İçerik kral olmaya devam edecek

KORONALI günlerde çok sayıda kitap, makale ve yorum okuyorum.

Haberin Devamı

 


Galiba önümüzdeki iki haftayı daha çok evden gazete yaparak ve okuyarak geçireceğim.
Geçenlerde de yazmıştım.
Sosyal medya çıkınca herkes başımıza gazeteci kesildi.
Şikayetim yok...
Sosyal medya aracılığıyla takibe aldığım birçok insandan çok şey öğrenmeye başladım.
Ama şöyle bir hava oluştu bizim ülkede...
“Artık yazılı medya okunmuyor, bu gazetelerin dijital platformları da takip edilmiyor...”
Ben fırsat buldukça bunun böyle olmadığını, dünyada dijital trafiğin artmasına rağmen gazetelerin de tirajlarını koruduğu yazdım.
Ve bir şey söyledim.
İçeriğin kral olduğunu...
Neden böyle yazdım?
Çünkü sosyal medya sayesinde herkes gazeteciliğe soyundu.
Gördüğünü, duyduğunu, gözlemlediğini vakit kaybetmeden paylaşmaya, anlatmaya, yazmaya başladı.
Bloglar kuruldu, her blog yazarı ahkam kesmeye başladı.
Twitter’da adam asmaca oynadılar.
Birçoğumuzu linç ettiler, yerden yere vurdular.
Benim gibi siniri sağlam olanlar soğukkanlı davranarak doğru bildiğimizi yapmaya devam ettik.
İşte böyle krizler içeriğin, özellikle de markalı içeriğin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi.
Gazeteciler dünya var olduğu sürece işlerini yapmaya, içerik üretmeye devam edecek.
Elbette bizlerin de özeleştiri yapması lazım.
Herkes gibi, her meslek gibi...
Güvenilir içerik belirli aşamalardan, süzgeçlerden geçerek servis ediliyor.
Akla geldiği gibi, duyduğumuz gibi değil; belirli ilkeler, parametreler dikkate alınarak kamuoyuyla paylaşılıyor.
İçerik kraldı, kral olmaya devam edecek.

Haberin Devamı

 
Bilimden de ayrılma

BU dönemde şunu da iyi anladık.
Bilimden ayrılma, bilimden kopma, bilimsiz kalma...
Bazen korkularımız, endişelerimiz, yaşadığımız panikler özeleştiri yapmamıza neden oluyor.
Daha doğrusu yaşadıklarımız bizi kendimize getiriyor.
Okudukça, izledikçe, takip ettikçe Türkiye’nin bilim insanlarının ne kadar dünya çapında ve nitelikli olduklarını bir kez daha iyi anlıyorum.
İyi doktorlarımız var.
Deneyimliler, dünyayı iyi biliyorlar, gelişmelerden haberdarlar, teknolojiyi iyi kullanıyorlar.
Atatürk’ün, “Beni Türk hekimlerine emanet edin” sözünün altında büyük bir gerçek olduğunu daha iyi anlıyorum.
Bilim önemlidir, değerlidir.
Ve bilimden ayrılmamamız gerektiğini dilerim anlamışızdır.

Haberin Devamı

 
Murat’ı kaybettik

ASLINDA eşi Sibel’i Murat Gökerti’den önce tanıdım.
Güzel Sanatlar Fakültesi’ne kaydımı yaptırmaya gittiğimde ilk tanıştığım sınıf arkadaşımdı.
Ben gazetecilikle üniversite arasında mekik dokurken, Sibel’ler anılar biriktirmeye, ben de onları dinlemeye doyamazdım.
Gazetecilik işte...
Sibel ile yollarımız yıllar sonra Hürriyet’te kesişti.
Hürriyet’e ilk gelişim 1999 yılıydı. O reklam bölümündeydi, Murat da idari işlerde.
Bir süre sonra hayatlarını birleştirmeye karar verdiler.
İki sevdiğim insanın mutluluklarına tanıklık ettim.
Birkaç yıl sonra ben önce Yeni Asır’a, sonra da Milliyet, Posta’ya geçtim.
İkinci gelişim olan 2009 yılında Sibel Hürriyet’te yoktu ama Murat benim en yakın çalışma arkadaşlarımdan biriydi.
Bina müdürümüz Murat Gökerti’yle 11 yıl beraber çalıştık.
Gazeteciliğin zor olduğunu anlatmama gerek yok. Ama gazeteler sadece haberden ibaret değildir. Sabah elinize aldığınız gazetenin ya da akıllı telefonlarınıza düşen her haberin arkasında büyük bir emek vardır.
Hiçbir sektöre benzemeyen krizleri, anlık gelişmeleri yönetmek sanıldığından da zordur.
İyi gazete yapmak sadece gazetecilerle olmaz.
Murat işte o kahramanlardan biridir.
Obsesif denecek kadar titizdi, bir doktor gibi hassastı.
Hani derler ya...
Nevi şahsına münhasır biriydi.
Geçen yıl rahatsızlandı.
Doktorlar karaciğer değerlerini çok yüksek buldu, nakil önerdiler.
Karaciğer arandı, bulunamadı.
Sibel’inkinin uyumlu olduğu söylendi.
Ve Sibelcim bir dakika düşünmeden gitti ameliyat masasına yattı ve karaciğerinin yarısını Murat’a verdi.
Böyle haberleri gazete sayfalarımızda çok yapmıştık, “Sizinkini de yapalım, örnek olsun” dedim.
Yaptık, çok da güzel oldu.
Her şey yolunda gidiyordu. Murat ayağa kalkmıştı. “Toparlanmadan gelme” dememe rağmen evinde oturamadı. Oturamazdı. Yine aynı tempoda, bildiğimiz ilkelerle çalışmaya devam ettik.
Ta ki 10 gün öncesine kadar...
Yine direndi, “Toparlar” dedik, olmadı.
Murat’ı kaybettik.
Hürriyet’i Hürriyet yapan önemli insanlardan biriydi.
Gazetelerin görünmez kahramanlarından biriydi.
Nurlar içinde yatsın…
Özleyeceğiz.

Haberin Devamı

İçerik kral olmaya devam edecek

 
Canlı konserleri tavsiye ederim

EVDE sıkılıyorsunuz değil mi? Sıkılmayın... Sizler değil miydiniz, “Günler öyle tempolu geçiyor. Hiçbir şeye vakit kalmıyor” diyen... Alın işte size zaman... İster kitap okuyun, ister müzik dinleyin, isterseniz sabaha kadar diziden diziye, filmden filme geçin... Bu arada yürüyüş yapmayı da ihmal etmeyin. Bahçesi olanlar şanslı, olmayanlar için koridorlar da iyidir.
“Sosyal medyanın canlı yayınlarına da bir bakın” derim. Dünyanın en ünlü sanatçıları sosyal medya hesaplarından canlı konserler veriyor. Çok da samimi oluyor. Benim hoşuma gidiyor. Tavsiye ederim.

 
Bu ara fütüristlere takıldım

VİRÜSÜ yeneriz, hiç kuşkum yok. Ama sonrasını merak ediyorum. Yeni bir dünya kuruluyor, kurulacak. Bu arada fütüristlere taktım. Yarın için ne söylediklerinden daha çok, geçmişte söylediklerini okuyorum. Bugünleri bilip, stratejik tavsiyeler önerenleri bundan sonra daha sıkı takip edeceğim.

Yazarın Tüm Yazıları