O coşku bize iyi geldi

ANKARA’dan gelen birkaç dostumla; tam da 9 Eylül günü bir kent turu attık. İzmir’in 9 Eylül’leri güzel olur.

Haberin Devamı


Yine öyleydi.
Ki pandemiye rağmen sokaklar dopdoluydu.
Bir arkadaşım yanımıza geldi.
Trafikten, kalabalıktan, otoparkların doluluğundan şikayet etti.
Haklıydı.
Gerçekten de son yıllarda İzmir’in trafiği felç gibi, sokaklar dolu, otopark bulmak çok zorlaştı.
Bunlar için mutlaka bir şeylerin yapılması gerekir.
Ankara’dan gelen dostum dedi ki;
“Benim bir itirazım var. İnanın İzmir’e geleli daha 24 saat olmadı. Ama ruhumun dinlendiğini hissediyorum. Uçaktan indiğimde daha gergin ve stresliydim; şimdi kendimi çok daha iyi hissediyorum. O kalabalık bana iyi geldi, o sokakların coşkusu içimi ısıttı. Bence şikayet etmeyin...”
Başkentten gelen arkadaşlarıma hep takılıyorum.
“Hayat siyaset ibaret değil” diye...
Bana hak veriyorlar ama Ankara’nın gündemi siyasetin dışına çıkılmasına izin vermiyor işte...
Bazen benim de şikayet ettiğim şeyler oluyor.
Ama ben İzmir’in demokrasi ve hayat sevincini her zaman değerli buluyorum.
Arkadaşlarımla önce Dünya Belediyeler Birliği Kültür Zirvesi için Kültürpark’a gittim.
Ardından Alsancak’a, Kordon’a doğru yürüdüm.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da Kordon’a gelmişti.
Sonra İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de konser için giriş yaptı.
Pandemiye rağmen o kalabalık, o coşku, o heyecan bize, hepimize iyi geldi.

Haberin Devamı

O coşku bize iyi geldi

O coşku bize iyi geldi


Hayatı bir bütün yapmak için

DÜNYA Belediyeler Birliği (UCLG) Kültür Zirvesi’nin açılış konuşmaları önemliydi.
Örneğin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in şu sözlerine katılmamak mümkün değil.
“Ben kültürü, bir binayı bir araya getiren harç veya bir ağacın kökleriyle dallarını birleştiren su damlaları gibi görüyorum. Yaşamlarımızda her ne yapıyorsak, bilim, sanat, spor, bilim veya siyaset. Hiç fark etmez... Kültür bunların tümünün içinde var. Kültür, tüm bunları bir arada tutan harç, yaşamın öz suyu. Biraz bile eksilse, yaşamın içindeki uyum da bozuluyor. Hayat bir bütün olmaktan çıkıyor. Tek tek parçalarına ayrılıyor. Dolayısıyla yalnızca sanat değil, bilim, siyaset, spor ve yaşamın tüm alanları kültürün omuzlarında yükseliyor. Kültürü yalnızca sanata indirgemek ve onu sınırlamak yaşamdaki her şeyin ve elbette bizatihi sanatın gelişimine de bir engel teşkil ediyor. Kültürün olmadığı yerde ilerleme sanatı bilimden, bilimi siyasetten ve siyaseti gerçek hayattan ayırıyor. Hatta daha kötüsü, kültürsüz bir ilerleme bencil ve maskülen aklı güçlendiriyor ve yüceltiyor. Kültürsüz bilim olmaz. Olursa, atom bombası olur. Kültürsüz şehircilik olmaz. Olursa, sel olur, afet olur. Kültürsüz ekonomi olmaz. Olursa açlık olur, iklim krizi olur. Kültürsüz siyaset olmaz. Olursa, savaş olur, yıkım olur. Bu nedenle, başka bir kültür tarif etmeden, yeni bir gelecek inşa edemeyiz...”
Altına imzamı atıyorum.

Haberin Devamı


Egeli ve Akdenizli olmak
insanın içini ısıtıyor

DÜNYA Belediyeler Birliği Kültür Zirvesi’nde dikkatimi çeken bazı notlar vardı. Örneğin Ege ve Akdeniz’in insana heyecan verici, yaşam sevinci katan özelliklerinin öne çıkarılması konuşuldu. Gerçekten de öyle değil mi? Bir Ege kıyısında, kasabasında kendinizi daha iyi hissetmiyor musunuz? Bir Akdeniz ülkesine gittiğinizde kendinizi evinizde gibi hissetmiyor musunuz? Şahsen ben bu duyguları çok kuvvetli hissediyorum.


O kadar doğru ki

KÜLTÜR ve Turizm Bakan Mehmet Nuri Ersoy önemli bir konuşma yaptı.
Dedi ki;
“Kültür bir ayrışma noktası ve farklılık olmanın çok ötesine uzanan bir kavram. Kültürün ülkelerin ekonomik kalkınmasında, bilimden teknolojiye, sosyal hayattan eğitime kadar toplumların yükselmesinde güçlü bir etkisi var. Kültür, küreselleşmenin negatif etkilerini azaltmada en önemli etken olma potansiyelini taşıyor.”
O kadar doğru ki...

Haberin Devamı

O coşku bize iyi geldi

Yazarın Tüm Yazıları