Koronavirüs bundan sonra bir deneydir

“Koronavirüs bir deney olarak başlamadıysa bile artık bir deney haline gelmiştir!”
Birçok kurgu, senaryo var.
En çok duyduğumuz ise virüsün bir laboratuvarda hazırlanıp yayıldığına dair...
Bir de çok önceden filmlerle hazırlanmış, egzersiz edilmiş senaryolar...
Ben kurgulara oldum olası inanmam.
Çünkü çok karmaşık gibi gözüken birçok olayın arkasında oldukça basit cevaplar vardır.
Tarih bunun gibi binlerce olayla doludur.
O yüzden değerli dostum Reşat Kutucular’ın sözüne daha yakın duruyorum.
Koronavirüs bundan sonra bir deney haline gelmiştir.
Bu deney nedir?
Bence insanlığın doğayla, çevreyle, alışkanlıklarıyla, günlük hayatıyla sınavıdır.
İflah olmaz iyimserliğim bardağın her zaman dolu tarafından bakmamı sağlar.
İnsanoğlu gerçekten de müthiş işler yaptı.
Sanayide, teknolojide, bilimde, tıpta olağanüstü şeyler oldu.
Şimdi dijitalleşmeyi, yapay zekayı konuşuyoruz.
Ben geleceğin dün kadar renkli ve ilginç olacağını düşünüyorum.
O yüzden korona günlerini bazen evde, bazen işte yaşarken kendi adıma özeleştiriler yaparak geçiriyorum.
Aslında bu alışkanlığımı çok uzun yıllar önce edindim.
Biriktirmeden, içimde saklamadan, ihmal etmeden, ertelemeden her gece yatağıma yattığımda yaptım.
Özeleştiri çok değerlidir.
Belki de korona günleri insanlığa bu fırsatı verdi.
Bundan sonrası bizim için bir deneydir artık...

 
Bundan sonra neler olur
neler değişir hayatımızda

REŞAT Kutucular ile hep ufuk turu yaparız.
Korona günlerinde değil, çok önce başladık bu egzersizlere...
Kutucular; “Kovid 19’dan sonra neler olabilir?” sorusuna kendine göre cevaplar verdi.
“Mesela ben evlerdeki kütüphanelere yeni dönemle ilgili kitapların eklenebileceğini düşünüyorum. Önümüzdeki dönemde gözetim altında olacağımız da bir gerçek. Daha çok, daha yakından, daha detaylı izlenmemiz. Özgürlük alanımızı, kişisel bilgilerimizi sağlık için feda etmek zorunda kalmamız” diyor.
Bence haklı...
Örnek mi?
Geçen gün alışveriş için evden çıktım. Biraz oyalandım da... Bu arada cep telefonuma bir mesaj geldi.
“İzolasyon bölgenizin dışına çıktığınız tespit edildi. Herkesin iyiliği için lütfen evinizde kalmaya devam edin” yazıyordu.
Çok hoşuma gitti.
Sağlık Bakanlığı’nın Pandemi İzolasyon Takip Projesi’ni hayata geçirdiğini biliyordum.
Mesaj telefonuma gelince aslında çok mutlu oldum.
Birçok kişi bu mesajla geri adım atabilir evine dönebilirdi.
İşte korona günleri sonrası böyle gelişmeler olacak.

 
Post-kovid dönemine hazırlık

DENİYOR Kİ;
“Yerelleşme ve kendine yetebilme” dönemi geliyor.
Uzun zamandır yerel olanın daha değerli olduğunu konuşuyorduk.
Belli ki korona salgını kontrol altına alındığında herkes elindekilerin neler olduğuna bir kez daha bakacak.
Ben Türkiye’nin bu açıdan önemli avantajları olduğunu düşünüyorum.
Yerellik önem kazanacaksa, kendine yetebilme öne çıkacaksa Türkiye ve özellikle Ege Bölgesi yıldız olur.
Biraz bu konulara kafa yoralım.

İki gün için
bu panik niye?

HAFTA sonu için sokağa çıkma yasağı ilan edildiği dakikalarda her yerden benzer görüntüler geldi. Alışveriş için sokağa çıkan insanlar, panikle yer değiştiren kalabalıklar, birbirlerini yiyen gruplar... Herkes gibi bende “Bir çuval inciri berbat ettik” dedim. Arkadaş, bu panik niye, bu sorumsuz davranışlar niye? Sadece iki günlük sokağa çıkma yasağı... Bir hafta olsa ne olur. Zaten gidişat böyle bir tedbiri göstermiyor muydu? İyi götürdüğümüz bir süreci hep birlikte bozduysak, çok üzülürüm. Ne olur biraz daha soğukkanlı olalım.
 

Bu akşam Bocelli konseri var

BU gece saat 21.00’de televizyonumun değil YouTube’un karşısına geçip İtalyan tenor Andrea Bocelli konseri izleyeceğim. Konser, koronanın belki de dünyada en etkili olduğu merkezlerden biri Milano’da olacak.
Bu sürecin bendeki en pozitif yanı online konserleri takip etmem oldu.
Bazı sanatçıların internet üzerinden konserlerini biliyordum ama takip etmem bu günlere denk geldi.
Elbette Bocelli şarkılarını söylerken Milano’da olmak isterdim ama yine de evimde, ekranın karşısında büyük keyif alacağımı çok iyi biliyorum.
Siz de kaçırmayın.