Koronasız günleri iple çekiyorum

BİRKAÇ hafta sonra normal hayata döneceğimizi bildiğimiz için online toplantılar, konferanslar, buluşmalar bize anormal gelmiyor.

Haberin Devamı

 

Peki bu süre biraz daha uzun sürse ve önümüzde belirsiz bir tablo olsa hoşumuza gider miydi?
Benim gitmezdi.
Ne de olsa İzmirliyiz, Egeliyiz, Akdenizliyiz.
Sokakta olmayınca insan bir şeyleri kaçırıyor gibi geliyor.
Uzun masalar, uzun sohbetler olmayınca hayat anlamsız hale geliyor.
Eş, dost, akraba, aile içiçe, yan yana olmayınca insan rahat edemiyor, özlüyor.
Ben öyleyim örneğin...
Kurallara sıkı sıkıya uyarak, mümkün olduğunca evde kalarak, işleri aksatmadan ama önümüzdeki günleri hayal ederek kendimi motive ediyorum.
Yine her zaman olduğu gibi sporumu, yürüyüşlerimi aksatmıyorum.
İyi olan bu dönemde pilatese de başladım.
Beğendiğim birkaç spor hocasının Youtube kanalına abone oldum, onları izleyerek pilates yapıyorum.
Haftada beş gün iki öğün kuralımı da çiğnemiyorum.
Yani hafta sonu kendimi biraz şımartarak kilomu da kollamaya çalışıyorum.
Onun dışında işe gider gibi kalkıyor, bilgisayarımın başına oturuyor, arkadaşlarımla online gazeteyi yapıyoruz.
Oluyor mu, oluyor.
Yapılıyor muymuş, yapılıyormuş.
İşler yürüyor muymuş, yürüyormuş.
Ama siz de eminim benim gibi düşünüyorsunuz.
Bir aradayken, yüz yüzeyken, göz gözeyken her şey bambaşkaymış.
Ben eskiyi hayal ederek kendimi motive ediyorum.
Ve koronasız günleri iple çekiyorum.

Haberin Devamı


Futbolda da fabrika
ayarlarına dönelim

KORONALI günlerde bitirdiğim dizilerden biri de Netflix’teki English Game dizisiydi.
Okan Can güzel bir yazı yazmış, benim de düşüncelerimi aktarıyor.
Dizi kurallarını asillerin koyduğunu fakat değişmesine işçilerin sebep olduğu futbolun, sadece futbol olmadığını ortaya koyuyor. Sınıf mücadelesinin en sembolik oyunlarından olan futbol, paranın girmesi ile beraber yüzyıllık gelişimiyle acımasız bir makineye dönüşüyor. Dizi futbolun unutulan değerlerini anlatması açısından bana da çok ilginç geldi.
Can’ın yorumuyla aktarayım.
“Futbolun doğuşuna kadar işçi sınıfının sermaye sahipleriyle aynı masada olma imkanı yokken, topla işçilerin ve yoksulların aynı sahada, ilk defa kazanabilmesine fırsat tanıdı futbol. Bugün devasa bir endüstri ve eğlence olan futbol, yüzyıl önce yumuşak bir güç olarak insanlara umut oldu. Savaş ve yokluk zamanların en sert günlerinde, bir futbol topunun romantizmine tutundu milyonlar.”
Futbolun arkasında önemli bir felsefe var.
İşte o felsefe; mali kaynaklarla biraz bozuldu.
Üstelik fanatizm futbola olan ilgiyi da azalttı.
Korona salgını birçok alanda olduğu gibi futbol endüstrisini de etkileyecek.
Diyorum ki;
Özümüze, fabrika ayarlarına geri dönmeliyiz.
Altyapıya önem vermeli, gençlerimize fırsatlar tanımalıyız.

Haberin Devamı

 
Ticaret Gazetesi 79 yaşında

BU hafta Ticaret Gazetesi 79’uncu yıldönümünü kutladı. Bir gazetenin 79 yıldır her gün, İzmir’den bütün Türkiye’ye gitmesi kolay bir iş değildir.
Türkiye’nin kesintisiz günlük yayınlanan en eski üçüncü gazetesi...
Bir dünya savaşı, askeri darbeler, onlarca krizi görmüş, sütunlarına haberlerini vermiş bir gazete...
Ve kovit-19 günlerinde de yayında...
Ticaret Gazetesi’ni kuran Süha Sükuti Tükel’i rahmet ve saygıyla anıyor; yayına devam ettiren Ahmet ve Cemal Tükel’e teşekkür ediyorum.

 
Bu heyecanı bu sefer
evlerimizde yaşadık

ANITKABİR 23 Nisan’larda, 19 Mayıs’larda, 10 Kasım’larda dolar taşar. Korona salgınından dolayı herkes bu sefer evindeydi. Ama kalplerimiz, ruhumuz yine orada, Anıtkabir’deydi.
Sosyal medyada geçen yıldan kalan görüntüler, fotoğraflar vardı. Bir tanesi çok hoşuma gitti. Adana’dan Anıtkabir’e gelen birine “Neden geldiniz” diye soruyorlar. Cevabı “Bir insanın nasıl ölümsüz olduğunu görmeye geldim” diyor.
İnsanlar ölür fikirler ölmez.
Atatürk’un fikirleri daima bize yol gösterecek, Atatürk sevgisi içimizde hep olacak.

Haberin Devamı

 
Bir çocuğun gözlerinden
daha etkili şey yoktur

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan’ın 23 Nisan konuşmasının girişi “Bir çocuğun gözlerinden daha değerli, anlamlı hiçbir şey olamaz” diye başlıyor. Ben de aynı görüşteyim. Bir çocuğun gözleri beni her zaman çok etkiler. Ne karamsarlık, ne umutsuzluk o gözlere baktıktan sonra kalmaz. Çocuklarımız, gençlerimiz için hayal etmeye, bu ülkeyi yüceltmeye devam edeceğiz.

Yazarın Tüm Yazıları