı geçiriyorlardı.
Buralarda çalışanlar da evlerine dönüp yazı bekliyorlardı.
Bu bir devamlılık sağlayabilir.
Türkiye turizm stratejisini mutlaka çeşitlendirmeli, kuvvetlendirmeli ve uzun vadeli planları devreye sokmalıdır.
Türkiye’yi anlatmak için bu birkaç yılı fırsat olarak görelim.
Ama rakamları yukarı, turizm gelirlerini de katlayarak büyütmeliyiz.
Türkiye hizmet sektöründe dünyanın birçok ülkesinden daha iyi...
Üstelik tesislerimiz yeni, alternatiflerimiz çok...
Daha iyisini yapabiliriz, yapmalıyız da...

Kovid bitti mi bitmedi mi?

ABD Başkanı Biden “Kovid 19 salgını bitti” şeklinde bir açıklama yaptı.
Avrupalı meslektaşları hemen karşı çıktı, “Bizde devam ediyor” dediler.
Ben etrafıma bakıyorum.
Burnu akan, boğazı ağrıyan kimse eskisi gibi gidip test yaptırmıyor.
Büyük ihtimalle birçoğu kovid 19 geçiriyor.
Bir de maskeler ortadan kalkınca grip vakaları da artamaya başladı.
Ben toplu yerlerde hala maske takmaya devam ediyorum. Örneğin geçen gün uçağa binerken maske istedim, verdiler.
Birkaç kişi dışında uçakta maske takanın olmadığını fark ettim.
Hatırlatma dozları tanımlandığında gidip aşı oldum. Hak yine verilirse yine gider olurum.
Ama söyleyeyim.
Test olup kovid olduğunu öğrenen çok da arkadaşım olduğunu söylemeliyim.