Şimdi demokrasimizi güçlendirme zamanı

CUMHURBAŞKANI Erdoğan geçenlerde şöyle bir açıklama yaptı.

Haberin Devamı



“Kendimizi başka yerlerde değil, Avrupa’da görüyor, geleceğimizi Avrupa ile birlikte kurmayı tasavvur ediyoruz...”
Katılıyorum.
Türkiye’nin dünyaya bakışı her zaman batılı olmuştur.
Geçmişimiz de, devlet geleneğimiz de bunu söylüyor.
Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecine şöyle bakıyorum.
Türkiye’nin eksikleri elbette var. Yerine getirmediği birçok kriter de olabilir.
Ama Türkiye’nin eksiği ne kadar varsa Avrupa’nın da olduğunu düşünenlerdenim.
Süreç öylesine uzadı, istekler listesi o kadar değişti ki; Türkiye’nin de motivasyonu düştü.
30 yıl öncenin anketleri Türk insanının Avrupa Birliği konusundaki samimiyetini net gösteriyordu.
Büyük çoğunluk AB’den yana oy kullanmıştı.
Şimdi benzer anketler yapılsa sonuçların ne olacağını herkes gibi ben de merak ediyorum.
Bana göre konu Avrupa Birliği’ne girip girmemek de değil.
Önemli olan Türkiye’nin demokrasi kriterlerini Avrupa’nın da üzerine çıkarmaktır.
Her zaman söylüyorum.
Ben Türkiye’nin geleceğine inanan insanlardanım.
Ekonomide büyük sıçramalar yaptık, üreten bir sanayimiz var. Bütün eksiklerine rağmen işleyen bir demokrasimiz de var.
Şimdi sıra bunu daha da güçlendirmeye geldi.
Avrupa istediği için değil, AB liderler zirvesinde konuşulduğu için değil.
Kendimiz için, insanımız için, geleceğimiz için...
Daha fazla demokrasiyi güçlü Türkiye için istemeliyiz.

Haberin Devamı


“Bana bir şey olmaz” demeyin

GEÇEN hafta sevdiğim iki insanı koronavirüse kurban verdik.
İlki Altay’ın eski başkanlarından Tuğrul Koparan’dı.
İkincisi de medya dünyasının yakından tanıdığı Mehmet Dinge...
Koparan 68, Dinge 53 yaşındaydı.
İkisinin de bildiğim öyle kronik rahatsızlığı yoktu.
Tuğrul Koparan’ı sporseverler daha yakından tanır.
Gerçekten çok renkli biriydi.
Özü, sözü birdi.
Sporcu geçmişi olduğu için de her zaman diri, güçlü görünürdü.
Ama virüs onu da aramızdan aldı.
Üzgünüm...
Mehmet Dinge de hoş sohbeti olan, herkes tarafından sevilen, dost canlısı biriydi.
Çok dertleştiğimiz olmuştur.
İkisine de Allah’tan rahmet, sevenlerine başsağlığı diliyorum.

Haberin Devamı


İkinci çevre yolunu
gündeme almalıyız

İMKANI olan kendine bir araba almaya çalışıyor. Pandemi uzunca bir süre toplu taşımayı etkileyecektir. İnsanlar doğal olarak otobüslere, tramvaya, metroya binmekten çekinecektir.
Zaten araç fiyatları çıldırmış durumda. İkinci elde fiyatlar sıfırlarına yaklaştı.
Bu doğal olarak merkez trafiğini de olumsuz etkiliyor.
İnanın bu pandemi etkisi uzun yıllar devam edecektir.
Diyorum ki;
Gündemimizde ikinci çevre yolu vardı.
Fizibilitesinin bittiğini biliyorum.
Bu dönemde hiç vakit kaybetmeden bu projeyi gündeme almalı İzmir...
Yoksa yakın bir gelecekte kent merkezinden geçmek, bir yere gitmek çok zor olacak.


Kış nüfusu artan turizm
merkezlerine bütçe lazım

Haberin Devamı

BAKIN pandemi birçok alışkanlığı değiştirdi, değiştirecek de... Bodrum’un kış nüfusu 200 binlerden 400 bine çıkmış durumda.
Bu durum elbette esnafı mutlu ediyor ama Bodrum’da görev yapan memurları zor durumda bırakıyor.
Besa Grup Satış Ve Pazarlama Koordinatörü Şule Alp, “Öncelikli korona nedeniyle sezon geç başladığı için esnaf iş yapmamıştı. Burada yaşamaya devam edenler nedeniyle onlar için sezon hiç kapanmamış gibi devam ediyor şimdi. Esnaf bu durumdan çok memnun. Ancak memurlar için hayat zorlaştı. Çünkü ev ve arsa ücretleri artınca bir kısmı merkezden uzak ilçelere yönelmek zorunda kaldılar. Normalde kısa mesafede işlerine gidebilecekken şimdi minibüs, özel araç kullanıyorlar. Bodrum’un sakin yaşantısını seven insanlar da kalabalıklardan şikâyetçi. Bodrum Belediyesi de genel bütçeden daha fazla pay almak için Bodrum’da yaşamaya başlayan insanların ikametlerini aldırmaları için kampanya yapıyor” diyor.
Bu konuyu defalarca yazdım.
Türkiye’de Bodrum gibi yerler var.
Çeşme, Marmaris, Fethiye, Ayvalık gibi yerler artık kışın da kalabalık olacak.
Ama mevcut bütçelerle buraları yönetmek zor.
Turizm beldelerine özel bütçe yapmanın zamanı geldi.

Haberin Devamı


Seyircisiz maça
alışamadım

BEN seyircisiz spor karşılaşmalarına alışamadım.
Kendimi ne kadar motive etsem de; bir süre sonra kopuyorum.
Biliyorum bu yıl yapacak bir şey yok.
Ve önümüzdeki sezona kadar maçları seyircili izlemeyeceğimizi biliyorum.
Yine de kendimi ikna edemiyorum.

Yazarın Tüm Yazıları